Love Success Power / GxG

*31*

Bir ay sonra...

Aksilikler bulaşıcı hastalık gibidir. Bir kere başladı mı çoğalırlar. Kızların da hayatındaki sorunlar bu şekilde ilerliyordu. Birinden diğerine sıçrıyordu adeta. Olimpiyatların ardından kulüp oyunlarına başlamadan önce ilk defa uzun bir ara vermişlerdi. Bu bir bakıma kendini toparlayamayan ekip için şu süreçte en iyi olan tek şeydi. Hande, Zehra, Eda, Tuğba, Derya beşlisi bunalımın eşiğindeyken asla oyunlara konsantre olamayacak kadar dağınıklardı. 

"Bu böyle olmaz," dedi Meryem dalgın bir şekilde tuvalete gitmek için masadan kalkan kaptanı peşinden izlerken. Bir aydır arkadaşını tek bir sefer bile gülerken görmemişti. Masal, uzanıp elini tuttuğunda üzüntüyle kız arkadaşına baktı. Masal, aralarına sonradan katılmış olsa da tüm ekibi tıpkı ona yaptığı gibi avucunun içine almıştı adeta. Hepsini en az onun kadar yakından tanıyordu. "Gidip Naz'la konuşmayı denemelisin. Ben bunun normal bir karar olduğunu düşünmüyorum. O kız kendi isteğiyle Eda'dan ayrılmadı, bunu sende biliyorsun."

"Hissediyorum," dedi Meryem. Yüzünü tekrar Eda'nın yeniden bahçeye çıktığı kapının girişine döndü. Kaptanın dağınık görüntüsünü izlerken yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi. "Mutlaka akşam nişandan önce ona uğrayıp konuşmaya çalışacağım."

"İyi olur," dedi Masal ve Eda tekrar geçip sandalyesine oturduğunda her iki kadın da masadaki kasvetli konuyu değiştiler. 

----

Tuğba, yatak odasının içindeki büyük boy aynasının önünde durmuş üzerine giydiği beyaz kumaş pantolonunun belini düzeltiyordu. Üzerinde aynı renk bir crop vardı ve takımının ceketi arkasındaki yatakta üzerine giymesi için onu bekliyordu. Tuğba, arkasına dönmeden önce aynadaki hoş görüntüsünü izledi. Gözlerini öne çıkaran hafif ama havalı makyajı üzerindeki beyaza keskin bir hava kazandırıyordu. Arkaya taranmış ıslak görünümlü saçları da bu kombini için özellikle tercih ettiği bir stildi. Adeta dergi kapaklarından fırlamış gibi bir hali vardı ve bu görüntüsünün Derya üzerindeki etkisine daha öncesinde de şahit olmuştu. Alaycı ve öfkeli bir şekilde aynadaki yansımasına gülümserken yavaşça arkasına dönerek yatağının üzerindeki ceketini alıp sırtına geçirdi ve bunu yaparken bakışları yatağının ayak ucundaki pufun üzerinde duran davetiyeye sataştı. Eski sevgilisi yangından mal kaçırırcasına yıldırım nikahıyla evleniyordu. Bir ay içinde aile içinde yapılan nişanın bugün resmiyete dökülme günüydü ve o da ironik bir şekilde takım arkadaşı olduğu için bu düğüne davetliydi. Ya da Derya'nın herhangi kendine özgün bir nedeninden ötürü. Büyük ihtimal uçakta ona yaptığının bedelini ödetmek istiyordu. Umursamıyordu genç kız, davetiyeyi eline alıp küçük el çantasının içine sıkıştırdığında o düğüne gitmek için tamamıyla hazırdı. Bugün her şeye nokta koymanın tam da en doğru zamanıydı, tüm bu saçmalıklar fazla uzamıştı artık...

----

Kapı ikinci kez tıklandığında Naz aceleyle mutfaktan çıkarak kapıya doğru yürüdüğü koridordan seslendi. "Geliyorum."

Kapıyı açtığı an karşısında gördüğü manzara onu epeyce şaşırtmıştı doğrusu. Meryem'in yerine karşısında herhangi birini görmeyi beklerdi ancak günbatımının ışığını kapayan uzun boylu kadın tüm ihtişamıyla orada kapısının önünde durduğunu kanıtlıyordu ona. "Hoş geldin," dedi Naz, kadının pek de hoş gelmediğinin farkında olarak. "İçeri geçebilir miyim?" diye sordu Meryem. Naz'ın omuzunun gerisinden göz attığı evin boş olduğunun farkına varabilmişti. O herif burada olmuş olsa çoktan kendini koridora atmış olurdu. Naz'ın ardından silueti belirmediğine göre genç kadın evde yalnız başınaydı. Rahat bir şekilde konuşabilmeleri için mükemmel bir fırsattı bu Meryem bu fırsatı kaçıramazdı. "Lütfen," dedi, sesinin en nahif tonuyla. "Eda'nın durumu hayal bile edebileceğinden de çok kötü. Kafası karışık, ona hiçbir cevap sunmamışsın. Belirsizliklerle boğuşuyor, seni özlüyor, öfkesiyle savaşıyor, sana gelmemek için direniyor ve tüm bunlar benim arkadaşımı her geçen gün yok ediyor Naz. Bu yüzden de artık gerçekleri konuşma zamanı geldi. En azından bana olanların doğrusunu anlatabilirsin. Bana anlat ki, olmayacaksa bile Eda'yı olmayacağına inandırabileyim."