"Stiles... lütfen gitme"
Stiles yavaşça kafasını iki yana salladı ve "üzgünüm Derek gitmeliyim" dedi.
"Gidince sana vuracak, haline bak. Sen beni bembeyaz terk ettin Stiles. Cidden ondan korkmak yerine benden mi korkuyorsun?"
"Hayır"
"Gitme. Yine yanımda uyu" dedi ve kucağında ki bebeği gösterdi "bu melekte aramızda uyusun"
"Noldu sana birden ne bu Niall aşkı?"
Derek gururla Niall'a baktı. "Bana baba dedi"
"Ne!?"
Derek kafasını salladığında Stiles burnundan gülüp kafasını eğdi. Derek ise hırsla kaşlarını kaldırdı "ne? Cidden baba dedi"
"Konuşmayı bilmiyor Derek. O sessiz biraz"
"Ya yemin ederim baba dedi. Kulaklarımla duydum"
Stiles kafasını sallayıp bebeğini kucağına aldı ve alnına bir öpücük bırakıp çantanın yanına oturdu. "Üzerini değiştirmeliyim"
"Burda kalacak mısın?"
"Evet ama..."
Derek hevesle ellerini durmasını gösteren şekilde Stiles' a uzattı. "Aması yok hadi giydir"
Stiles kafasını sallayıp Niall'ı bacağına yatırdı ve üzerini çıkarıp sarı bir tulum giydirdi. Derek ise hüzün dolu gözlerini sevgilisinden ayırmıyordu. "Senin ve benim bebeğim olabilirdi" dedi sonunda. Stiles ise Niall'ı kucağına alıp Derek'e baktı. "Ama olmadı" dedi. Bu konunun onun da canını yaktığı o kadar belliydi ki.
Niall'ı yavaşça yatağa bıraktı ve etrafını yastıkla çevirip Derek'e baktı "istersen onunla yatabilirsin ya da..."
"Üçümüz yatabilir miyiz"
Derek yavaşça Stiles'ın elini tuttu. Onu korkutmak ya da kaçırmak istemiyordu. Sadece eskisi gibi çekinmeden dudaklarına yapışabilmek, onunla gülebilmek ve onun iyi hissettirebilmek istiyordu. Ama Stiles'ın her defasında onu elinin tersiyle itmesi yıldırmıştı kendisini.
"Geçmiş geçmişte kaldı Stiles. Artık herhangi bir şeyin geri dönüşü yok değil mi? Hem biz mutluyduk..."
"Senin her şeyini bildiğimi sandığım zamanlarda evet"
Derek elini çekip şakaklarını okşadı. "Bak Stiles özür dilerim tamam mı ben çok hata yaptım ama babanı kendi elimle ben öldürmedim"
Stiles kafasını iki yana salladı ve işaret parmağını tehdit etmek için Derek'e doğrulttu. "Senin adamların, senin emrinle...Benim babamı öldürdü"
Sesini biraz yükseltmiş olacak ki Niall ağlayarak uyandı. Yatağa en yakın olan Derek ise hızlıca bebeği kucağına aldı ve yerinde sallandı. "Hiç bir şey yok bebeğim. Babanla konuşuyoruz. Sadece ve sadece konuşuyoruz"
Stiles yere çöküp kafasını dolaba yasladı ve gözlerini kapadı. "Neden bu kadar suçlu olmana rağmen seni sevmeye bu kadar eğilimliyim? Biz birbirimizi tanımıyorduk bile Derek...Neden seni bu denli seviyorum"
Derek Niall'ın saçlarını okşarken kafasına da bir öpücük bıraktı ve yavaş yavaş sallanarak Stiles'ın yanına vardı. "Gidip benim yatağımda dinlen hm? Çok yoruldun. Ben bakarım Niall'a"
Stiles ayağa kalktığında kollarını ileri uzattı. "Saçmalama Derek, asıl sen uyu yarın işe gitmeyecek misin?"
"Gideceğim ama lütfen yatar mısın ben hallederim."
"Pekala" dedi Stiles arkasına yavaş adımlar atarken "iyi uykular o zaman?"
"İyi uykular bebeğim"
Stiles gülümseyerek Derek'in odasına girdi ve çarşafları açıp içine kaydı. Niall ağlarken onun yatması hiç içine sinmiyordu.
Derek ise kısa bir süre sonra küçük çocuğu susturup yanına yatmıştı. Parmağını küçük parmakların sarmasına izin verdi ve gözlerini kapadı.
Gecenin bir yarısı ise Stiles çekingen adımlarla odaya girip elinde getirdiği battaniyeyi Derek'in üzerine örttü. Sonra da dolanıp Niall'ın yattığı tarafa dolandı. Bu taraftan Derek'in suratı da görünüyordu. Kesik kesik nefesler alıyor, Niall bir parmağını sıkı sıkıya tuttuğu için kendini kasıyordu.
Yavaşça uzanıp alnına düşen saçları geriye çekti ve elini onun yanağına koydu. Derek kıpırdanıp diğer eliyle Stiles'ın elini sertçe tuttu ve dudaklarına götürdü.
"Gitmeyeceksin Stiles. Hep benimsin. Seni Logan'a vermeyeceğim"
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Pasta
FanfictionStiles Stilinski ünlü bir pastacı. Hale şirketine girmek için tek şansı şirketin patronu hiçbir şey beğenmeyen Derek Hale'ye pastalarını beğendirmek...