Merhaba sevgili sevgililerim <3
Uzun zaman oldu, nasılsınız? :')
İyi okumalar dilerim, bölüm sonunda görüşürüz :)
Bu bölüm hayatta yerini bulamayan herkese...
---
26.Bölüm : Yeri Olmayanlar.
26.Bölüm : Yeri Olmayanlar.
(Kumru'nun Anlatımıyla)
Sabah gözlerimi açtığımda Nisan'ın koltuğundaydım. Dün akşama dair hatırladığım son şey Uraz'ın telefonunda gördüğüm "Duygu" ismi ve hemen sonrasında içimdeki öfkeyi bastırmaya çalışırken uyuyakaldığımdı. Dışarıdaki güçlü rüzgarın sesi evin her yanını sarıyordu. Dikkatlice doğrulduğum sırada Uraz'ın karşı koltukta uyuduğunu gördüm. Burada mı kalmıştı?
Gözlerim üzerinde gezindi. Üzerinde kısa kollu beyaz bir üst vardı, yeşil battaniyeyesine sıkı sıkı sarılmıştı. Gözlerim Uraz'ın orta sehpada duran telefonuna çevrildi. Aklım yine dün akşama gitti. Kimdi bu Duygu? Uraz'ın hayatında biri mi vardı? Öyleyse burada ne işi vardı?
Uraz'ın kıpırdanmasıyla birlikte bakışlarımı önüme çevirdim. Göz ucuyla baktığımda ise hala uyuyor olduğunu gördüm. Elim yastığımın altına uzanırken kendi telefonumu arıyordum. Telefonumu yastığın altından çıkarıp saate baktım. Saat henüz 07.26'ydı. Onlar için çok erken olmalıydı. Kaçta uyuduğumu, kaç saat uyuduğumu bile hatırlamıyordum. Peki şimdi ne yapacaktım? Kendimi zorlasam kalkıp banyoya gidebilir miydim? Yoksa banyoya dahi gidebilmek için bile birinden yardım mı istemeliydim? Eğer kimsenin yardımı olmadan yaşayamayacak bir haldeysem burada ne işim vardı? Bana bu halde annem ve babam değil, onlar mı bakacaktı?
Ellerimle koltuğa tutunarak bacaklarımı aşağı doğru uzattım. Bacaklarımı hissediyordum, hissettiğim şey ise yoğun bir uyuşukluk ve karıncalanma hissiydi. Tek elim ile koltuğun kenarına, diğer elimle ise koltuğun minderine tutunarak ayağa kalktım. Koltuğa eğilmiş bir şekilde tutuna tutuna yavaşça ilerledim. Koltuğun bir ucundan diğer ucuna gelene kadar bile nefes nefese kalmıştım. Kapıya ulaşabilmem için kalan birkaç adımı hiçbir yere tutunmadan atmalıydım. Bunu yapabilir miydim? Koltuğu tutan ellerimden birini çektim ve sağ dizimi tuttum. Dizimi elimle öne doğru itip bir adım attım. Sonra diğer elimi de çektim ve yavaşça bir adım daha attım. Bacaklarım titriyordu ama yüzümde umut dolu bir gülümseme vardı. Öylece ayakta durmuş tir tir titriyordum. Sağ bacağımı bir kez daha öne itmeye çalıştığım sırada bacaklarımın gücü tükenmiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enkaz Altındakiler
Teen FictionGözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir plato. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evinizi bu...