İfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır.
____________
Uyan.
"Bu sadece kötü bir rüya."
Uyan.
"Bu gerçek değil."
Uyan!
"Bebeğin saçlarını kesmemi isteyen sendin!"
Bebeğin saçlarını sen kestin!
"Uyan!"
_______________
Hikaye kaldığı yerden de...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SREİN -otuz ikinci bölüm-
Poyraz: Hilal,
Hilal: Poyraz?
Poyraz: Bugün için hala sana karşı mahcup hissediyorum.
Poyraz: Telafi etmek amacıyla polis arkadaşımla görüştüm. Birkaç şey öğrendim.
Hilal: Ben de bir şeyler buldum. Önce sen söyle.
Poyraz: İlginç bir durum var, araştırma tamamlanmış. Turnalı cinayeti dosyası kapanıyor.
Hilal: Nasıl? Bebeğin gizemi çözülmüş mü?
Poyraz: İlginç yanı da bu, olayla ilgili araştırma yapan ekibin başındaki kişi görevden alınmış önce. Arkadaşım da anlam veremiyor olanlara. Sonra da araştırmaya son vermişler apar topar.
Poyraz: Yaşananlar hiç de normal değil, birileri üstünü kapatıyor hissiyatı uyandırdı bende... Arkadaşım da aynı şekilde düşünüyor.
Poyraz: Keşke elimde şu numara olsaydı. Ya da bir isim...
Hilal: Mine olayla ilgili senden ayrı görüşme yapmış mıydı, ya da araştırdı mı?
Poyraz: Benim metnimi kullandı, olayla ilgili araştırma yaptığını sanmıyorum. Yapmış olsa bile haberim yok.
Hilal: Anladım... Yeni bir gelişme var mı peki ölümüyle ilgili?
Poyraz: Maalesef, kamera kayıtlarından da bir şey çıkmadı. Eve giriş saatim ile yapılan ön otopsi sonucu tahmini ölüm saati örtüşüyor. İntihar üzerinde duruyorlar hala neyseki.
Hilal: İntihar etti. Yakında herkes bu gerçeğe ikna olacak.
Poyraz: Ben bile kendimi buna ikna edemedim hala.
Hilal: Başındaki belaya rağmen benim için bir şeyler yapıyorsun, teşekkür ederim.
Poyraz: Gönüllü olan bendim. Yardım edeceğimi söyledim, elbette yapacağım. Peki ya sen? Ne öğrendin?
Hilal: Bebeğin bir süre şehir merkezinde kurulmuş olan müzede tutulduğunu biliyoruz. Bilgi almak için görüşebileceğimiz birini buldum. Yedi sene önce müze kapanmadan orayla ilgilenen bir tarihçi varmış. Rıza Öncü adında biri. İletişime geçtim, şehirdeki üniversitede görev yapıyormuş su sıralar. Yarın onunla buluşacağım.
Poyraz: Ben de geliyorum.
Hilal: Başında zaten büyük bir bela var, ayrıntıları daha sonra seninle paylaşırım.
Poyraz: Beni yanında istemiyor musun?
Hilal: Ne, hayır... Yanlış anladın, bir de bu meseleyle uğraşma diye.
Hilal: Neyse unut dediğimi,
Hilal: "konum"
Hilal: Birlikte gideriz, adresim bu.
Poyraz: Saat kaç gibi alayım seni?
Hilal: On gibi, sana da uygunsa.
Poyraz: Uygun, görüşürüz yarın. Yani umarım...
Hilal: Görüşürüz.
<><><><>
Bir araya gelebilecekler mi bu kez... Yazar yeter artık dediğinizi duyar gibiyim.
