Merhabalar :) Dün gibi sinir bozucu bir ünün ardından bu bölüm umarım hepimize iyi gelir.
Keyifli okumalara...
"Üstümden tır geçmiş gibi hissediyorum."
Bahçede herkes bir yere yayılmıştı. Kübra, yeşil çimlerin üstüne uzanmış başını puf mindere oturmuş sağlam olan eliyle başını okşayan Gizem'in dizlerine bırakmıştı. Safiye'nin sesi hala kulağında çınlıyordu.
"Zehra darılma ama yengen tam bir sinsirella."
Bunu söyleyen de Ebrar'dı. Kıkırtısı bütün takıma bulaştı. Zehra da olanları biliyordu fakat o kadın yine de yengesiydi. Bu yüzden de önündeki sehpadan aldığı üzümlerden birkaçını ardı ardına Ebrar'ın üzerine fırlattı. Nihayet bütün takım dinlenecek zamanı yakalamışlardı. Hepsi atışsa da birbirlerine sataşsalar da yine de huzur içindeydiler.
Tenekenin içinde orta alanda ateş yanıyordu. Denizden gelen serin hava turnuva öncesi kızları hastalandırmasın diye kulübeye geçerken görevlilerden yakmalarını istemişlerdi. Bu yüzden de Tuğba, bir eli tulumunun cebinde ayakta dikiliyordu. En az o da Ebrar ve Kübra kadar kadından hazzetmeyenlerdendi. Dönüp Hande'nin kucağına oturup ayaklarını salıncaktan aşağı sarkıtan Zehra'ya baktı.
"Safinazın sesi hala kulaklarımda."
Zehra, başını arkaya atıp kahkaha atarken Derya Tuğba'yla göz göze gelerek sırıttı.
"Safinaz değil o Safiye" dedi, Tuğba'nın kısılan gözlerini keyifle izleyerek. O da başka bir puf armut koltuğun üzerine oturmuştu. Meyve tabağından eline aldığı yeşil elmayı dişlerinin arasına alıp ısırırken Tuğba'nın bakışları daha da kısılıyordu. Bu anı Meliha fark etmişti. Bu yüzden de elinde yediği mandalinalardan birini Tuğba'nın kafasına fırlattı.
"Hanzo gibi bakma biraz kibar ol, kibar."
Tuğba dişlerini öne çıkararak gözlerini devirdi ve geçip kolunu açarak onu yanına çağıran Eda'nın dibine oturdu. Kaptan, millide son zamanlarda adından sıkça söz ettiren genç oyuncuyu fazlasıyla seviyordu. O da fark etmişti Tuğba'yla Derya arasındaki cinsel gerilimi fakat bunu diğerleri gibi dillendirmiyordu. Bilakis Tuğba yanına sokulup başını omuzuna yaslarken, kızıl saçlarını okşayarak Naz'a onun antrenmanlardaki başarılarından bahsediyordu.
"Demek öyle" dedi Naz ve utangaç tebessümle gözlerini ondan kaçıran Tuğba'nın ardından gülümseyen gözlerini Eda'nın gözlerine sabitledi. "Takımın ana kraliçesi" dedi fısıltıyla dudaklarını oynatıp, Eda'yı söylediği benzetmeyle gülümseterek. Eda, en az onun da yaşının takımının diğer genç oyuncuları kadar az olduğunun farkındaydı. Bu yüzden de yüzünde gülümseme oluşurken bu aslında gözlerindeki üzüntüyü gölgelemek için öne sunduğu, yılların tecrübesiyle edindiği en başarılı maskesiydi. İçten bir şekilde gülümsemiyordu ama yine de Naz bunu fark edemedi. Henüz onu yeterince iyi tanımıyordu.
"Yarın erken mi hastanede olman gerekecek?"
Meryem, elindeki soğuk kahvelerden birini Masal'a uzatıp çimlerin üzerine oturdu. Genç doktor mayışmış bir gülümsemeyle yüzünü izliyordu. Hayır, anlamında başını salladı. Uzanıp yanağına dokundu ve Meryem utangaç bir şekilde bakışlarını onun üzerinden çekerek bir an sinsi bir şekilde onları izleyip sırıtan Simge ve Şeyma, Cansu ve Meliha ikilisine baktı. Ardından ise tekrar Masal'a döndü ve omuzunu omuzuna değdirecek bir şekilde yanına sokuldu.
"Akşam nöbetindeyim yarın o yüzden bu gece otelde kalacağım."
Bu Meryem'in de aynı şeyi yapacağı anlamına geliyordu. Masal'a çaktırmadan internet sitesinden otelde iki odayı onlar için rezerve etmeyi planlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Success Power / GxG
Lãng mạnHikaye lise ve okul yıllarından beri arkadaş olan ve milli olimpiyatlara hazırlanan voleybol takımı kızlarının iş, aşk ve aile hayatlarını konu alır. Önemli Uyarı☝️ Homofobikler için uygun içerik değildir! Filenin Sultanlarına yazılmış ilk kitaptır...