Love Success Power / GxG

*24*

Biliyorum hikayeyi özlediniz gençler o yüzden de uzatmadan hepinize keyifli okumalar diliyorum ama lütfen özleyenler sayını bildirsin bakalım kaç kişi kalmışız geriye 😍😜

Herkes en erken saatte uyanmıştı. Milli takımın otobüsünün önünde aileleriyle vedalaşanlar, içinde koltuk kapışanlar derken İpek de kızları çekip canlı yayında seyircilerine göstermek derdindeydi. Herkes en çok Hande ve Zehra diye istek atarken İpek bütün kızlara eşit ağırlık vermeye çalışıyordu. Önce otobüsün en önünde oturan Naz'a doğrulttu kamerayı. Naz, otobüsteki en güler yüzlü ve uykusunu almış gibi görünen oyuncuydu.

"Naz Demir Akyol, nasılsınız?"

Naz önce İpek'in resmiyetine gülümsese de sonrasında TRT kanalının isteği olduğunu anlayıp bozmadan aynı şekilde devam etti.

"İyiyim efendim sizler nasılsınız? Biz Kıta elemeleri için heyecanlıyız."

Yüzündeki tebessüm bulaşıcıydı. İpek gülümserken herkesin Naz'a sormasını istediği soruyu sordu hızlı bir şekilde.

"Pamir de bu turnuvada ekibe katılacak mı?"

Naz tekrar gülümsedi ve dönüp otobüsün penceresinden babasının kucağında ona el sallayan oğluna baktı. O da anında oğluna el sallayarak karşılık verince İpek kaçırmadan bu sahneyi de izleyicilerle paylaştı. Herkes kalp atarak anne oğul aşkına övgüler yağdırıyordu. En nihayetinde otobüsün şoförü otobüse bindiğinde Naz artık yavaş yavaş yola düşeceklerini fark edip başıyla eşine gitmesini işaret etti çünkü Pamir'i oyalayıp şimdi götürmese arkasından fena halde ağlayacaktı.

Tekrardan İpek'e döndüğünde kameranın hala onu çekmekte olduğunu gören Naz seyircilere öpücük gönderip gözlerinin altındaki ıslaklığı sildi parmaklarıyla ve gülümseyerek telefonun kamerasına yaklaşıp fısıldadı.

"Pamir de bize katılacak ama iki hafta sonra."

Yani finallere doğru demekti bu ve İpek bu bilgiyi izleyicilerle paylaşırken omuzunda hoparlörle otobüsün ön kapısından gürültülü bir şekilde Uzi'den makine şarkısını hem dinleyip hem de söyleyen Ebrar içeri girdi ve İpek'in canlıda olduğunu fark ettiğinde kameranın önüne geçip rap konseptine uygun bir şekilde ellerini oynatarak, "Bu sabah çok enerjiğim" diye bağırdı. İpek gülümsemekle yetindi sadece artık canlıyı kapatıp otobüsten inmesi gerekiyordu. Herkesin hanzeh isteği ısrarına kayıtsız kalmadan şoförden bir dakika daha izin isteyip otobüsün arka koltuklarına doğru yürüdü. Arka kapının paralelindeki arka koltuktan bir önceki ikili koltukta oturuyordu Hande ile Zehra. Daha doğrusu Zehra oturuyor Hande ise onun omuzuna yatmış uyumaya çalışıyordu. Beyaz kapüşonunu başına geçiren baladın kapüşonu çenesine kadar indirdiği yetmezmiş gibi bir de üstünden siyah güneş gözlüğünü takmıştı. Bu garip manzara karşısında kıkırtısını gizleyemedi İpek ve dayanamayarak resmiyeti bozup, "Kankam yine şıkır şıkırız" diye takıldı Hande'ye. "Ses etme ve hemen uzaklaş uyuyorum İpek" diye tısladı Hande ve eliyle sanki yastığı düzeltiyormuşçasına Zehra'nın omuzunu mıncırarak kafasını rahat bir şekilde tekrardan üzerine yerleştirdi.

"Allah Allah paşamızın rahatına bak ya. İstersen ben kalkayım daha rahat yat sen" dedi Zehra, huysuz bir şekilde o da en az Hande kadar uykuluydu. Yan odada Safiye yengesinin sabaha kadar konuşup durmasından bir türlü rahat uyuyamamışlardı.

"Yok sen varken daha rahat. Yastığımı seviyorum ben" dedi Hande İpek'in onları canlıya aldığını hiç umursamadan ama bunun yerine fanların diline dolanacaklarını bilen Eda arka koltuktan kalkarak şakayla karışık elini kameranın önüne tutup, "Çekmeyin efendim aile var burada, özel yaşantıya saygı, lütfen çekmeyin" diye sırıttı. O esnada da İpek'e kapatması için göz kırpıyordu.