Bölüm 23

11.4K 1.1K 176
                                    

Uyku sersemi şekilde ağzı yüzü kan olmuş Aslan'a ve çocuk gibi somurtan bir yüzle yanında duran Harun'a bakıyordum.

" Acılı olacağını söylemiştim."

Vaktimizin olmadığını bildiğim için sorgulamadım.

Beni yanlarında götürmeyi kesin bir dille reddedip bana söylemedikleri bir yere gittiler. Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. Geri döndüklerinde ellerinde panzehir vardı.

" Pamir panzehiri Zerrin'e verdik. Ama fazla umutlanmanı istemiyoruz. Bir kaç ay önce onlardan birininde başına aynısı gelmiş.Bu karışımı yaptıklarında zehri verdikleri kişi çoktan ölmüş,  o öldükten sonra bir daha başlarına gelirse diye onu denek olarak kullanıp bu karışımı yapmışlar. Yani canlı bir beden üzerinde denemesi yapılmadı. Zaten bu yüzden bize vermeyi kabul ettiler."

Canlı ve onlardan olmayan bir kobay buldukları için ilacı verdiklerini anlamıştım.
İşe yaramasını ummaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu.

"Küçük prens, gözlerin kan çanağına dönmüş, uyuman gerek."

Gözlerimi ovuşturdum. Neredeyse gün ışımaya başlamıştı ama ben uyumamak için kendimi sıkıp durmuştum. Panik ve heyacan içindeydim. Çünkü ya bu bir başlangıç ya da son olacaktı.

" Olmaz, Pars'ın haberini bekliyorum."

Bunu söylerken bile gözlerim kapanmak için sızım sızım sızlıyordu. Sırtım yatak başlığına dayalıydı.

" Şssşş zorlama kendini. Gözlerini açtığında her şey belli olmuş olacak. Uyu şimdi."

Aslan seni yavaş yavaş kaldırıp yatağa yatırırken bir eliyle gözlerimi aşağıya indirmişti. Sanki saatlerdir bu anı bekliyormuş gibiydim.

" Ben buradayım. İyi geceler güzel çocuk."

Kendimi uykunun kollarına bıraktığımda tüm uykum boyunca kabuslarla boğulacağımı biliyordum.

...

" Uyanmasını bekleyelim."

"Pars adını sayıklayıp duruyor. Götürsek mi?"

"On saattir uyuyor, bir şeyi yok değil mi?"

" Aslan çocuk hamile ve yorgun, tabi ki normal, normal olmayan her yıl kendine verdiğin kış uykusu izni."

Gözlerimi usul usul açtığımda istemsizce esnedim.

" Günaydın güzellik."

Benim parmağımı bile kıpırdatacak halim yokken Aslan yine formundaydı anlaşılan.
Aklıma gelen şeyle doğrulmaya çalıştım. Dün gece bir rüya gibiydi. Her şeyi ben uydurmuş olabilir miydim?

" Dün gerçek miydi? Panzehir?"

Sağ tarafımda duran Zerrin'i farkettiğimde gözlerimi kocaman açıp ona baktım.

" Evet Pamir, gerçekti. Seni Pars'a götürmeye geldim."

Göz yaşlarım beni hızla terk ettiğinde kendime hakim olamıyordum. Elim ayağım bir anda boşalmış gibiydi. Bunca zamanın tedirginliği,  baskısı, içime attıklarım gün yüzüne çıkmıştı. Ağlamalarımın arasından konuştum.

" Gidelim lütfen."

Zerrin ikiletmeden beni kucağına alıp yanında getirdiği sandalyeye koydu. Gerçektende bu haldeyken yürüyemezdim. Tüm gücüm çekilmişti.

Onu en son gördüğüm odanın önüne geldiğimizde hala akmaya devam eden gözyaşlarımı sildim avuç içlerimle.

"Hazır mısın?"

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin