Fated ✓ | Jikook

Part 38

Jungkook's POV

"Anne," Taehyung'daki yemek biter bitmez ailemi görüntülü aradım.

Jimin ve Minji benim tarafımdan güvenli bir şekilde eve götürüldüler ve gitmeye isteksiz olsam da, Jimin bana aileme onlardan bahsetmem gerektiğini hatırlattı. Bu yüzden, anneme ve babama bunu haber vermenin heyecanıyla çabucak eve geldim.

"Oğlum," yüzü duygudan yoksundu ve bu konuda hatalı olduğumu biliyordum.

"Merhaba," Garip bir şekilde gülümsedim, sempati kazanmaya çalıştım ama sadece annemden bir baş selamı aldım.

"Merhaba," diye kısa bir cevap verdi ve ben sabırsızlanmaya başladım.

"Anneeee, kes şunu," Diye sızlandım, sırtımı yatağa yasladım ve duştan sonra hala ıslak olan saçlarımı görmezden geldim.

"Üzgünüm tatlım, sadece neredeyse bir yıldır beni aramadığın için seni biraz cezalandırmam gerektiğini düşündüm!" Diye bağırdı ve ben iç çektim.

"Bir ay bile olmadı- tamam. Özür dilerim, hatalıyım. Seni her gün arayacağıma söz verdiğim halde aramayı unuttuğum için gerçekten kötü bir evladım" diye özür diledim, bunun farkındaydım. Benim annem oğluna karşı fazla korumacıydı.

"Evet, bunu bildiğine sevindim," diye onayladı, kazandığından dolayı memnun olduğunu hissederek başını salladı.

"Lütfen beni şimdilik affebilir misin? Paylaşmak istediğim güzel haberlerim var," diye ısrar ettim, bir an önce ana konuya geçmek istiyordum.

"Elbette seni affediyorum. Zaten sana uzun süre kızamam. Ne oldu?" gülümsedi, her zamanki gibi güzeldi.

"Bugünlerde çok mutluyum anne. Umarım sen ve babam da benim adıma mutlu olursunuz," dedim doğrudan telefona bakarak, biraz gergin hissediyordum.

"Elbette tatlım. En son aradığında sesin çok mutlu geliyordu, bu yüzden seni orada ziyaret etmemek için kendimi engelledim," diye sırıttı.

"Aşklarımı buldum," dedim ona ilk olarak, cümlenin onu heyecanlandırmak için yeterli olduğunu bilerek.

"Aşkını buldun mu?! Aman Tanrım, sonunda- bekle. O aşkın arkasından bir 'lar' mı duydum?" Yataktan fırlamak üzereydi ama sonra duyduklarını doğrulamak için kendini durdurdu.

Anne, her zamaki gibi netsin.

"Adı Jimin. Ve Minji adında bir kızı var. İkisini de çok seviyorum," diye tanıttım, ikisinden bahsederken kalbimin sıcaklıkla dolduğunu hissederek.

"Ah tatlım, bana daha fazlasını anlat" annem şaşırmış görünüyordu, ama daha fazlasını bilmek istiyordu. Annemle babamın bu kadar açık fikirli ebeveynler olmasına seviniyordum.

"Babam orada mı?"

"Yanımda sadece dinliyor bebeğim," annem telefonu çevirerek okuma gözlükleriyle yanında duran babamı gösterdi.

"Pekala, merhaba baba," diye çekinerek el salladım, babamdan sakin bir gülümseme kazandım.

"Merhaba oğlum. Umarım kendini açıklayabilirsin, böylece annen ve ben bu Jimin ve kızıyla olan durumunuzu tam olarak anlayabiliriz," dedi sakin ve toplanmış bir ses tonuyla, her zaman yaptığı gibi davranarak.

"Biliyorum ve sana her şeyi anlatacağım. Onlarla Yoongi hyung aracılığıyla tanıştım. Onunla komşular. Ve sonra anne, lisenin sonundayken cezalı olduğum tek zamanı hatırlıyor musun?" diye sordum geçmişi düşünürken sırıtarak.

"Evet, hatırlıyorum. Kendini o tuhaf web sitesi saçmalığına bulaştırdın ve rastgele erkeklerle yattın," dedi açık açık, kaşlarını çatarken bana çok farklı bir tepki vererek.

"Erkek değil anne. Bir adam ve ben onun Jimin olduğunu öğrendim ve o hamile kaldı" dedim, bombayı hiçbir şey olmamış gibi nasıl direk söylediğimi kesinlikle görmezden gelerek.

"Oğlun olduğuna emin misin tatlım? Paranı istediği için seni kandırmaya çalışıyor olabilir?" Cevap vermesi biraz zaman aldı ama yine de kabul etmeye istekliydi.

"Kızım tam olarak bana benziyor. Tavşan dişleri bile var. Ve babasının peşinden koşan benim. Jimin eşinin kim olduğunu bilmek bile istemedi ve Minji'yi tek başına büyütmeyi planlıyordu. Hatta ilk başta beni reddettiği için onunla küçük bir tartışmaya bile girdim" diye açıkladım annemin beni takip edenin Jimin olmadığını ve en başından beri peşinden koşan kişinin oğulları olduğunu bilmesini istiyordum

"Reddedildin bebeğim?" Gözleri acımayla kısıldığında, sorusuna gözlerimi devirdim.

"Konu bu değil anne. Mesele şu ki Minji'nin babası olduğumu biliyorum. Kendi bebeğim var. Sen artık bir büyükannesin. Dileğin çoktan gerçekleşti. Elliden önce büyükanne oldun!" diye bağırdım.

"Aman Tanrım, Kookie'm haklısın! Ben bir büyükanneyim. Biz büyükanne ve büyükbabayız, hayatım!"  Annem heyecanını paylaşmak için babamın omzunu hızla sarsarken telefon da titriyordu.

-