İfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır.
____________
Uyan.
"Bu sadece kötü bir rüya."
Uyan.
"Bu gerçek değil."
Uyan!
"Bebeğin saçlarını kesmemi isteyen sendin!"
Bebeğin saçlarını sen kestin!
"Uyan!"
_______________
Hikaye kaldığı yerden de...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yapılabilecek en yanlış seçim,"
SREİN -on üçüncü bölüm-
Gözleri, senkronize şekilde masaya vurduğu parmaklarındaydı. Kulağına dolan ritmik sesi dinlerken kulağına dayalı telefonu kavrayan elini pes ederek indirdi. Ekrandaki numaraya bakarken aramanın yanıtsız kalması onu garip bir şekilde rahatlatmıştı. Her ne kadar öğrenmeyi kendisi istese de aramayı kimin cevaplayacağını bilmiyordu. Ne diyecekti? Öylece istediği cevabı alacağından emin değildi, hatta genç kız aklındaki soruyu nasıl soracağını bile kestiremiyordu.
Anlık bir kararla mesajlaştığı kişiden aldığı numaraya bakışırken, ne yapacağını bilemedi.
Hilal: Aradım, yanıt vermedi.
Bilinmeyen hemen cevap verdi.
05***: Tekrar dene.
Hilal: Aileden biri dedin, ona öylece nasıl soracağım olanları. Polise anlatırsa, yalan söylediğim ortaya çıkacak, numarayı bulup onunla konuşmam şüphe çekmez mi?
05***: Bu ihtimali göz ardı edeceğimi düşünmen beni kırdı, merak etme başına bela almayacaksın.
Hilal: Tekrar deneyeceğim, endişem merakımın yanında yetersiz kalıyor...
05***: :)
Arama bölümüne girip son arananlar listesinden numarayı bulup arama tuşuna bastı. Sıkıntıyla derin bir nefes alırken parmaklarını masanın üzerinde tekrardan vurmaya başladı. Aramanın yanıtlanmayacağına kanaat getirip telefonu kapatacağı sırada aramanın yanıt bulması ile donakalmıştı.
"Alo"
Genç bir kıza ait olduğunu ele veren ince ses doldu kulağına.
Telefonun yüzüne kapanması ihtimaline karşı "Merhaba," diyerek varlığını belli edebildi bir süre durakladıktan sonra.
"Kimsiniz?"
"Ben Hilal, bir soru sormak..."
Sözünü yarıda kesen karşı tarafın konuşmaya başlaması oldu, "Gazetecilerden bıktım artık, sorularınızı cevaplamak istemiyorum rahat bırakın beni!"
Sinirlenmişti, Hilal aceleyle konuştu, "Gazeteci değilim, tek bir soru sadece..."
Beklenti ile yanıtı duymayı beklerken sonuç umduğu gibi anlayışlı olmamıştı. "İlgilenmiyorum hanımefendi gazeteci olsanız da olmasanız da." Telefon yüzüne kapandığında bu kez yabancıya mesaj yazdı.
Hilal: Telefonu yüzüme kapattı.
Hilal: Cevap alacağımı söylemiştin. Gazeteci olduğumu sandı.
05***: Medyanın ilgisi geçmiş değil, yine de onu ikna edersin diye düşünmüştüm.
Hilal: Yapamadım.
Hilal: Ona bebeği aldığımı söyleyeceğim.
05***: Şartımı unutuyorsun,
Hilal: Senden bahsetmeyeceğim.
05***: Ve?
Hilal emin olamayarak az sonra isteyeceği şeyden vazgeçmeyi düşündü. Değer miydi? Ne fark ederdi ki, istediğini alacaktı. Karşısındaki yabancıya güvenmiyordu.
Hilal: Polisin bebekleri toplattığı bir gerçek, bendeki bebeğin İfrin olduğunu bilmezse sorun olmaz. Ona beyaz saçlı bir bebek aldığımı ve polisin geldiğini söylerim. Hikayeyi duyduğumu ve korktuğumu, söylentiler yüzünden gerçeği öğrenmek için onu bulduğumu söylesem bana yardımcı olmak için birkaç sorumu cevaplar belki...
Hilal: Onun numarasını biliyorsun, peki ya adresi?
Birkaç dakika boyunca mesaj gelmedi. Hilal sabırsızca telefonun başında beklerken olumsuz bir yanıt alacağından endişe duyuyor, bir tuhaflık olduğunu iliklerine kadar hissediyordu.
05***:"**********"
05***: Burası turnalı ilçesindeki olayın yaşandığı ev, gidip komşularla konuş.
Hilal: Komşular mı?
05***: Evet, gazeteci gibi davran, fazla bir şey sorma birkaç saat geçirsen yeter. Öylece gidip onu bulman dikkat çeker, komşulardan öğrenmişsin gibi davran.
05***: "*********"
05***: Bu da onun şu anda yaşadığı yer, dikkatli ol.
05***: Sonunda bana güveneceksin.
05***: Nihayet...
<><><><>
Turnalı'ya dönüyoruz, Hilal neyi göze aldığından habersiz...
Size katilin yakalandığını söyledim, bilinmeyen ise aileden birinin numarasını verdi... Hilal kiminle konuştu?
