Jimin's POV
"Anne, çabuk ol!" Sırt çantasından yuvarlanan suluğunu almak için eğildiğimde Minji heyecanla benden uzaklaştı.
"Minji, hayır tatlım. Kendi başına gitme!" Ona baktığımda bize doğru yaklaşan Yoongi hyung'u gördüm.
"Yoongi hyung, lütfen Minji'yi yakala!" Ona panik içinde söylediğimde Yoongi hemen elinde bavuluyla işaret ettiğim yöne doğru koştu.
Arkasından onlara doğru koştuğumda Minji'yi daha önce hiç görmediğim başka bir adamın kollarında buldum. Yoongi de oradaydı, bavulunu çok pahalı görünen bir arabanın bagajına yerleştiriyordu.
"Anne!" Minji beni gördüğünde heyecanla el salladı ve onu sağlam bir şekilde görünce rahatlayarak iç çektim.
Yüzüne bakmadan onu hızla adamın elinden aldım ve minnetle önünde eğildim.
"Onu tuttuğunuz için çok teşekkür ederim. Yaşına göre çok hızlı ayakları var" diyerek kızıma sarılırken adamın önünde tekrar eğildim.
"Jimin, sakin ol. Minji güvende" Bize katılan Yoongi hyung'a baktığımda duraksadım... az önce Minji'yi tutan adamın yanında biraz kısa görünüyordu.
Yoongi hyung'un yanındaki adama kıyasla gerçektende küçük olduğunu fark ettim. Hem boy hemde fizik olarak.
"Pekala, bu benim patronum. Jeon Jungkook," diye tanıttı Yoongi hyung.
"Jungkook, bu sana dün bahsettiğim küçük kız. Ve aynen dediği gibi, bu da onun annesi Park Jimin." Diyerek bizi çabucak tanıştırdı.
Gerçekten kim olduğunu anlamam biraz zaman aldı ve büyük bir şirketin CEO'sunun önünde durduğumu fark ettiğimde Yoongi hyunga bakarak gözlerimi büyüttüm.
Yüzüne doğru düzgün bir şekilde bakmak için başımı çevirdiğimde... afalladım.
Bu adam gerçektende Minji'ye benziyordu.
O da Minji'nin yüzüne bakıyordu ve ikisinin de birbirine bakan gözleri kocaman olmuştu.
"Baba!" Minji aniden bağırdığında ağzından çıkan en beklenmedik kelimeyle sessizliği bozdu.
"Ne? Hayır, Minji. Senin baban burda," CEO'yu işaret eden küçük parmağını indirdim ve onu kendime çevirdim.
Ama şok edici bir şekilde vücudunu tekrar çevirdi ve yakışıklı adama doğru döndü.
"Hayır, anne. O benim babam" Söylediklerini reddetmemden dolayı surat asarak bana baktı, küçük işaret parmağı hala o adamı gösteriyordu.
Özür dilercesine gülümsedim, Minji'nin elini tekrar aşağı çektim ve Yoongi'nin patronuna doğru biraz eğildim.
"Özür dilerim. İlk defa tanımadığı birine bu şekilde seslendi"
"Hayır, sorun değil... Jimin, değil mi?" elini uzatığında el sıkıştık. Dokunuşunda garip bir karıncalanma hissettim, bu temas kızarmama neden oldu.
Güçlü bir tutuşu vardı.
Hareket ettikçe giydiği takım elbisenin altında kaslarının nasıl kasıldığını kabaca görebiliyordum ve gözlerim yabancının gövdesinde olması gerekenden biraz daha uzun süre dolaşmıştı.
Yoongi boğazını temizleyerek beni düşüncelerimden kopardı. Saatime baktığımda daha fazla oyalarsam Minji'nin geç kalacağını anladığımda endişeyle onlara baktım.
"Üzgünüm ama şimdi gitmem gerek. Yoongi hyung, B-bay Jeon, iyi yolculuklar. Hadi Minji, Yoongi Amcana ve Bay Jeon'a hoşçakal de" Minji'yi kaldırırken aceleyle onlara el sallamasını söyledim.
"Güle güle amca! Hoşçakal baba!" Onlara o kadar heyecanlı bir şekilde veda etmişti ki, onu düzeltmeye cesaret edemedim.
Son kez eğilip ikisinden de hızla uzaklaştım.
-
Bölümler gerçekten kısa bu yüzden en fazla 2 günde bir güncelleme yapmaya çalışacağım. Yoksa unutacaksınız hikayeyi. Bölüm hiç olmadı gibi 🥲 ama umarım siz sevmişsinizdir. Ve
Jeon'un 6 bölüm sonra artık hikayeye girmesi beni mutlu etti jsskkd. İyi bakın kendinize bir sonraki bölümde görüşmek üzeree 🙇♀️💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fated ✓ | Jikook
Teen FictionJimin kimseye bağlanmadan sadece çocuğu ile ilgilenmek isteyen bekar bir omegadır. Ama tabi ki, Jungkook ortaya çıkana kadar [Omegaverse] - Thanks for letting! All rights belong to the original author: @mybiasisjimin 150221