Benim için deliren iki erkek demek isterdim ama benim için ne oldukları asla belli olmayan iki erkek aynı sandalyeyi tutuyordu. Tabii ki Sirius ve Andrew idi.
"Selam Andrew" dememle kazanan Andrew oldu ve sandalyesine oturdu.
Sirius bir yandaki sandalyeye otururken hemen yanına, koşturduğu nefes alışverişinden belli olan Casey gelip oturdu. Şu an bu masa bana o kadar tanıdık geliyordu ki. Sadece oturduğum yer farklıydı. En son doğum günümde babam böyle bir yemek ayarlamıştı. Ne doğum günü ama. Bu düşüncelere dalmak zihnimin tekrar bulutlanmasına sebep oldu.
"Garip bir davet ha?" Diyen Andrew beni gerçekliğe çekti.
"Öyle gerçekten. Bu masa kimin fikri acaba?"
"Haberin yok galiba. Ne kadar sosyal bir davet olsa da şu an bu masa tamamen business için ayarlanmış. Şöyle bir bakınca ihaledeki masadan tek farkı siz kadınların da olması."
İhale demek...
"İhaleden önce son sosyalleşme diyorsun yani. Yanıldığın tek şey ihale masasında beni de görecek olman" diyerek dirseğimi masaya koyup elimi yüzüme yerleştirdim ve ona zoraki bir gülümseme attım.
"Wow" diyip sessiz bir kahkaha attı.
"İşte bunu gerçekten beklemiyordum."
İçimden 'ben de' diye geçirdikten sonra bakışlarım sebepsizce her zamanki gibi Casey'in heyecanlı konuşmasını asla dinlemeyen Sirius'a kaydı. Bizden tarafa bakıyor gibiydi ama bize baktığını da söyleyemezdim. Sirius'a baktığımı farkeden Andrew,
"Babamın sağ kolu. Sirius. Yanındaki de kardeşim Casey."
Casey ismini duyunca bize döndü ve Andrew beni Casey'e takdim etti.
"A nasıl bir dakika? Aria, oha siz ne kadar benziyorsunuz!" Diye resmen herkesin içinde, bir miktar yüksek sesle karşıdaki Aria'ya seslenmesi masadaki herkesin bize dönmesine sebep oldu. Rahatsızca oturduğum yerde kıpırdandım. Aria zoraki bir gülümsemeyle elindeki telefonu Casey'e doğru sallayarak;
"Güzel kızlar birbirine benzer değil mi tatlım?" Diyerek geçiştirdi.
Aria'ya baktığımda bundan ne kadar rahatsız olduğunu görebiliyordum. Ona bakıp başımla Casey'i işaret ederek göz devirdim ve ikimiz de tebessüm ettik.
"Bu tarafta neden oturduğunu anladım artık" diyerek Andrew'e salakça bir gülüş atarak Sirius'a döndü Casey.
"Aklını en son 5 yaşındayken görmüştük. Ona aldırma lütfen."
"Sorun değil. Şu an sevgilisiyle olmanın heyecanını yaşıyor gibi ha?"
"Ah hiç bahsetme" diyerek sinirle önüne gelen tabağın rahatça yerine konulması için kendini sandalyesine bıraktı Andrew.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMLİKSİZ (NO ID/EA)
Science FictionO sadece doğum gününü kutlamak istemişti, diğerleri ise kağıdın intikamını kanla almak... Tüm hayatını ve hatta kendi kimliğini yitirmişken, adaleti intikamla sağlamak isterken kendisini paralel evrende bulan genç bir kız. Yitirdiklerinin mutlu oldu...