Bölüm 20

11.6K 1.1K 61
                                    

İki hafta sonra
Pamir'den

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda hissettiğim ışıkla gözlerim yanmıştı.

"Su.."

Konuşmaya çalışırken boğazımın taş kesildiğini farkettim. Kupkuruydu. Her yerim ağrıyordu.

Gözlerime dikenler bata bata araladığımda ışığa alışmayı bekledim. Ne olmuştu bana böyle.

" Pamir, beni duyabiliyor musun?"

Uzaktan geliyormuş gibi bir ses duyduğumda toparlanmaya çalıştım. Duyduğum bir kadın sesiydi.

" Pamir?"

Kulaklarımdaki basınç azaldığında Zerrin hanımın sesini ayırt edebilmiştim.

"Du..yu.yorum."

Benim doğrulmama yardım edip suyu içirdiğinde gözlerim karnıma değdi. Son gördüğüm görüntüler doluşmuştu birden zihnime.

" Bebekler?"

Karnımda gördüğüm görüntüler daha biraz önceymiş gibi netti.

" Bebekler iyi durumda, sende iyisin."

" Pars nerede?"

Gözümü etrafta gezdirdim gayri ihtiyarı. Pars yoktu. Uyandığımı hissetmiş olmalıydı. Buna rağmen burada olmaması korkutmuştu beni.

" Sakin ol, nabzın hızlandı."

Sorduğum soruya yanıt vermemiş olması gözümden kaçmamıştı. Gözlerini kaçırdığında bir şey olduğundan emin oldum.

" Pars nerede."

Boğazım hala ağrıyordu. Ama konuşmadan duramıyordum.

" Yan odada, uyuyor."

Gözlerimi kırpıştırdım. Dediği şey aklıma yatmamıştı.

" Nasıl yani?'

Derin bir iç cekip yatağa uzanmamı sağladı. Bir yandanda değerlerimi kontrol ediyordu.

" Tam iki haftadır uyuyorsun."

" Ne?"

İki haftadır uyuyor olmama inanamıyordum. Gözlerimi karnıma çevirdim. Son gördüğümden daha büyük olduğunu farketmiştim ama bu kadar süredir şuurumun yerinde olmadığı aklıma gelmemişti.

" Peki nasıl?"

" Tansiyonun çok yüksekti. Hamileliklerde çok riskli bir durum bu. Kan şekerin aniden yükselip hızla düşmüş. Bebeklerin verdiği tepkiye şahit olmuşsun zaten."

Kafamı salladım. Bu benim için hoş bir deneyim olmamıştı tabiki.

" Değerlerin hızla düşünce bebeklerin vucuduna uyum sağlayamadığını düşündüm. Kan naklini yaptık."

Kafam uğuldamaya başlamıştı birden. Önceden bu konuyu konuştuğumuzda kesin bir dille reddetmiştik. Demek ki Pars izin vermişti. Halbu ki izin vermeyeceğini söylemişti bana.

" Başka çare yoktu. Uyanmıyordun ve değerlerin gittikçe kötüye gidiyordu. Mecbur kaldığı için yapmak zorunda kaldı."

Birazda olsa sakinleştim. Pars buna için verdiyse son raddeye gelmiş olduğum içindi. Ama bunun işe yaraması içimi rahatlatmıştı. Ölmeye hazır değildim. Zaten kim hazır olurdu ki?

"Pars neden gelmiyor."

Derin bir nefes verdi. Anlatıp anlatmamak arasında kalmıştı.

" Kan nakline razı olduğu gün Harun geldi. Saldırıya uğduyorduk ve Pars'a ihtiyaç vardı."

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin