*21*

1.8K 131 44
                                    

Merhabalar :)

Keyifli Okumalar dilerim :)


Kulüp bugün kızların son gecesine tanıklık edeceği için sadece Filenin Sultanlarının yakın arkadaşları ve tanıdıklarıyla doluydu. Bu yüzden de kızlar istedikleri gibi rahat davranabiliyorlardı. Üstelik kulübün sahibi ve Eda'nın eski arkadaşlarından biri olan Alp Kırşan kızlar için özel bir dans gösteri grubu getirmişti. Henüz bundan Eda dışında kimsenin haberi yoktu.

"Allah'ım çok heyecanlıyım."

Ebrar, üst üste shot'ları içerken kimse onu ellemiyordu. Sonuçta tek bir gün kafaları çekme imkanları vardı ve bu durum her ne kadar Eda'nın hoşuna gitmese de yine de takımının eğlenmesine karışmıyordu. Bakışları Ebrar'ın üzerindeyken Naz elini sıkarak dikkatini üzerine çekti.

"Her zaman her yerde kaptanlığını koruyorsun değil mi?"

Eda, utangaç bir tebessümle gülümsedi. Bunu yaparken her iki yanağında da gamzeye benzer upuzun bir çizgi oluştu. Bu ona mahsus bir özellikti ve çoğu kişiyi itici gösteren bu durum kaptana farklı bir çekicilik kazandırıyordu. Naz da seviyordu kaptanda olan bu özelliği ve bu yüzden de o gülümserken elini uzatıp yanağına dokundu. Eda, onun oturduğu koltuğun koluna oturmuştu. Normalde de boyu Naz'dan epeyce büyükken şu an tepeden baktığı için aralarındaki o mesafe daha da açılmıştı. Bu yüzden de Naz onun gözlerinde oluşan değişimi, koyulaşan kahvelerini apaçık bir şekilde görebiliyordu.

"Mucize kadın" dedi Naz ve dudağındaki tebessümü bütün yüzüne yayarak gülümsedi. Eda, ona hayranlıkla bakıyordu. İstemsizce elini Naz'ın yanağına koydu ve başparmağıyla hafif belirgin olan elmacık kemiğini okşarken düşünceli bir şekilde, "Ben mi, yoksa sen mi?" diye sordu. Yüzü bir anda ciddileşince Naz onun geçmişine dair acı hatıralara daldığını fark edebiliyordu. Bu yüzden de tüm cesaretini toplayarak ayağa kalktı ve elini tutup çekiştirdiği kaptanı peşinden piste doğru sürükledi. O esnada kulüpte bangır bangır 'Seni Dert Etmeler' şarkısı çalıyordu. Naz, pistin tam ortasına geldiklerinde Eda'nın elinin altında dönerek sırtını kaptanın göğsüne yasladı ve hafif hareketlerle yerinde salınarak onun da dans uyumunu yakalamasına fırsat tanıdı. Sonuçta sporcular ağır antrenman yapmaktan dans gibi zarif hareketlere uyum sağlamakta biraz zorluk çekiyorlardı ama o bir dansçıydı ve partnerine de bunu öğretecekti. Tabi zamanla.

Eda, mutluluktan da öte bir duyguyla doluydu. Naz kollarının arasında başını omuzuna yaslayıp, kafasını hafifçe yukarı kaldırıp gözlerine bakarken, bataklık yeşili gözlerinin içindeki pırıltının sebebi olduğu için oldukça yoğun duygular hissediyordu. Mutluluk, belki de bir umuttu bu ama en nihayetinde içini huzurla dolduruyordu. Şarkının nakarat kısmına geldiklerine üzerindeki bu ağır kasvetten kurtularak Naz'ı şaşırtacak bir girişimde bulundu ve onu omuzundan uzağına itip tekrardan kucağına çekti ve bu sefer göz göze gelirlerken gülümseyerek eğilip Naz'ın kulağına fısıldadı.

"Uçmaya hazır mısın?"

"Nasıl?"

Naz, oldukça şaşkındı. Eda, onu belinden kavrayıp havaya kaldırdığında Naz kahkaha atarak kollarını kaptanın boynuna doladı ve Eda'nın onu pistin ortasında döndürmesine izin verdi.

Bütün bu manzaraya uzaktan şahit olan ekip şaşkınlıkla ağzı açık bir şekilde olanları izliyordu. Meryem, elinde viski kadehiyle geçip Masal ve Meliha'nın yanında dururken otuz iki diş sırıtarak, "Kaptanıma bak sen" dedi. Onun adına o kadar mutluydu ki, yüzündeki sırıtışı bir türlü silemiyordu. Meliha da aynısını hissediyordu ama ilk defa ne şaka yapacak ne de bir yorum getirecek halde değildi. Dolu dolu gözlerle yüzünü dönüp Meryem'e baktı ve "Sence de artık kabusu atlattı mı kanka?" diye sordu. Meryem, ona bakmadan kolunu yanında duran Masal'ın omuzuna attı ve doktoru kendisine doğru çekerek alnını öptü.

Love Success Power / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin