Stiles;
Kapının çalınmasıyla bitkin adımlarımı ve gece boyunca beni uyutmayan güzel bebeğimi kapıya yönlendirdim. Kapıyı açtığımda sadece bir Peter yardımı beklerken şerif Stilinski öylece karşımda duruyordu. Hızla kapıyı suratına çarpıp daha sert adımlarla yukarı çıktım ve saatin sekiz olmasının rahatlığıyla Derek'in koluna vurdum.
"Derek kalk"
Niall'ın üzerini değiştirip aşağı inmek için kapıyı açtığımda Derek'i kontrol ettim hâlâ uyuyordu. Dün yorulduğunu bilsem de Niall'ın uykumu çalmasının tüm sinirimi ondan çıkarmamak için zor duruyordum.
"Derek saat dokuz oldu kalk dedim!"
Derek ayağa fırlarken hızla aşağı indim ve suyu kaynamaya bıraktım. Kahvaltı hazırdı, bu sadece bebeğimin yemeğiydi.
"Saat daha sekiz be! Dokuzda gideceğim" Derek yukardan bağırdığında aşağı inene kadar bir şey demedim.Sonunda onun o güzel yesillerini gördüğümde kapı tekrar çaldı. Yerimden hareket bile etmedim. Noah'ın yüzünü bile görmek istemiyordum.
"İyi günler"
"Sizi görene kadar sevgilim ve bebeğimle gayet iyi bir gün geçiriyordum Şerif"
Derek'in dediğine hızla ve hırsla kafamı salladım. Ağzımdan almıştı lafı. Suyu biberona koyduğumda bunu çoktan bırakması gerektiğini düşündüm. Okurdum bir ara...
"Stiles'ı görmek istiyorum"
"Stiles sizi görmek istemiyor sanırım değil mi bebeğim?" Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki Derek tekrar konuştu "İstemiyormuş duydunuz mu ben duydum hoşçakalın. Buralardan uzak bir yerde tabii"
___"Çok yorulduğunun farkındayım bebeğim. Söz veriyorum bir bakıcı tutacağım ve işine döneceksin"
Aranızda ki bebek hapşırarak Derek'e baktığında küçük burnuna bir öpücük kazandı. Ben ise avel avel bakıyordum. Derek çıkarken de hızla kolumu tuttum. Kendi bebeğimi kıskanmam benim hatam mı?
"Beni de öper misin Derek?"
Derek gülümseyerek dudağıma birkaç öpücük bıraktı ve saçlarımı düzeltip evden çıktı. Bende bizim fareyle baş başa kaldım. O bir fareydi çünkü yeni yeni yürümeye çalışıyor, her yere giriyordu insafsız. Bir keresinde çamaşır makinesine girmeye çalıştığını son anda görmüştüm. Ölüp gidecekti manyak...
Bebeğime hiç bebek gibi bakmıyor, her an naber kanka diyebilecek gibi hissediyordum. Bu benim suçumdu sanırım ama ben uzun zamandır bebek bakmıyordum. Ne yapabilirim.
Niall'ı yürüteçine oturtup su dolu kovayı kenara koydum. Niall anında yanıma geldiğinde eline bezi verdim. "Benimle temizlik yapmak ister misin cınım"
Niall gülümseyip bezi salladığında düşünüyor gibi yapıp yanağını sıktım. "Büyüyünce halay çekeriz beraber ama önce temizlik"
Süpürgeyi de çektiğimde kendim için bir şarkı açtım. Niall etrafımda kahkaha atarak dört dönerken bende gülümseyerek evi temizledim. Ben temizliyorum çünkü evde durmak çok sıkıcı. Natalie ise yemekleri hallediyordu. O konuda iyi değilim.
Temizlik bittiğinde Niall'ı uyutup bende yanına yattım. Geceden beri bir kere bile uyuyamamıştım. Bebeğim hasta oluyordu sanırım.
Çok kısa bir sürede uykuya daldım.
------Niall'ın neşeli seslerine uyandığımda saat bire geliyordu. Hızla yanımda ki bebeği kucağıma aldım ve havaya kaldırdım. "Bugün ne yapmak istersin bebem"
Niall kahkaha atıp parmağını ağzına soktuğunda onun yanağını öpüp ayağa kalktım. Önce onu giydirip yürüteçine oturttum ve sonra da kendim giyindim.
Niall'la dışarı çıktığımızda bir markete girip alkol reyonuna girdim. Ezbere bildiğim düzene göre birini çekip arabaya koydum ve evin ihtiyaçlarını alıp oyuncak reyonuna girdim. Bu tamamen benim keyfim içindi.
Gözüme yeşil gözlü bir ayı çarptığında yanına yaklaşıp elime aldım. Niall ise ilerde ki oyuncak silahlara uzanmaya çalışıyordu. Onu umursamadan ayıyı kucağına verdiğimde ise yere attı.
"Canını yaktın"
Ayıyı da arabaya koyduğumda Niall istediğini alamamanın siniriyle ağlamaya başladı. Ona silah almak istememem onun masum biri olmasını istememden kaynaklıydı.
------"Niall neden atıyorsun onu!?"
Ayıyı yerden alıp kitaplığın en üst rafına koydum ve Niall'ı bırakıp koltuğa oturdum. Dinlenmek istiyordum. Ona bakmayacağımı ta en başından bilmeme rağmen neden benimleydi.
Yürüteçin ayak sesleri yanıma geldiğinde bile oğluma bakmadım. O ise ayağımı çiğneyerek önümde durdu. "Baba" diyip elini bacağıma vurduğunda gülümseyip onu kucağıma aldım.
"Bu kadar tatlı olduğun için çok şanslısın ufaklık"
"Sende tatlı olduğun için çok şanslısın bebeğim"
Derek'ten gelen sesle arkama döndüm ve tam düşecekken Derek beni tuttu. Onu duymamıştım.
"Sen ne zaman geldin"
"Az önce. Senin sesini duydum."
Niall'ı kucağımdan aldığında gülümseyip kollarımı ona sardım. Ona şu sıralar daha çok ihtiyaç duyuyordum. Niall saçlarımı çektiğinde elini tutup tısladım. Saçlarım zayıf noktamdı!
"Niall babanın saçlarını bırak!"
Derek'i dinleyip elini açtığında altından sıyrılıp koltuğa oturdum. Bana karşı bu kadar düşmanlık besleyemezdi. Aklıma Logan geldi. Bebeğimin beynine bir çip yerleştirmiş olabilirdi. Yapmaz mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pasta
FanfictionStiles Stilinski ünlü bir pastacı. Hale şirketine girmek için tek şansı şirketin patronu hiçbir şey beğenmeyen Derek Hale'ye pastalarını beğendirmek...