"Beni şimdi burada dinlemen gerek, Ari.."
"Biliyorum Andrew, biliyoruz. Bunu daha önce de konuştuk lütfen."
"Daha önce de konuştuk. Evet 5 yıl kadar önce ha?"
"Andrew."
Sert bir kahkaha attı ama beni bırakmak yerine daha da kendisine çekti. Sarılmamıza çeyrek kala gibi bir halimiz vardı.
"Andrew bırak " dedim ama o ısrarla konuşmasına devam etti.
"Aria, kim seni benden daha çok sevebilir? Senelerce seni rahatsız etmemek için uzak durmaya çalıştım, arkadaşın olmaya çalıştım. Arkadaşlığı bile çok görüp benden kaçıyorsun. Ben seni kazanmaya çalıştıkça kaybediyorum."
Sesi, yağmurun şiddetlenmesiyle uyum içinde gittikçe yükseliyordu.
"Seni istiyorum Ari, sen de beni iste istiyorum."
Kulağıma yaklaşıp;
"Seni seviyorum Ari" dedi
Öyle bir ürperdim ve gerildim ki... Bunu böyle duymak hiç iyi hissettirmiyordu. Kollarından kurtulup kaçmak istedim ama izin vermedi.
"Andrew kes şu..." derken parmağını dudaklarıma bastırdı;
"Bu dudaklar sadece adımı söylesin. Bu sefer, 5 sene sonra bu sefer 'ben de' desin Ari. Seni seviyorum, seni seviyorum."
"Andrew bu konuşmayı gerçekten böyle haydut gibi mi yapmayı planladın? Beni böylesine korkutup benden sevgi mi bekliyorsun? 5 yıl önce gerçek bir sevgiyle açmıştın kalbini ama şimdi sadece tutkularınla geliyorsun bana."
Her kelimemde sesim daha da yükselmişti. Gözlerinde değişik, hırslı gibi anlam veremediğim bir ifade gördüm ve o sırada bir görevli gelip resmen beni kurtardı.
"Bir sorun mu var acaba efendim?"
O sırada dikkati dağılan Andrew'in ellerinden kurtulup koşarak asansöre gittim.
"Lanet olsun neden her zaman asansör bekliyoruz" diye düşünürken birden asansör açıldı ve şükürler olsun ki Andrew bana ulaşamadan kapı kapandı.
Tüm vücudum titriyordu ve sırılsıklamdım. Arkamı dönüp aynaya bakınca kendimden korktum. Resmen sokağa atılmış bir kadın gibiydim.
Kırmızı rujum çeneme bulaşmış, saçlarım ıslak ve mahvolmuştu. Bu halde, bu asansörden nasıl çıkabilirdim. Hemen STOP düğmesine bastım ve elimle rujumun taşan kısmını silmeye çalıştım.
"Lanet olsun. Lanet olsun Andrew beni düşürdüğün duruma bak!"
Geri restorana gidip tuvaleti kullanmam lazımdı ama asla o haydutla karşılaşmak istemiyordum.
Ne yapacağımı düşünürken asansör çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMLİKSİZ (NO ID/EA)
Science FictionO sadece doğum gününü kutlamak istemişti, diğerleri ise kağıdın intikamını kanla almak... Tüm hayatını ve hatta kendi kimliğini yitirmişken, adaleti intikamla sağlamak isterken kendisini paralel evrende bulan genç bir kız. Yitirdiklerinin mutlu oldu...