Bir hasta gelmişti. Sanki yıllardır yemek yememiş, su bir kere bile boğazından geçmemiş gibiydi. Yüzünde çeşitli morluklar boynunda birkaç çürük vardı.
"Doktor...Lütfen"
Yanına koştum ve bir sedyeye yatmasına yardım ettim. "Merak etmeyin sizi kontrol edeceğim" Ürkek kız yavaşça kafasını salladı ve bir serum almak İçin arkamı döndüğümde sertçe kolumu tuttu.
"Beni ona vermeyin lütfen"
"Kime?"
"O...ona vermeyin yalvarırım"
"Merak etmeyin size şu andan itibaren zarar gelmez. Doktorunuz benim."
Kız gülümseyerek kolumu bıraktı ve gözlerini de acıya daha fazla dayanamayarak devirdi.
Koşarak bir serum ve ilaçları alıp yanına gittim.
———O kızın başından ayrılmamak İçin nöbete kalmıştım. Saat gece birdi ve ismi Natalie olan kız rahatça, kolunda ki serumla uyuyordu. Bende yanında oturuyordum.
Birkaç saat sonra rahatsızca kımıldadığında hızla ayağa kalktım. Gözlerini açtı ve içinde korkuyu her zerresine kadar yaşayan,belki de her gün acı çeken bedenini gözlerinde gördüm.
"Yalvarırım yardım edin"
"Her şey yolunda"
"Değil, bana yardım edin"
Etrafıma bakındım. Hiçbir şey göremiyordum. Odada sadece biz vardık.
"Sorun ne Natalie?"
"Beni bulacak"
Kolları belime dolandığında biraz kasılsam da onun boynuna sardım kollarımı. "Burda kimse seni bulamaz merak etme. Neler olduğunu anlatmak ister misin?"
"Beni kaçırdı. Yemek vermedi bay Hale."
"Oh, açsan sana yemek getirebilirim"
Yavaş ve utangaçça kafasını iki yana sallasa da ondan ayrılıp koşarak kantine indim ve yiyebileceği bir şeyler alıp tekrar odasına girdim lakin odasında değil, yerdeydi.
"Ne yapıyorsun sen"
"Dayanamıyorum ben Bay Hale lütfen yardım edin"
"Tamam, tamam tamam. Şimdi tutun benden"
Titreyen elleri yine benim boynumu bulduğunda onu kaldırıp yatağa yatırdım.
"İyi olacaksın merak etme. Her şey iyi olacak"
———Sabah uyandığımda Natalie uyuyordu. Saat yediydi ve o dörtte uyumuştu. Yavaşça üzerini örttüm ve dışarı çıktım. Karşımda Derek'i gördüğümde gülümseyip dosyaya birkaç not aldım.
"En güzel asistan ne yapıyor bakalım"
"Asıl yeşil gözlü bir adamın gecenin 4'ünde burda ne işi var? Onun bir kardeşi olmalı"
Derek biraz gülümseyerek etrafını kontrol etti ve beni çekeleyerek tuvalete soktu.
"Kardeşi uyuyor ve bu adam senin kokunu hissetmeye geldi"
"Ow hayır Derek, bir ameliyat vardı ve kan kokuyorum sadece"
Derek yavaşça kafasını yana yatırdı ve kollarını beni duymamış gibi bana sardı. "Önemli değil"
Elimde ki dosyayla ona sarıldığımda onun temiz kokusunu içime çektim. Ondan yardım alıyordum. Ayakta durmak İçin ona muhtaçtım.
Kapı açıldığında hızlıca ondan ayrıldım ve dosyayı bacaklarımın arasına sıkıştırıp musluğu açtım.
"Bay Hale 245 numaralı odada ki hasta kriz geçiyor ve durduramıyoruz"
Derek'e kafamı sallayıp koşarak Natalie'in odasına girdim. "Yastığı Çek altından hemen!"
Hızla bir sakinleştiriciyi serumuna enjekte ettim ve onu kontrol ettim ama ben ona bakar bakmaz nefesi kesildi.
"Bir şey yapın Bay Hale"
Kilitlenmiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Öylece duruyordum sadece. Onun boğuluşunu izliyordum. Ellerim hareket etmiyor, parmaklarım bana itaat etmeyi reddediyordu.
"Bir şey yapın"
Arkamdan başka bir doktor gelip beni ittirdiğinde tökezleyip düştüm ve şaşkınca ona bakmaya başladım.
"Dili boğazına kaçmış" Sesini duyduğumda beynimde sirenler çalmaya başladı. "Benim yüzümden"
Hemşireler birkaç saniye bana baksada hızla önlerine döndüler ve işlerine baktılar. Ben mi? Hâlâ yerdeydim.
"Bay Hale odama gelin"
———
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pasta
FanfictionStiles Stilinski ünlü bir pastacı. Hale şirketine girmek için tek şansı şirketin patronu hiçbir şey beğenmeyen Derek Hale'ye pastalarını beğendirmek...