Bölüm 28

11.6K 1K 145
                                    

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın🧚‍♂️🧚‍♀️

Halkının benden başka bebeklerde doğurmamı isteyip istemeyecekleri hakkındaki  konuşmamızın üzerinden iki hafta geçmişti. Kolumdaki damar yolundan her hafta olduğu gibi şimdide kan nakli yapılıyordu.

" Bunun Pars'a bir zararı yok mu?"

Zerrin kafasını iki yana salladı.

" Yok, zaten fazla bir miktar vermiyorum. Az ama düzenli verildiği için bir zararı olmaz. Zaten Pars'ın bünyesi kuvvetlidir. "

" Anladım. "

Pars'a yan gözle baktım, yanımda oturmuş bana bakarak tetikte bekliyordu. Hamileliğin son aylarında olduğum için daha bir tetikteydi. Ağzımdan sesli bir nefes versem bile tedirgin oluyordu.

Hareket kabiliyetim sıfıra indiği için depresyona girmiştim ama Pars'a yansıtmamaya çalışıyordum. Yeterince yükü omuzlamıştı birde bunu üzerine almasını istemiyordum ama bunu bir yere kadar yapabildiğimi farketmiştim.

" Zerrin ben bazen nefes alamadığını hissediyorum. Daha bir ay var,  üzerime afakanlar basıyor. Bazen yanıyorum bazen donuyorum. Doğumu daha erken yapamaz mıyız?"

Sonunda söylemek istediğim şeyi söylediğim için derin bir oh çektim. Pars'ın her yerde kulağı olduğu için onu oyun dışı bırakmam söz konusu olmuyordu, mecbur duyacaktı.

Gözümü ona çevirmedim ama dikkatle Zerrin'in vereceği cevabı beklediğini biliyordum.

" Pamir , her şey bu kadar güzel giderken böyle bir riske girmek mantıksız olur. Gelişimleri bir ay sonra tamamen tamamlanmış olacak. Zaten gelişimleri geriden geliyor biyolojin gereği. Sürecin tamamlanmasını beklemek en iyisi."

Suratım düşerken elimde Pars'ın sıcaklığını hissettim. Erken doğum olmayacağını biliyordum zaten ama çocukların gelişiminin yavaş olduğunu bir kez daha duymak üzmüştü beni.
Bedenim kendini bile götürmekten acizken onlara yetebilmek hayal olurdu zaten.

"Pamir düşürme yüzünü,  çok az kaldı yakında bebeklerimizi kucağına alacaksın. Anne olacaksın."

Gözlerim dolmuştu bile. Anne olacaktım. Ve ben şu son zamanlarda bunu iliklerime kadar hissetmeye başlamıştım.

" Keşke sen taşıyabilseydin bebekleri. Sen çok güçlüsün o zaman bebeklerimizin gelişimi güçlü olurdu. Ya yaşamazlarsa."

Şimdi sesli sesli ağlamaya başlamıştım. Normal hayatta ağlamayı sevmezdim,  bazen bunu güçsüzlük sayardım bazense yakıştıramazdım kendime.

İnsanın yeterince ağlayacak nedeni olunca ağlamamayı öğreniyordu. O nedenler yeterince seni zayıflatırken ağlamakla gücünü tüketmemeyi öğreniyordun.

Ama hamilelik hormonlarımın hiç bir şeye eyvallahı yoktu. Bazen duygusuz kalırken bazen duygu patlamaları yaşatıyordu bana.

" Pamir.."

Pars elimin tersini başparmağıyla usul usul okşarken konuşmaya başlayacağı zaman hemen araya girdim.

" Hayır hayır iyi ki ben hamileyim. O zaman kim bizi korurdu. Babamız olman daha iyi ben anne olurum üzülme."

Zerrin hanım bıyık altından gülerken Pars anlıma bir öpücük kondurdu.

" Peki. Zaten benim gibi bir anneleri olsaydı korkarlardı. Senin gibi güzel bir annelerinin olması ruh sağlıkları açısından daha iyi."

Kafamı sallayıp onayladım hemen. Ağlamam kesilmişti ama usul usuh iç çekiyordum.

" Evet evet haklısın. Tom ve jerrideki sadece ayakları gözüken dev kadın gibi anne mi olurmuş. "

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin