*23*

2.7K 130 44
                                        

Uzun zamandır bölüm bekliyordunuz kıyamammm. Attım nihayet keyifli okumalar can kuşlar 💛💙

Derya, uyanır uyanmaz elini yatağın sağ tarafına uzattı. Avucunun altında kalan çarşaf soğuk ve boştu. Gülümsedi, böyle olacağını biliyordu. Başını çevirip sağına baktı. Komodinin üzerinde Tuğba'nın bileğinden hiç çıkarmadığı bandanası duruyordu. İlk flört etmeye başladıklarında bu bandana onundu ama maç esnasında Tuğba bileğini incitince Derya, başından çıkarıp bileğine dolamıştı. Ondan sonra da o bandanayı bileğinden hiç çıkarmamıştı Tuğba. Ama bu sabah ne hikmetse Derya'nın yatağının başucundaki komodinine bırakıp gitmişti...

Derya, elleriyle yataktan destek alarak oturur pozisyona geçti, sırtını yatağın başlığına dayayıp ellerini saçlarının arasından geçirdi. Tuğba, ona yaptığının aynısını şimdi de Derya'ya yapıyordu. Aralarındaki bağ her şeye rağmen ona tutunacakları kadar ne çok sağlamdı, ne de tek bir rüzgarda kopacak kadar da hafifti. Derya, Tuğba'nın ondan vazgeçemeyeceğini çok iyi biliyordu ama peki ya kendisi? O Tuğba'dan vazgeçebilecek miydi?

Gözlerini kapattı. Tırnaklarını saçının derisini kazırcasına etine geçirdi. Geceyi anımsadı. Tenine değen sıcak tenin dokunuşlarını hissetti. Bütün bunlar onun için fazlasıyla özeldi. Anımsarken bile hâlâ o heyecanı hissettirecek kadar canlıydı.

Kafasını salladı Derya. Kalkıp hazırlanmak için banyoya geçti. Saat 9'da uçakları vardı. Nihayet o meşhur gün gelmişti...

*

Hande, alarmın sesine uyandı. Artık üçüncü kez onu kapatıyordu ama bugün erken saate uçaklarının olduğu gerçeği aklına gelince delirmiş gibi yatakta fırlayarak oturdu.

"Zehra kalk."

"Kalkmayrum"

"Zehra kalk, şakanın sırası değil geç kalıyoruz."

Hande, Zehra'nın üstünden atlayıp dolabına doğru yürüdü. Duş almaya bile zamanları kalmamıştı. Dönüp hâlâ rahat bir şekilde uyuyan Zehra'ya baktı.

"Zehra!" diye bağırdı eve ayağa kaldıracak kadar yüksek bir ses tonuyla.

"Bağırma Kübra sayıyı kaldırıyorum."

Zehra, hoplayarak yatakta oturduğunda Hande bütün sinirinden sıyrılarak kahkaha atmaya başladı. Zehra'nın Kübra'yla olan maç travmasının bir de bu yönünü izlemek sabah sabah bütün stresini almıştı almasına da hâlâ geç kalıyorlardı. Ellerini havada hızlı bir şekilde sallayarak, "Hadi kalk" dedi ve dolapta dün gece giymek için ayırdıkları eşofmanlardan Zehra'nın olanını üzerine doğru fırlattı.

"İnsan öperek uyandırır öküz" dedi Zehra, eşofman altını alıp sinirli bir şekilde üzerine geçirdi. Hande artık sweat'ini giyiyordu. Eli kapı kolundaydı. Dönüp ona baktı ve kapıyı açmadan sırıtarak, "Seni seviyorum" dedi.

"Sono sovoyorom."

Zehra, peşinden koridora çıkarken hâlâ daha trip atıyordu. Hande, aniden ona dönüp baktı.

"Ahmet, gelecek miydi?" diye sordu. Çünkü kapı zili çalmıştı ve sabah sabah kimseyi beklemiyorlardı.

Zehra, başını olumlu anlamda salladı. Masada doğranmış taze biberlerden yiyordu. Hande dönüp ona ters ters baktı.

"Ona çıkacağımız saati mi yazdın?"

Sesi öfkeliydi ama Zehra'nın da yavaş yavaş tahammülü azalıyordu. Dönüp sinirle Hande'ye baktı. "Başka şansım mı vardı?" dedi öfkeyle.

"Noliyır saba saba da nedur bu sitemuniz? Yeduniz birbirunuzi yeduniz."

Hasibe abla, elinde peynir tabağı salona girdiğinde ikisini öfkeyle yüz yüze bakarken yakaladı. Ortamı yumuşatmaya çalışsa da Hande'deki sinirin hat safhada olduğunu görebiliyordu. Bu yüzden de geçip masanın öbür ucunda dururken bakışlarını Zehra'ya kaydırdı. Deli kuzenini çok iyi tanıyordu birazdan tırnaklarını arkadaşının boğazına geçirecekti. O raddeye geliyordu.

Love Success Power / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin