Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir plato. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evinizi bu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
7.Bölüm : 17 Aralık.
(Yazarın Anlatımıyla)
Televizyonlarda reklamlar dönmeye başlamıştı. Enkaz Altındakiler'in yapımcısı yarışmanın reklamını yalnızca yarışmanın yayınlanacağı kanal olan EA TV'de değil, ülkenin her şehrindeki devasa reklam panolarında, sosyal medyanın her yerinde, hatta rakibi olmayan bazı televizyon kanallarında bile yapıyordu.
Kumru ilk kez o gece elleri cebinde evine yürürken görmüştü Enkaz Altındakiler'in dev reklam panolarından birine asılan ilanını. Hatta tam da asılma anına denk gelmişti. Yağmurluğu ve ıslak saçlarıyla caddenin karşısında durmuş, reklam panosuna asılan büyük afişe bakmıştı öylece.
Simsiyah bir arka planın üzerinde kocaman harflerle şöyle yazıyordu,
"ENKAZ ALTINDAKİLER – 17 ARALIK'ta EA TV'de!"
"Sizi kaybetmemizi ister misiniz?"
Kumru o afişin karşısında dakikalarca durdu. Neler oldu, neler bitti, neler yaşandı düşündü. İzi kalanları düşündü, ruhunun antikalarını düşündü. Komadan çıkıp iyileşmesinin üzerinden hatırı sayılır bir zaman geçmişti ama belli ki ruhu hala yaralıydı.
Oysa ki her şeyiyle iyi olduğuna, her zerresiyle iyileştiğine inanmıştı.
Yeni bir sayfa açtığına inanmıştı, oysa yeni ve boş olduğunu sandığı o kağıdın arkası önceden doldurulmuştu. Önündeki yeni sayfa kendisinin müsvedde kağıdından başka bir şey değildi.
Elleri cebinde yürümeye devam etti. Uzun uzun yürüdü. Kulağına taktığı kulaklıklarında enstrümantal bir müzik çalıyordu. "Tony Anderson – Nuit."
Kumru'nun yürüdüğü yolun birkaç kilometre uzağında bir balık restoranındaki uzun masalardan birinde can sıkıcı bir sessizlik vardı. Uraz, Eren, Bulut, Araz ve Beste siparişlerinin gelmesini beklerken Kumru'suz pek de keyifli değillerdi.
"Oğlum bak, kızdıracak bir şey mi yaptın kıza?" dedi Araz endişeyle, "Kumru böyle yapmazdı, bizi sever o."
Uraz düşünceli gözlerle masaya bakmayı sürdürdü.
"Bir şey yapmadım." dedi.
O sırada Nisan elindeki telefonu masanın altına doğru sokuşturmuş, Kumru'ya mesaj yazıyordu.
"Kumruş'um bir şey mi oldu? Uraz'ın da morali bozuk. Bir sorun mu var?"
Uraz önüne gelen alkollü içecekten büyük bir yudum aldı. Dışarıdan güçlü bir gök gürültüsü duyuldu.
"Belki de..." diyerek söze girdi Uraz, devam edemedi.
