Part 16

4.3K 384 13
                                    

Jimin's POV

Dairemizden Seokjin'in evine yürümemiz yaklaşık on dakikamızı alırdı. Komşularımızdan birkaçı evcil hayvanlarını sabah yürüyüşüne çıkardığı için Minji ve ben böyle sabah saatlerinde sakin mahallede dolaşmayı severdik.

Bu Minji'ye sosyal becerileri konusunda yardımcı oluyordu ve çok eğlenceliydi.

"Aman tanrım, bizim genç ve güzel leydimizde burada," Çiçekçiden gelen büyükanne bize doğru yürüdü ve köpeği bizi gördüğünde heyecanla havlamaya başladı.

Minji, yaşlı kadına gitmesine izin verdiğimde yüksek sesle mutlu bir çığlık attı. Yetişkin köpeğe koştu ve ondan daha uzun olan Weimaraner'a sarıldı.

"Günaydın, Büyükanne Lee!" diye bağırdığında, kibar kadından bir kahkaha kazandı.

"Günaydın tatlım. Sen ve annen nereye gidiyorsunuz bakalım?" Minji'nin saçlarını okşadı, onlara ulaştığımda hafifçe eğildim.

"Jinnie Amca'nın evine gidiyoruz," Minji akıcı bir şekilde konuştuktan sonra cevabını onaylamam için bana döndüğünde gülümseyip başımı salladım.

"Ah, Seokjin. İkizlerin komik ve yakışıklı babası, değil mi?" Büyükanne Lee, Seokjin'in kim olduğunu bilerek başını salladı, çünkü mahallede hem mizacıyle hemde güzelliğiyle ünlüydü. Hyungun şakaları yüzünden yaşlı sakinlere karşı ne kadar komik olduğundan bahsetmiyorum bile.

"Evet, Jinnie Amca çok yakışıklı! Joonie Amca da!" Minji neşeyle yanıtladı, şimdi de köpeğin karnını okşuyordu.

"Evet çok güzel bir çiftler. Pekala, artık ikinizi de tutmayayım. Daha sonra çiçekçiye uğrayın mutlaka, kızıma bu küçük prenses için size güzel çiçekler vermesini söyleyeceğim," bana dönerek nazik gülümsemesi ile bakarken konuştu.

"Elbette Bayan Lee. Hem bizimde evimizi dekore etmek için yeni çiçekler almamız gerekiyor" diye yaşlı kadını onayladım ve o da çabucak ayağa kalkıp sahibini takip eden köpeğini çağırdı.

"Hoşçakal büyükanne Lee. Yürürken dikkatli ol ve lütfen arabalara dikkat et" Minji, bayan Lee veda etmek için ellerini sallamaya başladığında durmadan tavsiyelerde bulundu ve sonunda mutlu gülümsemelerle yollarımızı ayırdık.

-

"Ding dong!" Minji onu kollarıma alıp kaldırdığımda görüntülü diyafona doğru  bağırdı.

"Oh, Minji tatlım! Joonie git onları al, bebeklerim geldi!" Seokjin hyung'un  kocasına nasıl talimat verdiğini duyunca sesli bir şekilde kıkırdadık.

Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve Namjoon hyung önümüzde hala okuma gözlükleri takılıyken yorulmuş gibi görünüyordu.

"Merhaba Jimin, Minji. İçeri gelin lütfen." Evden ön kapıya kadar elli metre koşmuş gibi hala nefes nefeseydi ve derin nefesler alıp veriyordu.

Büyük demir kapıdan içeri girdik ve Kimlerin devasa malikanesine doğru yürümeye başladık.

"Hala buna alışamıyorum hyung" gözlerim -her gün birkaç bahçıvan tarafından bakılması gerektiğinden emin olduğum- güzel çiçeklerle dolu büyük bahçeye gitti.

Namjoon omzunu silkti, Seokjin için bahçe bakımına veya çalışanlarına para harcamayı umursamıyordu.

"Mağzada işler nasıl? Yönetim için yardıma ihtiyacın var mı?" her zaman olduğu gibi yardım teklifinde bulundu.

"Her şey güzel. Eşyaları stoklamama bile yardım ediyorsun ve herhangi bir para almayıda reddediyorsun, daha ne isteyebilirim ki, hyung?" Ona teşekkür ederek gülümsedim.

"Bunu duymak güzel, ama herhangi bir sorun olursa yardımımızı istemekten çekinme, tamam mı?" Diye hatırlattı.

"Tamam amca!" Minji küçük baş parmağını kaldırıp ona göstererek cıvıldadı.

"Güzel, peki...Jungkook ile nasıl tanıştınız?" Namjoon Minji'ye gülümseyerek kendi başparmağını gösterdi ve gözlerini bana çevirdi.

"Bir kaç hafta önce iş gezisine gitmek için Yoongi Hyung'u evinden almaya geldiğinde. Ve dün tekrar Hyung'u bulmaya gelmiş ama onun yerine yanlışlıkla bizim evin zilini çalmış" diye özetledim.

"Anlıyorum. Yani, şey yeni tanıdığı birini akşam yemeğine davet edeceğini hiç düşünmemiştim."

"Neden?"

"Birini beklediğini düşünüyordum, ama belkide, seni akşam yemeğine davet ettiğine göre yoluna devam etmek istiyordur" Namjoon kaşlarından birini kaldırarak alaycı bir şekilde sırıttığında sadece gözlerimi devirdim.

"İyi bir adam mı? Yani onu tanıyor gibisin, değil mi hyung?" Diye sordum, sataşmasını görmezden gelerek.

"Evet, Jungkook babamın en yakın arkadaşının oğlu. Biz çocukluk arkadaşıyız," diye başını salladı ve malikanenin kapısını açmadan önce kayan gözlüğünün yerini düzeltti.

-

Fated ✓ | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin