'Hissediyor musun?'SREİN
"kırk altıncı bölüm"Parmakları elleri arasındaki bardağın içindeki sıcak içecek yüzünden yanarken elini çekmek bir yana bardağı daha sıkı kavradı. Dikkatini karşısında oturup pervasızca konuşan Derya'dan çekmek ve yüzüne bakmamak için çabalıyordu. Derya kafe konusunda ailesinin verdiği tepkiyi anlatıyordu fakat Hilal yaşananların kendi durumunun yanında bir hiç olarak görüyordu. Doğru dürüst bir tepki bile görmeyen Derya her şeyi nasıl da abartıyordu oysa...
"Her şeye rağmen babam birkaç gün surat astı yalnızca. Akın konusunda bana yardım etmeyi nihayet kabul ettin. "
Konu istediği noktaya hızla gelirken daha fazla vakit kaybetmeden konuştu.
"Ben ne yapabilirim?" diye sordu ilgisizce. Derya böyleydi işte, birini kafaya takar elde etmeye çalışırdı. Elde edince de kendine başka bir av arardı. Akını bugün elde etse kaç gün sonra sıkılır diye düşünmeden edemedi.
Derya'nın yüzünde sinsi bir gülümseme peydah oldu. Karşısındaki Hilal'in gözlerindeki donuk bakışın veya sesindeki ruhsuzluğun farkında değildi. " Yalanımıza devam etsek yeter. Bu sayede onlara yakınlaşma fırsatım olur. Yağmuru nasıl halledeceğimizi de zamanla çözeriz."
Başını salladı usulca, etrafına göz gezdirdi. Geldikleri yer Derya'nın evinin yakınlarındaki restoranlardan biriydi. Pencerenin ötesindeki karanlık gökyüzü yavaşça çiseleyen yağmurla kendini gösterirken cadde tenha olsa da araba kalabalığı insan kalabalığını aratmayacak kadar fazlaydı. Etrafındaki masalarda oturan insanlara göz gezdirdi. Derya iştahla sipariş verdiği öğle yemeğini yerken Hilal önündeki kahveye henüz dokunmamıştı. Gözleri aradığı şeyi bulduğunda vakit kaybetmeden ayağa kalktı.
"Hemen dönerim." dedi ve çantasını alarak masadan kalktı. Az önce kapısını gördüğü tuvalete attı kendini. Kabinlerin önündeki alanda yer alan geniş aynada kendini izledi bir süre. Aynanın önündeki lavabonun yanında hoş bir saksıda duran süs bitkisinin yanına çantasını koyup telefonunu aldı.
Hilal: Derya'yı hallettim.
05**: Anlaşılan pek zor olmamış.
Hilal: Aramız bozulduktan sonra benim onun yanına gidip özür dilemem alttan almam oldukça sıradan rutinin bir parçası. Şaşırmadı bile.
Hilal: Sana anlattığım plan onu abimle ilişki içinde göstermekten çok daha tutarlı olacak.
Hilal: Derya çıldıracaktır. Oldukça yeterli bir sebep.
05**: Göreceğiz.
Daha fazla oyalanmadan Derya'nın yanına döndü. Masaya otururken Derya sessizdi. Hilal eski sıcaklığını kaybeden kahveye bir bakış atsa da içmek istemediğini biliyordu. Günlerdir evde doğru düzgün bir şey yememişti. Durmadan düşünüyordu. Bıkmadan usanmadan kafasında senaryolar kuruyor her ihtimali aklından geçirmekten kendini almıyordu.
İştahının kesildiğinin farkındaydı, bedeni çoktan güçten düşmüştü. Daha ne kadar böyle devam edebilirdi emin olamıyordu ancak elinden gelen bir şey yoktu. Kendine şart koştuğu akşam yemeği dışında duruma karşı koyacak herhangi bir girişimde bulunmuş sayılmazdı.
Elinde sonunda mutluluğu elde etmek için çıktığı bu yolda ne huzuru ne de sağlığı kalmıştı. Önemsemiyordu. Böyle hissetmesinin de davranışlarının da tek sebebi vicdanıydı. Ancak vicdanı onu böylesine rahatsız ederken geri adım atmayı bir an bile düşünmüyordu. Sanki mecburdu katil olmaya. Hislerinin nedenini sorgulamayı çoktan bırakmıştı, sorgulasa da açıklayamazdı. İhtimal vermezdi.
İfrin, böyle hissetmesinin tek nedeniydi. Ne yazık ki Hilal ruhunda büyüyen karanlığı vicdanı sanıyordu.
İradesini kaybettiğinin farkında değildi.
Seçim yaptığını sanıyordu.
<><><><>
Hilal ne yaptığının farkında olsa da zihnini yönlendiren karanlık düşüncelerin büyümesi onun seçimi değil.
Hilal adım adım planını uygularken biraz da Poyraz'a odaklanacağız. Zavallı öylece kenara itildi. Ancak öyle kolay sinecek bir yapısı yok.
Seviliyorsunuz.
<><><><><>
|05 |11 |20|6|22|
SONSUZSİYAH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SREİN | Texting ލ
Horrorİfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır. ____________ Uyan. "Bu sadece kötü bir rüya." Uyan. "Bu gerçek değil." Uyan! "Bebeğin saçlarını kesmemi isteyen sendin!" Bebeğin saçlarını sen kestin! "Uyan!" _______________ Hikaye kaldığı yerden de...