SREİN
-yirmi sekizinci bölüm-Saat 07.34 / Başka bir yer...
Banyosundaki aynada kendine bakarken memnuniyetle gülümsedi. Kusursuz görünüyordu, her zamanki gibi. Güzeldi, güzelliğinin farkındalığı ona sonu gelmez bir özgüven veriyordu. Diğer bir yandan küçüklüğünden bu yana yetiştiği ortam da bu özgüvenin en baş mimarı sayılırdı. Her şeye sahipti kimine göre, pek çok insanın sahip olmadığı imkanlarla büyümüştü. Ancak o farklı düşünüyordu, her şeye sahip değildi fakat ne isterse elde edebilirdi.
Makyajını tamamlayıp banyodan çıktı. Cebinden telefonunu çıkarıp sosyal medya hesabına gelen bildirimlere bakmaya başladı. Fotoğraflarına gelen sayısız beğeni, övgü dolu yorumlar... Her zamanki gibi ilgi görüyordu, bu ilgi oldukça hoşuna giderdi.
Mutfağa girip kendine şekersiz bir kahve yaptı, bardağını alıp mutfağın terasa açılan cam kapısını aralayıp dışarıya çıktı. Kış yaklaşıyordu, yine de bugün sonbaharın sıcak sayılabilecek güzel günlerinden biriydi. Sonbaharda rengi solan yapraklar küçük bahçesinin zeminini kapatmıştı.
Çitlerin bitişiğindeki ağaçlar iyiden iyiye yapraklarını kaybetmişti. Burayı temizletmesi gerektiğini düşündü. Ortalama büyüklükte müstakil evinin temizliği ile kendisi uğraşmazdı, bahçesi için de birilerini tutacaktı.
Fotoğraflarına gelen birkaç yorumu beğenirken telefonunun şarjının yeteri kadar dolu olmadığını fark etti. Az sonra dışarıya çıkması gerekiyordu, bardağını kapının yanındaki oturma alanındaki masaya koydu ve mutfağa döndü. Mutfak tezgahının bitişiğindeki prize telefonunu şarj olması için bırakırken kahve keyfine devam etmek üzere terasa çıktı.
Kahvesini içerken etrafa bakıyordu. Çitler fazla uzun değildi, hemen ardındaki cadde normalde görünmezdi fakat çitleri saran bitkiler mevsimin getirisiyle biraz seyrekleşmişti. Ceddeyi seyrederken bir an içini garip bir huzursuzluk kapladı.
İzleniyormuş gibi hissediyordu...
Anlam veremedi bu hisse, yine de etrafına bakmaktan kendini alamadı. Yalnızdı.
Tam o esnada kıyafetine küçük de olsa birkaç damla kahve döküldü. Dikkatsizliğine sinirlenerek bardağı masaya bıraktı ve içeriye girdi.
Yatak odasına dönüp giymekten son anda vazgeçtiği ince beyaz kazağı bulup giydi. Odasındaki aynanın karşısına geçip görüntüsü incelerken kulaklarına dikkatini çeken bir ses ulaştı.
Cam kırılma sesini duyduğu an odadan çıkıp mutfağa ardından terasa çıktı. Yanlış duyup duymadığı konusunda şüpheye kapılmıştı fakat yanılmadığını anlaması uzun sürmedi.
Az önce masaya bıraktığı kahve bardağı yerde parçalara ayrılmış durumdaydı. İster istemez durumu garipsedi. En ufak bir esinti yoktu, bardağın düşmesine neden olacak bir hayvan da göremedi. Muhtemelen gözden kaçırdım diye düşündü. Bir sokak kedisi gelip bardağın devrilmesine neden olmuştu ya da küçük bir köpek. Bilmiyordu.
Cam kırıklarını temizleyecek vakti yoktu. İçeriye girdi, telefonunun yanına dönerek saate baktı. O sırada arkası dönük halde durduğu teras kapısı sertçe kapandı. İrkilerek arkasını döndü, kapıya kısa bir bakış attıktan sonra çantasını almak için odasına gitti.
Ev sessizdi. Cam kırıkları terasın ortasında öylece duruyordu. Şarja takılı telefonun sakin melodisi evde yankılanmaya başladı. Ses gittikçe yükseliyor, evin her yerinden net bir şekilde duyuluyordu.
Teras kapısı kapalıydı. Evde telefonun melodisi yankılanıyor, sahibine arama geldiğini haber veriyordu. Melodi çalmaya devam etti taa ki arama sonlanana kadar.
Telefona kimse yanıt vermedi.
Ev sessizdi, kapı kapalı, cam kırıkları terasın her yerindeydi.
<><><>
Adil değil.
<><><>|8|4|10|
SONSUZSİYAH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SREİN | Texting ލ
Korkuİfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır. ____________ Uyan. "Bu sadece kötü bir rüya." Uyan. "Bu gerçek değil." Uyan! "Bebeğin saçlarını kesmemi isteyen sendin!" Bebeğin saçlarını sen kestin! "Uyan!" _______________ Hikaye kaldığı yerden de...