Sabah uyandığımda Derek yanımda değildi ve ben onun yatağındaydım. Ayağa kalkıp bana bol gelen pijamalara takılmadan aşağı indim. Derek koltukta dik bir şekilde uyuyordu.
Yanına gidip elimi yanağına koydum. "Derek" dedim fısıltıyla "neden burda yattın" Gözlerini araladığında benimle göz göze gelip gözlerini tekrar kapattı. "Gitmeyecek misin Derek" diyerek soruyu değiştirdiğimde kafasını iki yana sallayıp koltuğa tamamen yattı.
"Odanda yatabilirsin"
"Gidip yat Stiles, saat beş"
"Ama sen neden burda uyudun ki"
"Film" dedi fısıltıyla. Ben onun yanındayken bile saat üçtü filmi az önce mi bitmişti?
Başka bir şey demeden yukarı çıkıp ona bir çarşaf aldım ve tekrar aşağı inip üzerine örttüm. Eğilip yerde ki Tişörtünü de alarak yukarı çıktım.
Kendi odama girip yavaşça çarşafların içine kaydım ve gözlerimi kapatıp tüm gerçekleri yumuşak yastığıma dökerek hayal dünyam İçin uykuya daldım.
———Burnuma ve kulağıma sokulan yumuşak şeyle gözlerimi açtım. Derek ve Jennie gülümseyerek beni uyandırmaya çalışıyordu. Derek? Gülümseyerek...
"Siz ne yapıyorsunuz" diyerek burnumu kaşıdım ve diğer elimle gözlerimi kapattım.
"Saat on iki abi ve sen hâlâ uyuyorsun"
"Ah, iki günlük tatilimde lütfen biraz uyuyayım"
"Saat on iki dedik Stiles. Kalk artık. Yoksa buzlu bir sürahiyi kafandan aşağı dökerim"
Derek'in dediğiyle ayağa kalktım ve onları itekleyerek dışarı çıkarttım. Kıyafetler gelmişti, oysa seçmemiştim bile.
Siyah bir tişörtü çektim ve düzgünce katlanmış beyaz pantolonu da alıp alt alta koydum. Bunları görmek bile içime sinmiyordu.
Üzerime geçirdiğimde Tişörtümü içime soktum ve aynanın karşısına geçtim. 'Stiles Stilinski' devri bitmiş, 'bay Stilinski' devri başlamış gibi hissediyordum. İster istemez...
Aşağı inerken merdivenin ta başından Jennie'nin sesi geliyordu. Aşağı tamamen indiğimde ise Jen Derek'in bacağında zıplayıp bir şey için izin almaya çalışıyordu.
"Neler oluyor" diyerek hem Jen'in hareketini durdurdum hem de ikisinin de dikkatini kendi üzerime verdim.
"Dün gidebileceğimizi söylemişti ve dün gitmemesine rağmen bugün gitmiyor"
Lunaparktan bahsediyor olmalıydı. "Belki zamanı yoktur Jen ısrar edip durma"
Aslında Jen haklıydı. O lunaparka ben bile gitmek isterdim. Mükemmel oyuncakları vardı ve upuzun bir yolu olan hızlı tren dışardan da görünüyordu.
"Aslında tek sorun sensin Stiles" Derek'in dediğiyle kafamı çevirdim ve ona baktım. Jen'in eline, üzerinde reçel olan bir ekmek uzatıyordu.
"Abi gidelim lütfen"
"Giriş için para..."
"Para konusunu konuşmuyoruz Stiles tamam mı. Şunu düşünmeyi kes. Biz gidiyoruz ve sende gelirsen gelirsin" Derek'in dediği sert cümleye rağmen kendimi iyi hissetmiştim. Yavaşça kafamı salladım.
———Akşam üzeri olduğunda Peter, ben, Derek ve en önde Jen içeri girdik. Burası inanılmaz bir yerdi. Bıraksalar her an kaybolabilirdim.
"Hızlı tren" Jen'in sesi parkta yankılanırken biraz gülümsemeden edemedim. Neden normal çocuklar gibi atlı karınca istemiyordu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pasta
FanfictionStiles Stilinski ünlü bir pastacı. Hale şirketine girmek için tek şansı şirketin patronu hiçbir şey beğenmeyen Derek Hale'ye pastalarını beğendirmek...