25. Bölüm

251 30 16
                                    

Dayanamadım. Sınırı da beklemeyeceğim sanırım çünkü sinir oluyorsunuzdur

Yavaş ve ürkek adımlarını hocasının odasına doğru atıyordu. Korkuyordu çünkü hastası onun yüzünden boğulurken bir şey yapamamıştı. Yavaştı çünkü o odaya varmayı asla istemiyordu.

Kahverengi kapının yanında yazan isimle yutkundu.

Jack Portman

Elini yumruk yapıp birkaç kez kapıya vurdu. Tüm vücudu titriyor, ceza alma korkusu tüm bedenine mesken tutuyordu.

Komutunu aldığında içeri girdi ve bir baş selamıyla koltuğa oturdu.

"Bir hastanın dili boğazına kaçtığında ne yapmalıyız Stiles?"

"Çıkar...çıkarmalıyız hocam"

"Peki neden çıkarmadın"

"Ben ne yapacağımı unuttum. Cidden. Sadece vücudum kilitlendi ve hareket edemedim. Özür dilerim. Bir daha olmayacak yemin ederim"

"Güzel. Eğer bir daha görürsem iyi olmaz"

Hızla kafasını salladı genç adam. Bir daha olmazdı. En azından öyle umuyordu.

"Çıkabilirsin. Eve gidip dinlen"

Tekrar kafasını sallayıp odadan çıktı ve soyunma odasında bekleyeceğini söyleyen Derek'in yanına indi.

"Hey sen iyi misin"

Derek'in bile gözünden kaçmadığını düşününce iyi değildi. Her şey üst üste geliyordu. Günler geçtikçe Logan konusunda endişeleri çoğalıyor, Jen'in büyümesi ve masrafların çoğalması sürekli olarak utanmasını sağlıyor, Derek'e yük olmamak İçin yaptığı şeyler ise canını yakıyordu artık. Onun eşi olduğunu aklı almıyordu. İnanamıyordu ki, bir hayalde hissediyordu kendini.

"Konuşuruz sonra. Jen'i bıraktın mı acaba"

Tişörtünü çıkartırken söylediği şeye Derek önce kafasını salladı ve sonra da Stiles'ın çıplak bedenine sarıldı.

"Ev boş"

"Yani?"

"Bana her şeyi anlatabilirsin. Gidelim?"

Stiles kafasını salladı ve pantolonunu da giyinip Derek'in peşine düştü. Yemeğe gittikleri arabayla gelmişti. Onu beklemeden ön koltuğa oturdu ve kısa bir süre sonra evin bahçesine girdiler.

Stiles yine Derek'i beklemeden içeri girdi ve kendini yatağa attı. Az sonra Derek geldiğinde ise yüzünü bile ona dönmedi. Neden böyle hissediyordu bilmiyordu.

"Stiles neler olduğunu anlatmak ister misin?"

"Bilmiyorum Derek sanki ölmem gerekiyor gibi hissediyorum. Her şey üstüme biniyor gibi. Sanırım taşıyamıyorum Derek"

Derek yanına yattığında Stiles'ı hiç zorlanmadan kendine çevirdi ve kafasını göğsüne yasladı.

"Tüm yükü taşımak zorunda değilsin bak benim omuzlarıma gayet boş. Paylaşabiliriz."

"Sana bir yükten daha fazlası değilim"

Derek kaşlarını çatıp saçlarına bir öpücük bıraktı "Hayır, sen benim sevgilimsin Stiles, tek eşim....Tek hayat arkadaşım, tek gülme nedenimsin. Bana yük değilsin. Her şeyi paylaş benimle. Ağlamak istediğinde omzum hep senin için duruyor. Gülmek istediğinde kahkahalarım senin için saklı"

Stiles biraz gülümseyip Derek'in elini tuttu. "teşekkür ederim Derek, sen olmasan Jen ne halde olurdu kim bilir"

"o benim kızım"

Stiles o an farketti. Derek Jennie'den bahsederken kızım dediğinde kalbi kırılmıyor, onun yerine iyi ki diyordu. İyi ki onun kızı.

Saat on ikiye gelirken Derek yavaşça yataktan kalktı. Zaten uyumamıştı. Hazırlanıp dışarı çıktı ve şirkete girdi.
------

Stiles gözlerini açtığında önce sevgilisinin kokusunu alamadığı için kaşlarını çattı. Sonra da yavaşça etrafına baktı.

Komodinde ki notu gördüğünde eline aldı ve sırtını yatak başlığına dayadı.

kahvaltı hazır bebeğim, çıkmak zorundaydım. Akşam görüşürüz.

Stiles biraz gülümsedi ve üzerini giyinip aşağı indi. Kahvaltıyı Derek hazırlamış olmalıydı. Natalie yoktu çünkü bugün.

Sandalyeye oturacakken üzerinde ki kutuyu gördü. Hızlıca kurdalesini çözdü ve açtı. tekrar bir not karşıladı onu.

Sana sabah demiştim Stiles, sen yük değilsin aksine omuzlarımıza yük yükleyen rüzgarı engelleyen ağaçsın. Benim ağacım.

Stiles biraz gülümsedi ve notu kenara koydu. Derek'ten böyle cümleler duymak imkansız geliyordu ona.

Kutunun içinde ki yüzüğe baktı önce. Üzerinde hayat ağacı vardı. Derek'e bir ara hep anlamlı bir yüzüğüm olsun isterdim demişti. Titreyen elleriyle geçirdi yüzüğü parmağına.

Derek kendisine iyi davranıyordu. ona kendisinden bile çok güveniyordu. Zaman geçtikçe ondan sıkılacağını düşünmüştü ama tam tersine ona daha da bağlanıyordu. Onu daha çok seviyordu. İçinde ki Derek sevgisi daha da büyüyordu.

Günler geçtikçe...

Bir Pasta Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin