Selamlar canımın içleriiii <3
Ben bu bölümü çok sevdim, hatta bölüme o kadar bağlandım ki resmen bir türlü yazmayı bırakamadım. Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, bölüm sonunda görüşmek üzere^^
11.Bölüm : Balo Salonu.
Hiç kaybolmuş hissettiğin oldu mu? Hayatının ortasında öylece durduğun, müziğin sesini kısıp etrafına boş boş bakındığın ve "Ben şimdi nereye gideceğim?" diye düşündüğün oldu mu? "Burası neresi, neden buradayım ve buradan nereye gideceğim?" gibi sorularla boğuştun mu hiç? Halbuki evindesin, odandasın, sokağındasın. İnsan evinin içinde, odasının içinde, yatağının içinde kaybolur mu hiç? İnsan yıllardır yaşadığı sokağın içinde kaybolur mu?
İnsan doğduğundan beri yaşadığı bedenin içinde kaybolur mu? Ben kayboldum. Çok defa kayboldum, çok defa yolu buldum. Bazı yolları hala bulamadım, evrenin bazı yerlerinde hala kayıp haldeyim, hala bulunamadım. Evrenin bazı zamanlarından bir nokta gibi kaybolup gittim. Kimse tarafından bulunmadım çünkü kimse tarafından aranmadım.
Ruhum bazı sokaklarda kayıp, bazı telefon konuşmalarında, bazı mesajlarda, bazı akşam yemeklerinde kayıp. Ruhumu masaya bırakıp odama gittiğim akşam yemekleri geçirdim. Sevgisiz büyüdüm, meraksız, ilgisiz ve hatta umarsız.
Hayatım boyunca bana hissettirilen tek duygu başarısız ve işe yaramaz bir kız çocuğu olduğumdu. Görüntümün bile bir gelecek vadetmediğini hissettim, bunu bana onlar hissettirdi. Okula boşuna gidiyormuşum gibi hissettirildim. Bomboşmuşum gibi, boşuna yaşıyormuşum gibi, bana yazılan hiçbir kader yokmuş ama ben ısrarla hayata tutunmaya çalışıyormuşum gibi hissettirildim.
Annem ben on iki yaşıma gelene kadar saçlarımı hep kısacık kestirirdi. Bunun daha rahat olduğunu söylerdi ve ben hep saçlarımın uzunken nasıl göründüğünü merak ederdim. On iki yaşıma geldiğimde benimle bir konuşma yaptı, artık büyüdüğümü ve bana kendi ihtiyaçlarımla ilgilenmeye başlamam gerektiğini söyledi. Sonra yıllarca saçlarımı kestirmedim. Saçlarımın hafiften dalgalı olduğunu on üç yaşımda öğrendim. Okul toplantılarıma genelde gitmezlerdi, gerek görmezlerdi. Sanki okuyacaktım, sanki başarılı olacaktım. Onlar bunlara inanmazdı. Ben kimdim ki? Kumru kimdi? Gözlerinde bomboştum.
Önümde bir sayfa vardı. Ben o sayfada hayatın bana neler getirebileceğini görebiliyordum. Ailem ise önümdeki o sayfayı bomboş görüyordu. Dans etmeyi seviyordum. Geceleri yatağıma girdiğimde kafamdaki her üzüntüyü silip kendimi bir dans sahnesinde hayal ediyordum. Bu benim tutkumdu, bu benim hayalimdi, bu benim hedefimdi. Bazılarımız kırık çocuklar olarak büyütüldük, bir yanımız hep kırıldı. İçimizde bir yer hep hoyratça yere fırlatıldı, üstüne çıkılıp ezildi ve paramparça oldu. Bizim içimizi kırdılar, içimizi paramparça ettiler. Tuzla buz ettiler bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enkaz Altındakiler
Teen FictionGözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir plato. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evinizi bu...