Fated ✓ | Jikook

Part 8

Jungkook's POV

"Eh, bu garipti" Uçak kalktıktan sonra kendi kendime mırıldandım. Uçak kısa sürede stabilize oldu ve kemerimizi çıkarmamıza izin verildi.

"Garip olan ne?" Yoongi emniyet kemerini çözerken sordu.

"Az önce senin evinde tanıştığımız küçük kız" diye düşündüm. Bana çok benzeyen küçük kız.

"Ah, Minji? Kabul ettin, değil mi? O sadece, gerçektende sana benziyor."

"Evet, ama Minji neden Jimin'e anne diyor?" Kafam hâlâ baba ve kızının düşünceleriyle doluyken sordum.

"Ben de bilmiyorum, ona baba demesi gerektiğini öğrettikten sonra bile Jimin'e anne demeye devam etti. Jimin onu tek başına dünyaya getirdi ve kendi başına büyüttü. Bazen ona yardım ediyorum ama çoğu zaman Hoseok ve Seokjin hyung her an onun yanındalar" dedi Yoongi sakince.

"Eşine ne oldu?" Diye sordum merakla

"Hiç görmedik. Bize eşinden hiç bahsetmedi ve biz de onun özel hayatına bu kadar burnumuzu sokmak istemedik çünkü o gerçektende iyi bir arkadaş. Ona sormak yerine, kendinin gelip bize anlatmasını beklemeye karar verdik" dedi Yoongi kayıtsızca ve uyku bandını takarak uyumaya hazırlandı.

Küçük bir kızın sokakta beni baba diye çağırması biraz garipti ama o kız bunu yaptığında buna pekte takılmadım.

Bunun yerine, o kollarımdayken sıcacık hissettim ve bana sarılmasını sevdim.

Minji, Namjoon'un oğullarından sonra kucağımdayken rahat hissettiğim ilk çocuktu.

Bacaklarıma çarpıp beni neredeyse yere düşüreceğinde, Seojun ve Haneul'u ilk gördüğümden farklı olarak onu kollarıma almaktan çekinmedim. Seokjin sonunda beni her iki oğluyla da tanıştırmak için bir odaya kilitlemek zorunda kalmıştı.

Bu küçük yaratıklara karşı kendimi o kadar yabancı hissettimiştim ki.

Ama Minji, beni terletmek yerine, çok daha sakin hissettirdi.

Akıllı olduğu için bunu söylemek isterdim ama hayır, Haneul küçük kıza kıyasla oyuncak bir bebek gibi oturuyordu ve onu kucağıma aldığımda hala deli gibi terliyordum.

Jimin'e gelince, onu ilk görüşümdü, ama elleri...benimkine dokunduğunda, nedense heyecanlandığımı hissettim.

Jimin kadar çekici biriyle ilk kez tanışmıyordum, çevremdeki insanların çoğu Jimin kadar çekici hatta çok daha çekiciydi.

Namjoon'un ailesine ve Yoongi'ye bir bakın, görünüşleri kesinlikle ortalamanın üzerindeydi.

Tanıştığım tüm o randevulardaki kişilerden bahsetmiyorum bile, hepsi kendince güzel ve yakışıklıydı.

Ama Jimin'le ilgili anlamadığım bir şey beni olması gerekenden çok daha fazla cezbetti.

Utangaç gülümsemesi, rahatlamış iç çekişi, güzel sesi, kızına olan sevgi dolu bakışları, onunla ilgili her şey büyüleyiciydi.

Farkına olmadan, uçak hızlı bir şekilde varış noktasına varanadek bekar babayı düşünmeye devam ettim.

-

"Ahh durma"

"O-orası!"

"Ben y-yakınım -!!"

-

"Ne-" Gördüğüm rüyadan dolayı otel odasında ter içinde uyandım.

Alt kısımlarımda hissettiğim sızlamadan dolayı yorganın altına baktım ve harika.

Sertleşmiştim.

Web sitesi aracılığıyla tanıştığım adamla ilgili bir süredir böyle bir rüya görmemiştim. Gözlerimiz bağlıydı evet ama kendimi tutamayarak bir kez kuralı çiğnedim ve altımdayken güzel bedenine baktım.

Odadaki loş ışıktan dolayı pek bir şey göremiyordum ama boynunun arkasında bir beni yakalamayı başardım.

İlk tanıştığımızda, kucağımdayken kendimi çok tamamlanmış hissetmiştim, bu yüzden onu bir dahaki sefere sitede gördüğümde tekrar istemeye karar verdim.

Şans eseri benimle her zaman bir seans daha yapmayı kabul etti ama üç ay sonra aniden oradan kayboldu.

Onu kullanıcı adına göre bulmaya çalıştım ama bir işe yaramadı. Kimseden onu aramasınıda isteyemezdim sonuçta elimdeki tek ipucu boynunun arkasındaki bendi.

Aynı adamı bulamayınca ilgimi kaybederek siteyi de kullanmayı bıraktım.

Ancak, birlikte geçirdiğimiz gecelerin hayalini kurmaya devam ettim. Ama bir yıl sonra, sahip olduğum kötü hafıza nedeniyle onunla ilgili daha az rüya görmeye başlamıştım.

Ve şimdi, o gizemli adamla ilgili olan rüyalarım aniden geri geldi ve sanki daha dün yaşanmış gibi çok canlı bir şekilde kafamda tekrarlanmaya başladı.

Yüksek sesle iç çekerek, yaşadığım problemi çözmek için ayağa kalktım.

-