Jimin's POV
Telefonda Namjoon'un yüksek sesle bağırmasını duyduktan sonra, çarpma sesi ve hat kesilmeden önce birkaç hışırtı duydum.
Birkaç dakika sonra Seokjin hyung beni tekrar aramıştı.
"Merhaba, Jiminie tatlım. Joonie telefonumu düşürdü ve ne olduğunu biliyorsun." Seokjin hyung selam verdikten sonra telefonunun talihsiz sonu hakkında bilgilendirdi.
"Ops, üzgünüm Jin hyung. Sebebi ben olabilirim çünkü-" Telefona karşı biraz suçluluk duyarak özür diledim ama her zamanki gibi sözlerim Seokjin hyung tarafından kesildi.
"Evet, duydum. Jungkook seni akşam yemeğine davet ediyor."
"Sadece ben değil Minji'yi de"
"Hmm, güzel, güzel. Buraya gel ve daha fazla konuşalım, hepimiz için öğle yemeği hazırlayacağım."
"Ah, tamam?"
"Harika, umarım bir saat sonra görüşürüz!"
"Pekala -...hyung" daha ben veda bile edemeden hat kesildi ve birkaç saniye siyah ekrana baktım.
Neden basit bir yemek daveti hakkında telefonda konuşamıyorduk?
Ama herneyse.
Seokjin'in evine gitmek sadece iki anlama geliyordu.
İyi yemek. Geniş Aile.
"Minji bebeğim"
"Evet anne"
"Jinnie amca öğle yemeği için evlerine gitmemizi istiyor. Seojun ve Haneul oppan ile buluşmak ister misin?" Diye sordum.
"Evet evet evet!" küçük sandalyesinden kalkarken heyecanla zıpladı, yapbozları çoktan masada unutmuştu bile.
Onun kendini kaybetmiş haline bakarak gülümsedim ve ayağa kalkarak dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladım.
-
Jungkook's POV
"Ne var hyung?" Söz konusu telefon görüşmesiyle uyandıktan sonra sinirli bir şekilde homurdandım.
"Kookie Amca, günaydın. Ben Haneulie," küçük bir ses nazikçe selamladığında gözlerimi biraz daha açtım.
"Haneul... hey koca adam. Neden aradın? Beni mi özledin yoksa?" ikizlerden küçük olanın yumuşak sesini duyduğum anda tüm öfkem dağıldı.
"Seni biraz özledim ayrıca Jinnie appa öğle yemeğine gelmeni istiyor, bugün çok yemek pişireceğini söyledi," dört yaşındaki çocuk dürüstçe konuştuğunda daveti üzerine yatağa oturdum.
"Jin hyung mu yaptı? Ama baban beni her zaman çok fazla yediğim gerekçesiyle kovuyor"
"Appa çok yemenin sorun olmadığını söyledi. Hatta yedikten sonra dondurma almaya bile gidebiliriz, "dedi mutlu bir sesle ve buna hafifçe gülümsedim.
"Pekala, sonra gelirim. Bir şey ister misin Haneulie? Seojunie'ye söyleme, Kookie Amca sadece senin için alacak. "
"Hayır amca, bu iyi bir şey değil. Seojunie'yi seviyorum, o benim hyungum," diyerek birkaç dakika boyunca, ağabeyi üzerinde koruyucu bir şekilde beni azarladı ve bu beni içtenlikle güldürdü.
"Tamam koca adam, ne istiyorsun?"
"Um, çilekli süt, çikolatalı süt ve muzlu süt istiyorum!" İsteklerini söylerken benim muzlu süte olan aşkımı hatırlayabilmiş olmasına şaşırdım.
"Pekala, birkaç saate orada olacağım." Çocuğun göremeyeceğini bilsem de yüzümde geniş bir gülümsemeyle cevap verdim.
"Teşekkür ederim, Kookie Amca. Güle güle," diye büyük bir tavırla konuşması gülümsememin yüzümde asılı kalmasına neden oldu.
Ağabeyinden oldukça farklıydı. Haneul çok sakindi, Seojun ise çok hareketli.
Ama her ikisinin de kendine ait özellikleri vardı. İkiz kardeşlerin ikisi de harikalar.
Sonunda yataktan kalkıp saate baktığımda oldukça erken olduğunu, olduğunu fark ettim. Daha dokuz buçuktu.
Jimin'e mesajı gönderdikten iki saat sonra. Cevap gelmediğinin farkına varınca, metni okundu olarak bıraktığını gördüm.
Beni yine mi reddetmişti?
Belkide sadece onu ziyaret etmeliyim?
Düşüncelerimi küçük adamdan ve kızından uzaklaştırmak için sabah sporu yapmayı seçtim ve hafta sonları dışarı çıkamayacak kadar tembel olduğum için kendi yaptırdığım spor salonuma doğru yürümeye başladım.
Müziği hoparlöre aldıktam sonra ciddi bir şekilde çalışmaya başladım, zamanı unutmadan birkaç set için aynı rejimleri tekrarladım.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fated ✓ | Jikook
Teen FictionJimin kimseye bağlanmadan sadece çocuğu ile ilgilenmek isteyen bekar bir omegadır. Ama tabi ki, Jungkook ortaya çıkana kadar [Omegaverse] - Thanks for letting! All rights belong to the original author: @mybiasisjimin 150221