SREİN
-kırk birinci bölüm-ʼʼiki gün sonraʼʼ
Elindeki su bardağını tezgaha bırakıp saate baktı. Akşam üzeri olmuştu bile. İki gündür kendini adeta eve hapsetmişti. Yemek siparişlerini alırken gördüğü kurye dışında kimseyi görmüyordu. Abisi konuşmak için eve geldiğinde kavga etmişlerdi. Hilal onu görmek istemediğini söyleyip açıklama yapmak istemesine karşın izin vermemişti konuşmasına.
Yapacağı hiçbir açıklamanın yaşanan olaya bahane olmayacağını düşünüyordu. Sonuçta abisi ona, kendi istekleri doğrultusunda oyunlar oynayarak yönlendirmeye çalışmıştı. Canını hiçe saymıştı, sabıkalı birini evlerine sokarak. Sadece Hilal'e karşı değildi bu oyun abisinin söylediğinde göre. Kavga esnasında bu oyunu yengesi ve amcası için de oynamıştı. Bizi evlerine alsınlar diye yaptım demişti iki gün önceki kavgada.
Çınar da farkındaydı istenmediğinin, Hilal ne kadar ısrar etse de onlara sırtını dönmüyor inatla amcasının dibinden ayrılmıyordu. Özellikle son iki yıldır iyice kaybetmişti onu. Gözü Hilal'i görmezken her an onların yanındaydı.
Her şeye rağmen katlanmıştı bu işkence gibi geçen onca yıla. Her şeye rağmen ailem demiş öfkelense de zaman zaman kaçıp gitmek istese de sonunda susup köşesine çekilmişti. Abisi onu rahat bırakmıştı iki gündür. Yine Hilal'in bir köşeye sinip sustuğumu düşünüyor olmalıydı. Fakat gerçek bambaşkaydı. Hilal aslında iki gündür Poyraz'dan kaçıyordu.
Yediği yemekten arta kalan bulaşıkları toparlamayı bitirince salona geçti. Telefonunu eline alıp sosyal medya hesabına girdi. Aklına düşenlerle Mine'ye yazmak için kullandığı hesaba girdi. Aslında Derya'nın hesabına bakmak niyetindeydi ancak mesaj bölümüne bakmaktan kendini alamadı. Mine ile yaptıkları konuşmaya bir süre baktı ardından içinde oluşan sıkıntıyla Derya'nın kullanıcı adını yazdı arama bölümüne.
Dün yeni bir fotoğraf paylaşmıştı. Gülümsüyordu, güzel ve mutlu görünüren. Yorumlara baktığında tanıdık isimler çıktı karşısına, okuldaki sözde arkadaşlarıydı bunlar. Yıllarca onu kullanmaktan çekinmeyen, mezun oldukları anda da iletişimi kesenlerdi... Bir anda nasıl da yalnız kalmıştı. Yanında kalan Derya'ya bu yüzden çok bağlanmış çok değer vermişti. Gerçek yüzünü görmezden gelmesi de bu yüzdendi. Ne yapsa affediyordu.
05***:Saklanıyor musun?
Ekranda beliren mesaj bildirimi ile konuşmaya girdi. Hemen cevap yazarken umursamaz bir yanıt vermekten kendini alamadı.
Hilal: Gözünden hiçbir şey kaçmıyor.
05***: Anlamak zor değil, kendini eve kapattın.
Her şeyin farkında olması eskiden gerilmesine neden olurken şu an hiçbir şey hissetmiyordu. Teslim olmuş gibiydi sanki. Yabancıya zerre kadar güven duymasa da onun bu hali artık ürkmesine neden olmuyordu.
05***: Ondan kaçıyorsun, o gazeteciyi önemsiyor musun?
Düşüncelerinde yanılıyordu. Gelen mesaj Poyraz ile ilgili olduğunda içini kaplayan korku yanıldığını anlamasına yetişti. Kendi için değil başkası için korkuyordu, yine başkasını düşünüyordu.
Bu düşünce ile öfkelenirken içten içe bu durumun takıntılı kişiliği yüzünden olmadığının farkındaydı. Sadece kişiliğini kendine bahane olarak kullanıyordu. Poyraz'ın onda uyandırdığı duygu her zamanki duygular değildi. Onu gerçekten önemsiyor kaybetmekten korkuyordu. Hissettikleri farklı olmasa onu bu denli kolay uzaklaştıramazdı kendinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SREİN | Texting ލ
Horrorİfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır. ____________ Uyan. "Bu sadece kötü bir rüya." Uyan. "Bu gerçek değil." Uyan! "Bebeğin saçlarını kesmemi isteyen sendin!" Bebeğin saçlarını sen kestin! "Uyan!" _______________ Hikaye kaldığı yerden de...