Bölüm 33

11.1K 1K 537
                                    

Uzun bir bölüm oldu tüm günümü verdim bölüme o yüzden bununla orantılı çok yorum bekliyorum sizden. Sadece yorum için yazıyorum hikayeyi sizde sadece okuyup geçmeyin.

Bölüme başlamadan önce peçeteleri hazırlayın. 🧚‍♀️🧚‍♂️

Kulaklarımı tırmalayan ağlama sesleri adeta beynimi delerken olduğum yerde kıpırdandım.

" Pars doğurdum mu ben?"

Ağzımdaki acı tatla yüzümü buruştururken ne dediğimin farkında bile değildim.

" Evet Pamir doğdular."

" Ama ben daha hazır değilim ki hem erkeğim nasıl doğurdum. Hem ben kimseyle bir şey yapmadım kiğ"

"Erkek çocukların oldu, aynı senin gibi güzeller."

" Ben kendime bakamıyorum onlara nasıl bakacağım yaaaağğğ. Ağh bir de oğlan çocuğumu olmuğğşşşşşş."

Algılarım tamamen kapalıydı, konuşurken zihnimden çığlar düşüyormuş gibiydi, ağlamaklı ağlamaklı konuşmama engel olamıyordum.

Zaten öylede oldu hüngür hüngür ağlamaya başladım

" Pars hiç bir şey bilmiyormuşsun gibi garip garip bakma bana. Doktorsun sen kendine gel. Pamir sadece narkozun etkisinde. Yakında üzerinden atacaktır narkozu."

Mırıl mırıl mırıldanıp yatakta kıvranmaya başladım.

" Pamir, kıvranma dikişlerini açacaksın."

Bir kaç saat içinde iyice kendime geldiğimde Pars'ın kanlar içindeki hali doluşmuştu beynime.

" Pars."

Yataktan kalkmaya çalıştığımda bir el engel olmuştu bana.

" Küçüğüm buradayım, hiç bir yere gitmiyorum, oğullarımızda yanında."

" Senn.. senn iyi misin? Ya bebekler, çaldılar mı onları bizden? Altı taneler değil mi Pars, biliyorum ben altızım olacaktı hepsi orada değil mi?"

Dudaklarım dışa doğru bükülmüş hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım.
Gözlerimi Pars'a doğru kaldırıp sağ ama bembeyaz halini gördüğümde derin bir iç çektim.

Pars iyiydi, hayattaydı. Biraz daha bakınca tüm vücudunun titrediğini farkettim. Bana kan verdiği için böyle olmalıydı. Kimbilir kaç saattir benim başımda bekliyordu.

" Pars bir şey söyle! Bebekler nerede? Ağlamalarını duyduğumu hatırlıyorum."

Refleks olarak bir elimi kaldırıp hamileliğimden beri mandalina büyüklüğüne dönüşmüş göğsümü kavrayıp sıktım. Canım acımıştı ama içlerinde süt olmadığını hatırlamak daha fazla yakmıştı canımı.

" Açlardır Pars, belki doyuramam ama göğsüme yatsınlar, annelerinin kokusunu ister onlar."

Dudaklarım titriyordu. Onlar karnımdayken hissedemediğim duyguları bedenimi terk ettiklerinde hissetmeye başlamıştım. Bedenimdelerken hep benimleydiler, korunaklıydılar, kimse onlara dokunamazdı ama şimdi bedenimi terk etmişlerdi. Savunmasızca dış dünyadalardı artık.

Annelerinin onları korumasına, sarıp sarmalamasına ihtiyaçları vardı. Kokuma ihtiyaçları vardı, kokularına ihtiyacım vardı.

Bebek gibi ağlamaktan alıkoyamıyordum kendimi.

Pars'ınsa yüzü allak bullaktı ne kadar saklamaya çalışsada yüzündeki acıyı görebiliyordum. Kalbime darbe almışım gibi sarsıldım.

" Onlar uyuyor merak etme, uyandıklarında.."

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin