Stiles melek olalı 3 hafta geçmişti. Derek her gün Jennie'nin korkunç rüyalarından çığlıklar arasında uyanmasına uyanıyor, onu teselli etmeye çalışıyordu tabi kendisini de... yanında yapabileceğini söylediğinde ise Jen yatağın abisi gibi koktuğunu söyleyerek ağlamaya başlamıştı. O her gün ağlıyordu. Alışamıyordu abisinin yokluğuna. Derek ise ağlamıyordu, o kadar çok ağlamıştı ki göz pınarları iflas bayrağını çekmişti. Buna rağmen Jen'i en iyi o anlıyordu. İkisinin de birbirinden başka kimseleri kalmamıştı.
"Bebeğim abin mutlu, seni de mutlu görmeli değil mi?"
"O bensiz mutlu mu?"
Jen'in kırgın ve titrek sesiyle sorduğuyla Derek dudaklarını dişlerinin arasına alıp kafasını iki yana salladı.
"Hayır, o çok üzgün ama olduğu yerde mutlu. Hem sen hiç aynı anda mutlu olup aynı anda üzülmedin mi"
Jennie kafasını aşağı yukarı salladığında Derek gülümseyip kızını kucağına aldı yerde, duvara yaslanıp sıkıca sardı Jen'i.
"Belki mutlu olamayız ama güçlü oluruz bebeğim hm?"
Jennie kafasını salladığında onu yatağına bırakıp çarşafların arasına girdi. Onun yumuşak saçlarını okşarken abisininkilere benzeyen benlere ve yine abisininkine benzeyen kalkık burnuna baktı.
-------Çok uzun zamandır tanışmıyor olsalarda çok şey atlatmış, bir anda dümdüz giden hayatlarına birbirlerini sokarak gidişatın değişmesine sessiz kalmışlardı. Sonuçta sevmişlerdi birbirlerini, birbirlerini ezberlemiş, birleşmişlerdi. Stiles son kez hissetmek, masumluğunu tamamen Derek'e vermek istemişti. Logan'ın ilki olmasını istemiyordu. Kendisini zorlayacağını da biliyordu. Tek çözüm kendini asmak zannetmişti.
------Derek o gün kalktığınd Stiles'ının kokusunu alamadı. Kaşlarını çatıp gözlerini açtı. Kendi yatağında değildi. Hızla oturur pozisyona geçtiğinde anladı salonda uyuyakaldığını. Elini gözüne götürüp sertçe ovuşturdu. Yeşil irisleri duvara asılı saate kaydığında gözlerini tekrar kapattı. Jennie'yi az önce okula bırakmış kendisi de eve döndüğünde uyumuş olmalıydı. İşlerini unutmuştu.
Yavaş hareketlerle ayağa kalkıp sarsak adımlarla banyoya yöneldi. Soğuyan havaların etkisiyle soğuyan suyu ard arda yüzüne çarptı. Banyodan çıktığında da çalışma odasına girip sandalyesine oturdu. Beyni odanın dağınık halini gözlerinin önüne bir perde misali sererken bu görüntüyü görmemek adına gözlerini kapatıp ellerini başına koydu.
"Özür dilerim" dedi titreyen sesi. "Özür dilerim, seni koruyamadım"
Bilgisayarının ekranında Stiles'ın da olduğu bir aile fotoğrafı, Derek karşısında çaresizce yalvarıyordu sevgilisine. "Affet beni"
Aciz bir haldeydi. Kendisi bunu biliyordu. Bir anda tüm düzeni bozulmuş, yıllardır dökmediği gözyaşını Stiles adına akıtmıştı.
Sadece geri gelmesini istiyordu ve onsuz bir şey yapabileceğini sanmıyordu fakat bu yarım saat kadar sürdü ve açık ekranına bir mesaj geldi.İşinizi İspanya'ya taşımak zorundasınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pasta
FanfictionStiles Stilinski ünlü bir pastacı. Hale şirketine girmek için tek şansı şirketin patronu hiçbir şey beğenmeyen Derek Hale'ye pastalarını beğendirmek...