13. Bölüm

401 47 8
                                    

Gözlerimi hastanede açmıştım. Derek yanımda bekliyordu. Saçları dağınık, dudakları şiş...Hızla diğer tarafa döndüm. Ondan nefret ediyordum. Dün benim belime sarılan Derek nerdeydi? Beni sevdiğini söyleyen Derek nerdeydi?

"İyisin" dedi boğuk bir sesle "ilk seansı bugün alacaksın"

"Hiçbir şey almak istemiyorum. Neden o koduğumun doktoruyla evlenmedin"

"Jennie'yi görmek isteyen sendin"

Ufak bir kahkaha atıp serumu bile umursamadan ayağa kalkıp "benim için mi benimle evlendin" diye sordum. O ise kafasını hem hayır hem evet anlamında salladı.

"Tanrı aşkına neden bizi salmadın hm? Neden Jennie'yle olan hayatımızı bir anda baştan yazdın. Acı çektirmek istiyorsan bana çektir ona değil"

"Sence acı çekiyor mu Stiles. Daha iyi bir okula gidiyor, daha sağlıklı besleniyor, daha güzel kıyafetler giyiyor, Bella denen kadına her gün mahcup olmuyor, istediği zaman dolaptan yiyip istediği zaman istediği şeyi alıyor"

"Senden nefret ediyorum. Umarım seni siken o'dur"

Derek elini ağzına kapatıp güldü ve ayağa kalkıp omzularımı tuttu. "Benden nefret edemezsin Stiles. Emin ol sana anlattığım şeylerin hepsini yaparım. Sende Jennie'yi görmek için ayaklarıma kapanırsın"

"Kapanmam"

"Ben olmazsam bu lanet kanser yüzünden ölürsün. Bana muhtaçsın"

"Değilim. Bırak beni tamam mı? Jen'e de ben kötü bir adamım abin dışarda kalıyor artık de. Çalışıyordu ama ben ona evimi açtığım İçin birikimi bir anda yok oldu de tamam mı? Şimdi çok burdan. Tedaviyi de istemiyorum. Senin hiçbir şeyini istemiyorum Derek"

Elimi sertçe koluma götürdüm ve serumu çekerek çıkardım. Çıkan kanları umursamadan
yatağa tekrar oturdum. Üzerime sürdüğüm İçin tişörtüm çoktan kan olurken ellerimi sertçe saçlarıma geçirdim.

"Ölürüm ben, ama sen sadece Jen'e iyi bak"

Dışarı çıkmak İçin ayağa kalktığımda Derek kolumu tutup nerden aldığını bile bilmediğim bezle kolumu sildi. "Özür dilerim"

"Dileme git başımdan"

"Yapma böyle"

"Neyi yapmayayım Bay Hale"

"Benimle böyle konuşma"

"Ne var biliyor musun haklısınız sanırım. İsterseniz köle-efendi ilişkisine dönebilir"

Derek şaşkınca bana bakıyordu. Kabul bile edeceğini düşünmüştüm ki ben dalga geçiyordum.

"Saçmalama. Burda kalıyorsun doktor çağıracağım"

O kapıdan çıktığında dediği hiçbir şeyi umursamadan burda bıraktığı ceketinden çok az bir miktar para alıp koşmaya başladım. Çıkış kapısından çıktığımda bir taksiye durmasını işaret ettim ve yolu tarif ettim.

Geldiğimizde hızla adamın parasını ödedim ve pastaneye girdim. Birkaç müşteri vardı o yüzden sessizce içeri girdim. "Stiles!"
Alice'in sıcak kollarına sarıldığımda sanki her şey harikaymış gibiydi. O benim ailemdi, bir insan ailesi olmadan elbet yaşardı ama kolay değil. Özellikle küçük kardeşinden başka kimsen yoksa.

"Nerdesin kuzum sen. Ne kadar özledim seni biliyor musun?"

"Özür dilerim abla dışarı çıkamadım"

"Otur hadi, sana çay yapayım için ısınsın"

"Gerek yok..."

"...Var var"

Biraz gülümseyip sandalyelerden birine oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım. Alice bir fincan çayla geldiğinde onu alıp tekrar oturdum o da benim karşıma oturdu.

Ben ona her şeyi anlatırken Derek'in sesini duydum. Oraya gelmemi söylüyordu. "Abla ne olur söyleme burda olduğumu tamam mı"

Alice kaşlarını çatıp neler olduğunu anlamasa da dışarı çıktı ve bir sorun olup olmadığını sordu. "Stiles hemen yanıma gelsin sonunun iyi bitmeyeceğine emin olabilirsiniz"

"Aa şu terbiyesizliğe bak. Hem çocuğu yanıma gönderme hemde gel burda olduğunu söyle"

"Bak teyze..."

"...Teyze mi. Dünki bok"

İçerde gülmemek için kendimi çok zor tutuyordum ta ki Derek'in içeri girmesinde bir sorun olmayacağını söyleyesiye kadar. Yere yakın camlardan birinden atladığımda Derek beni gördü ama ben koşmaya devam ettim. Arkama bile bakmadan ormana girdim. Hava karanlık olmamasına rağmen burası karanlıktı ve adımlarımı yavaşlatmak zorunda kaldım.

Arkamdan gelen adım seslerini duyduğumda hızla bir ağacın arkasına saklandım. Derek'in kokusu çok yakından geliyordu. Bende yere çömeldim.

"Stiles çık dışarı"

Adım sesleri biraz daha yaklaştı ve ben kendime daha da sıkı sarıldım. Donuyordum ama onu görmekte istemiyordum.

"Stiles üçe kadar saydığımda çıkmamış olursan ve ben seni bulursam yemin ederim aklının hayalinin almadığı şeyleri uygularım"

Çokta umrumda diye geçirdim içimden cidden umrumda değildi. Sadece gitsin istiyordum. Onu görmek bile istemiyordum.

"1"

Yakınlaşan birkaç adım sesi daha ama kıpırdamıyordum. Kalbim ağzımda atarken sessizce gitmesini bekliyordum.

"2"

Sıkıca gözlerimi kapattım. Bu karanlıkta beni bulamazdı ki.

"3"

Gözleri kör eden bir ışık açıldığında elimi, gözüme siper ettim. Sonra tekrar o kalın sesi duydum. "Çık dışarı"

Işık benim üzerime doğru gelirken yakalanacağımı anlayıp koşmaya başladım. "Stiles!"

"Canın cehenneme"

Koşmaya devam ederken ayağıma takılan şeyle yere düştüm ve Derek hemen yanımda bitti. Nasıl bu kadar hızlıydı.

"Bir daha söyle"

Eğilip saçlarımı tuttu ve beni çekerek ayağa kaldırdı. "Ah" diyerek acımı belirttiğimde umursamamaya devam etti. Siyah arabaya bindiğimizde kaçmayı çok denedim ama o öne oturup kapıları kilitledi. "Yardım edin!" Cama ard arda vurdum ama kimse beni duymadı.

"Sakin ol. Tanrı aşkına sana zarar bile vermediğim halde benden neden kaçıyorsun"

"Beni aldattın"

"O beni öptü!"

"Sen onun üzerindeydin"

"Her şeyi anlatacağım tamam mı. Yemin ederim"
———

Bir Pasta Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin