Bölüm 31

11.1K 1.1K 252
                                    

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın 🧚‍♀️🧚‍♂️

"Her bebek için bir ağaç."

İçimi Pars'a açmamın üzerinden beş gün geçmişti, o gün göle girmeden geri dönmüştük. Mikrop kapma olasılığım korkutmuştu bizi.

Şimdiyse aniden gelen dürtüyle isteğimi Pars'la paylaşıyordum.

" Ağaç dikmek mi istiyorsun?"

" Evet, altı bebek için elma ve vişne ağaçları dikmeliyiz. Onlarla beraber büyüyüp meyve vermelerini istiyorum."

" Çok güzel bir fikir. Ben birilerine haber vereyim fideleri getirsinler."

" Hemen yapabilir miyiz ki?"

" Tabi ki hemen. Bebeklerimiz annelerinin karnındayken, onlarla büyüyecek olan ağaçların tohumlarını toprağa düşürelim. Hem küçüğüm benden bir şey istemiş ben nasıl yapmam?"

Ellerimi çırptım. Şimdiden çoçukların ağaçlara tırmandığı görüntüler canlanmıştı zihnimde.

" Ama sen oturup kazarken beni izleyeceksin küçük anne. İki gün sonra doğum var unutma."

Unutmak ne mümkündü. Göbeğim ve iki ayağım biz çok büyük sir tripottuk.

" Peki."

Ellerimi avuçlarının arasına alıp dudaklarına götürüp öptü. Temas etmek nefes almak gibiydi artık onun için.

Bu şekilde bebeklerle yakınlık kurduğunu anlıyordum. Onun sayesinde sevgiyi de saygıyıda dibine kadar hissettiğim bir hamilelik geçirmiştim.

Öptükten sonra ellerimi dudaklarından çekti ama ellerimi avuçlarının içinde tutup evirip çevirmeye başladı.

" Seni, evine gelip ilk gördügümde ellerin uzun ve inceydi. Şimdiyse tombullar. Tüm bedenin gibi."

Gözlerimi kocaman acıp ona baktım. Oysa kendi kendine konuşurmuş gibi devam etti.

"Korkmuştun, haklı olarak bana güvenmiyordun ama seni oradan çıkarmak için kucağıma aldığımda kalbim ağzımdan çıkacak sandım."

"Silahlı adamları etkisiz hale getirdiğin için yorgunluktan atıyordur kalbin."

Sırıtıp kafasını iki yana sallıdı.

" Ondan değil. Sizden dolayıydı. Tek kişilik atan kalbim sekiz kişilik atmaya başlamıştı."

Bir süre öylece durduktan sonra göz devirdim.

" Bana dolunay gibisin dediğin için lafı çevirdin değil mi?"

Gözlerini kısarak bana baktı, bir yandan da gülüyordu.

" Tam olarak dolunay demedim ama olsun. İşe yaradı mı bari?"

Kollarımın altına yerleştirdiği yastığı alıp göğsüne fırlattım.

" Yaramadı seni üçkağıtcı babalık!"

Somurtup yerimde yayıldım. Hamile biriyle nasıl konuşulması gerektiğini sir türlü öğrenememişti.

Çaktırmadan ellerimi incelemeye başladım. Gerçektende önceden ince uzundu, mor damarları derimin altından açık açık gözüken ellerim vardı, şimdiyse şişmişlerdi.

"Ştt. İki türlüde güzeller ve inan bana şimdi bile damarlarının hepsini görebiliyorum."

" Nasıl?'

" Koklayarak bile bulurum rotanı."

" Of Pars. iki dakika ciddi ol ya. Seni çok değiştin."

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin