22. ve 23. Bölümler

163K 12.9K 26.3K
                                    

Merhaba canımın içleri <3

Bugün sizlere iki bölümle geldim, yarın bir bölüm daha paylaşacağım. Umarım bugün ve yarın yayınlayacağım üç bölüm ile beklediğiniz zamanı telafi edebilirim :') 

Bölüm sonunda görüşmek üzere^^

-

Bölüm şarkısı : Escape The Day - Days 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


22.Bölüm : Kumru Kafese Döndü.

-

"Uraz! Nisan! Eren! Bulut! Uraz!"

Kendimi kapkaranlık bir ormanın ortasında buldum. Oradan oraya koşuyordum, kollarımı kesen sert ve ince ağaç dallarını umursamadan koşmaya devam ediyordum.

"Uraz! Nisan!"

Avaz avaz bağıran sesimin yankısı aldığım tek karşılıktı. Ben bağırıyordum ve sesim yalnızca bana dönüyordu.

"Kimse yok mu?"

Tam o an koşar adım uzattığım ayaklarım bir bir büyük bir boşluğa düştü. Boşluğun içinde süzüldüm, küçüldüm ve bağıra bağıra yok oldum.

-

"Kumru Hanım! İyi misiniz? Sakinleşin, kabus görmüş olmalısınız. Sayıklıyordunuz." Gözlerimi araladığım an gördüğüm yüz kırklı yaşlardaki kızıl saçlı hasta bakıcının yüzüydü. Bana endişeyle ve merakla bakıyordu. Nefes nefeseydim, uzun bir düşmenin yorgunluğunu yaşıyor gibiydim.

"İyiyim." dedim, "İyiyim. Sadece düştüm." Hasta bakıcı gülümsedi.

"Rüyanızda düştünüz." diye düzeltti. Kafam karmakarışıktı.

İçinde bulunduğum gerçekliğin karışıklığı yetmezmiş gibi bir de kabuslar görmeye başlamıştım. Kafamın içinde hala oradaydım, yerin altında. Gerçekte olanlar ise bir yıl boyunca komada kalıp uyandığım ve hastanede olduğumdu. Hangisi daha kötüydü bilemiyordum. Dün bütün gün boyunca tek gördüğüm kişi Uraz'dı. Konuşmama müsaade edilen tek kişi oydu. Annemin ve babamın diğerleriyle birlikte kapıda beklediğini biliyordum. Teyzem ve kuzenlerimin, Eren, Nisan ve Bulut'un da orada olduğunu biliyordum ama aslında bakarsanız Uraz'la konuşurken hissettiklerimden sonra hiçbiriyle konuşmaya hazır hissetmiyordum. Uraz'a karşı yabancı hissetmiştim. Kafam o kadar karışıktı ki kim bana tanıdıktı, hangi hikayenin içinde bir ögeydim bilemiyordum.

"Yemeğin geldi. Yedirmemi ister misin?" diye sordu hasta bakıcı. İsmi Esra'ydı. Evliydi ve bir çocuk annesiydi, bunları bana ben yarı uyur yarı uyanık haldeyken serumumu takarken anlatmıştı.

"Acıkıp acıkmadığımı bile bilmiyorum..." diye mırıldandım.

"O zaman acıktığını varsayalım çünkü saatlerdir hiçbir şey yemedin. Aç olmalısın." dedi ve tepsiyi tekerlekli hasta masasına koyup önüme çekti.

Enkaz AltındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin