Bölüm 37

8K 867 81
                                    

Yıldıza basmayı🌟
ve Yorum yapmayı unutmayın🧚‍♀️🧚‍♂️

Pars'tan devam

O kargaşada sayamayacağı kadar çok yara alarak kendini çıkarmaya çalışmıştı. Bunda Cahit'inde katkısı vardı. Yoksa oradan canlı şekilde çıkması mümkün değildi.

Bir an yerinde kaldı, burada esir düşmek ona ihtiyacı olanları yarı yolda bırakmak utanç içinde bırakmıştı onu. Güçsüz hissediyordu, tükenmişti. Bu zamana kadar direnmesinin, şimdi aklını dolduran düşünceleri göz ardı etmsinin sebebi üçüzlerdi ama o konu da bile kaldırılmıştı.

Bir an pençelerine takıldı gözü. Biçimini kaybetmiş vücuduna baktı, kim bilir yüzü nasıl bir haldeydi. Bacağının derisi soyulmuş berbat bir halde iltihap kapmıştı.

Bu şekilde onların karşısına geçerse korkarlardı. Nefesleri sıklaştı. İçindeki panter öne atılıp Pamir'e ve çocuklarına ulaşmak için önüne gelen her şeyi parçalamak isterken Pars'ın ayakları geri geri gidiyordu.

Gözünün önüne Pamir gelince çiğerlerine derin bir nefes çekti. Özlem içini yakmaya başlamıştı, üçüzler son bıraktığında daha beş aylıktı. Onu çoktan unutmuş olmalıydılar.

Bu düşünce canını yaktı ama hayattalarsa sorun yoktu, bu yeterdi Pars'a.

İçindeki panteri daha fazla tutamadığında tüm yaralarına rağmen hızla koşmaya başladı. Zihni ailesinin görüntüsüyle dolmuşken kulaklarında onların sesi yankılanıyordu.

Gözünün önündeki görüntü o kadar netti ki bir an delirdiğini sandı. Onu bekliyorlardı. Onlara gitmeliydi, dahada hızlandı.

Yeni bir birlik gelmeden buradan çıkmalıydı. Yine esir düşemezdi.

......

Pamir'den

Gördüğüm rüyayla kan ter içinde yataktan fırladığımda nefes nefese kalmıştım. Yine onu görmüştüm. Acı içindeydi ve benim elimden bir şey gelmiyordu. Bu sefer gördüğüm rüya diğerlerinden farklıydı.

Pars geliyorum diyordu. Size geliyorum.

O kadar gerçekçiydi ki kalbimin atışını sakinleştiremiyordum. O yerden gideli tam 2.5 yıl olmuştu, o zamandan beri Aslan yanımıza uğrayıp ihtiyaçlarımızı gideriyordu.

Kapı açılıp üçüzler art arda içeriye girdiğinde kendimi toparladım. Benim küçük askerlerim gelmişti.

" Anne, yine mi babamı gördün?"

Üç yaşında olmalarına rağmen yaşıtlarna göre daha gelişikliydiler. Önsezileriyse doğduklarından beri gelişmeye devam edilyordu.

" Evet Turan, babanızı gördüm."

Üçü de yatağa çıkıp yanıma yerleştiğinde içimi görürmüş gibi bakışlarını bana çevirdiler. Bazen korkuyordum bu tavırlarından.

"Merak etme anne, babam bize geliyor. Çok yakında burada olur."

Onların sözcüsü görevini gören her zamanki gibi Turan olmuştu. Tufan daha çok gözlemciyken,  Turgay zıvanadan çıkmaya meyilli olandı. Onu da öyle bir sinsilikle yapıyordu ki kimin ne yaptığını anlayamıyordum bazen.

" Babanızı mı gördünüz rüyanızda?"

Üçü de aynı anda kafasını sallayınca tebessüm ettim. Hepsi birbirinin tıpatıp aynısıydı,  sadece ufak tefek farklılıkları vardı.

Tufan aynı benimki gibi olan kıvırcık saçlarını uzatıyordu diğerlerinin aksine. Turgay'ın alnında on dikiş vardı. Onu kanlar içinde bana bakarken gördügümde elim ayağım boşalmıştı, o ise acı içinde olacağına beni teskin etmekle uğraşmıştı.

" Rüya görmedik anne. Acısını hissettiğimiz gibi bize geldiğinide hissediyoruz. Daha fazla yalnız kalmayacaksın."

Titreyen ellerimle saçlarını sevdim üçününde.
Tufan neredeyse belime kadar uzanan kıvırcık saçlarıma uzanıp oynamaya başladığında turgayda ona eşlik etti. Bebekliklerinden beri seviyorlardı saçlarımla oynamayı. Kıyamamıştım bende.

Yaşasalardı diğer üçüzlerimde belki oynardı saçlarımla. O yüzden hamilelik boyunca kestiremediğim saçlarıma kıyamamıştım. Onların hatırasını canlı tutuyordum kendimce.

Turan kardeşlarinin aksine kucağıma çıkıp göğsüme yasladı başını. Bebekliklerinden beri göğsüme yatırırdım onları. Onlardan kalan saç tutamımı eline alıp okşarken kokumu içine çekti.

"Çok güzel kokuyorsun anne."

Dünyada bundan büyük mutluluğun olduğunu sanmıyordum. Üç oğlumda beni çepeçevre sarmış sevgilerini bana hissettirirken kendilerince koruma kalkanına almışlardı beni. Kabus gördüğüm her sabah böyle yapıyorlardı.

Oğullarıma sahip olduğum için çok şanslıydım. Saçlarını derince koklayıp bir öpücük kondurdum üçünün başına.

" Sizde çok güzel kokuyorsunuz evlatlarım."

Evlat kokusundan daha güzel bir şey olamazdı benim için. Ve umarım haklı olurlardı. Onu dördümüzde çok özlemiştik.

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin