32. Bölüm

228 29 8
                                    

Yatağa yöneltti titreyen bacaklarını, kapalı yorganı çekti ve elini ağzına kapattı. Buradaydı. Canlıydı, kalp atışlarını duyuyor, usul nefes alışveriş seslerini duyuyordu.

"Sevgilim? Ne oldu sana kurban olduğum"

Gözleri arsızca sevgilisinin çıplak vücudunda gezindi. Artık tanımakta zorlandığı bedenin her zerresine baktı. Üzerinde morluklar ve yeşillenmeler vardı. Gözlerinin altı mor, kaşının yanında bir patlak...Dudakları yıllarca su içmemiş gibi kuru, beli yemek yemiyor gibi incelmişti.

Derek onun görüntüsüne karşı yavaşça yere çömelip sevgilisinin yanağına elini koydu. Yavaşça okşadı dokunmaya kıyamadığı yanağı...Kendisine daha sonra gelip yorganı zayıf bedene sardı ve kucağına aldı genç adamı. Oydu işte. Her şeyi aynıydı. Benleri, saçlarının rengi, gözlerinin muhteşemliği, burnu...

Geldiği camdan çıktığında arabasına bindirdi eşini, yedi senelik özlemini. Bir yandan onu kontrol ederken bir yandan arabasını evine sürüyordu. Jennie'nin dönmesine daha çok vardı.

Onu eve soktuğunda hızla yatağa yatırdı ve uyandırmayı denedi ama uyanmıyordu, bir ilaç içmiş olmalıydı. Biraz kolonyayı peçeteye döktü ve burnuna tuttu. Kaşlarını çattığında hızla geri çekti ve elindekileri komodine koydu.

"Stiles?"

Stiles ise gözlerini açar açmaz ellerinden ve ayaklarından destek alarak geriye çekilmeye çalıştı fakat Derek onu sıkıca tutuyordu.

"Hayır" dedi Stiles kafasını iki yana sallıyordu "hayır hayır hayır, dokunmayın lütfen nişanlıyım ben, Logan Portman'ın nişanlısıyım"

Derek ölüp ölüp dirilmekten bıkmıştı Stiles'ın omuzlarını tutup hırsla sarstı sevgilisini. "Stiles, benim bebeğim Derek. Hatırladın mı?"

"Dokunmayın lütfen ikimizi de öldürür"

"Yanımdayken sana dokunamaz tamam mı? Bana olanları anlatmalısın"
------

"Geldim, gidelim"

Logan başını sallayarak Dylan'a önden giderek yolu gösterdi. Derek'in lacivert arabasının bir üst modeli olan arabayı gördüğünde gözlerini kapatıp gülümsedi. Kapı kendisi için açıldığında arabaya bindi ve kafasını cama yasladı. İçinden Logan'ın söyleyeceklerini tahmin etti

'Sana demiştim benim olacağını'

"Sana demiştim benim olacağını"

Kafasını iki yana sallayıp gittikleri yere baktı. Derek'in evinden çok uzaklaşmışlardı ama o bulacaktı kendisini. Bırakmazdı Derek Stiles'ı.

Logan'ın evine girdiğinde koltuğun birine oturdu ve Logan yanına oturduğunda ona çevirdi gözlerini.

"İspanya'ya gideceğiz. Ne kadar uzak o kadar iyi. Seni intihar etmiş gibi göstereceğiz"

"Ama ben ne olursa olsun aklıma bile getirmem intihar etmeyi. Ben ölmekten korkuyorum"

Logan kaşlarını çatıp kafasını olumlu anlamda salladı "ben hallederim" diye mırıldandığında Stiles bacaklarına sarıldı. "Eşyalarım..."

"Yenilerini alacağız"

İki gün sonra Dylan ve Logan özel bir uçakta İspanya'ya uçarken Derek notu çoktan almış, polislerle konuşmaya çalışıyordu. Stiles'ta uçağın penceresinden aşağı bakıyordu haberleri açtığında kendi haberini görmesiyle gözleri doldu. Hepsi koca birer yalandı. Buradaydı o, yaşıyordu ama kimse duymuyordu sesini. Sanki çığlıkları  boğazında düğüm olup yok oluyordu.
------

1 Hafta sonra Logan İspanya'da ki evlerine sarhoş gelip masumca yatakta uyuyan Stiles'ın üzerinde ki yorganı koparırcasına açtı. Genç adam en küçük bir hareket yapamadan hatta haykıramadan Logan'ın buz gibi bakışlarının vücudunda, çıplak göğüslerinde gezindiğini hissetti. Tüm gücüyle kendini korumak istedi, fakat Logan yuvarlak ve dolgun omuzlarından yakalamıştı bile. Alkol kokusunu buram buram yayan bir ağız boynuna doğru iniyordu.

"Hayır" diye bağırdı Stiles "Hayır! Yalvarırım yapma!"

Fakat Logan genç adamı belinden kavradı. Stiles dudakların vücudunda baştanbaşa dolaştığını hissediyordu. Ümitsizce bir silah aradı. Fakat elini attığı her şey rüzgar ve toza dönüşüyordu. Havada ki kalın sisin her yanını kapladığını, o karanlığın içinde kaybolduğunu hissetti.
------

6 ay sonra Logan Stiles hastaneye dönmek istediği için onun burnu, kaşı ve dudağı patlayana kadar dövdü. Stiles ona karşılık verememişti . Hiçbir şey yapmamıştı. O gece koltukta yatmış, sonra ki gün vücudunda türlü morluk ve ağrılarla uyanmıştı.
------

Yaklaşık 6.5 sene sonra Logan ve Stiles yeni doğan bir bebeği evlat edindiler. Stiles gün geçtikçe çürüyor, buna rağmen sesini çıkarmıyordu. Bu zavallı bebeğe de bakmayacağını biliyordu, kardeşine bile bakmamıştı. Eve girdiğinde bebeği kucağına aldı ve odasına geçip bacaklarına oturttu onu. Poposunun altına bir yastık koydu ve ellerini tutarak onu güldürmeye çalıştı. Fakat daha isim bile koymadıkları bebek sanki onun acısını anlayıp geçirmek istiyor gibi elini gözlerinin altına koydu.

"Acımıyor canım. Gerçekten... sadece uf olmuş. Nasıl oluyor öğrenmek ister misin?"

"Birisi geliyor böyle yürüyor yürüyor sonra bir bakıyor merdiven ama çok geç yuvarlanıp yere düşüyor, kesinlikle arkasından Logan adında biri itmiyor. Kendi kendine bir anda düşüyor"

Stiles jestlerini çok komik bir şey anlatıyor gibi kullandığında kucağında ki bebek gülmeye başladı. Fakat elini Stiles'ın göz altından çekmiyordu.

İsmini Logan, Niall koydu. Stiles'a fikrini bile sormadı
------

Derek'i gördüğü gün ise Stiles aşılarını yaptırmak için kendi başına evden çıkıp hastaneye kadar gitmişti fakat yolda Logan onu görüp herkesin içinde hırpalamış, Stiles'ın kaybettiğini sandığı çocuğu için ard arda tokat indirdi suratına. Stiles bir ara o kadar yoruldu ki Derek'in kendisine seslendiğini sandı ama hızlı adimlarina devam etti.

Sonra o geldi....

Aralarında ki kilometrelerce mesafeyi atlatıp yine buldu kendini.
------

Bir Pasta Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin