SREİN
-otuz üçüncü bölüm-Oldukça kasvetli bir güne uyanmıştı. Hava dünün aksine fazlasıyla bulutluydu. Gökyüzünün gölgesi şehrin üzerini örtmüş, güneşi gizlemişti ardına. Hilal, Poyraz'dan gelen mesajla evden çıktı. Hırkasını
merdivenlerden inerken giydi, at kuyruğu yaptığı saçını son kez düzeltirken giyimine neden bu kadar özen gösterdiğini bir kez daha sorguladı. Güzel görünmek için çaba harcamazdı, bugün ise normalin aksine görünüşüne fazlasıyla dikkat etmişti.Poyraz'ı arabasına yaslanmış halde onu beklerken buldu. Kısa bir selamlaşmanın ardından yola çıktılar. Poyraz'ın durgun hali gözünden kaçmamıştı. Sessizlik sürerken Hilal, onun varlığından mutlu olduğunu fark etti içten içe. Toplu taşıma ile bir saatte ancak kat edilen yolun, arabayla daha kısa sürede biteceğini düşündü. Evet, Poyraz'ın yanında olmasına sevinmesinin tek nedeni bu olmalıydı. Ya da içindeki kıpırtıyı yorumlamak için bu yolu seçmişti.
Hilal, "Umarım konuşmayı kabul eder." dedi en sonunda sessizliği dağıtmak için.
Poyraz yola verdiği dikkatini dağıtmadan göz ucuyla kıza baktı bu beklenmedik söz üzerine, "Zaten etmemiş miydi?"
Hilal, Rıza Öncü ile iletişime geçtiğinde ona yalnızca müze ile ilgili konuşmak istediğini söylemişti. "Bebekle ilgili araştırma yapıyorum demedim." dedi durumu açıklarken. "Orada bulunduğu dönemde İfrin bebeği de oradaydı fakat bilgi sahibi olduğundan bile emin değilim."
Mahçup bir ifadeyle Poyraz'a baktı, "Bu yüzden gelmen konusunda istekli değildim, elimiz boş kalabilir yine."
Poyraz yüzündeki düz ifadeyi küçük bir gülümsemeyle bozdu, "Sonuç ne olursa olsun geldiğim için pişman olmam. Hem evde tüm gün yalnız başıma kalmaktan iyidir. Düşüncelerimle baş başa kalacak olanları sorgulayıp duracaktım."
Hilal, Poyraz'dan gelen samimi itiraf üzerine, "Yalnız mı yaşıyorsun?" diye sorarken buldu kendini. Kişisel bir soru karşında nasıl tepki alacağını kestirmediğinden anında pişman olmuştu.
Ancak Poyraz'ın resmiyeti çoktan bir yana attığını anlaması uzun sürmedi. "Öyle," dedi sakin bir sesle. Sanki yıllardır tanıdığı biriyle sohbet ediyordu. "Aslen İzmir'liyim, okuldan sonra arkadaş ortamının da etkisiyle burada yaşamak dışarıdan gelip burada okuyan çoğu öğrenci gibi benim de hayalim oldu. İstanbul'a böylelikle taşındım, hayatımı burada kurdum. Ailem hala İzmir'de."
"Anladım," diye mırıldandı. Aklına ister istemez kendi ailesi gelmişti.
Konuşma konudan konuya atlarken ikili halinden gayet memnundu. Poyraz fazlasıyla konuşkan biriydi Hilal'e göre ama o da genç adama bir süre sonra ayak uydurmuş keyifli bir sohbet kurulmuştu.
Sohbet sırasında Hilal'in kolu yanlışlıkla cam açma düğmesine dokundu. Cam anında aşağıya inerken beklenmedik durum karşısında şaşkınca bakakalmıştı. Poyraz güldü,"Benim emektar biraz sorunlu. Cama biraz baskı yapmak bile açılmasına yetiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SREİN | Texting ލ
Terrorİfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır. ____________ Uyan. "Bu sadece kötü bir rüya." Uyan. "Bu gerçek değil." Uyan! "Bebeğin saçlarını kesmemi isteyen sendin!" Bebeğin saçlarını sen kestin! "Uyan!" _______________ Hikaye kaldığı yerden de...