Panter Adam _ GAY - MPREG

Bölüm 6

Bölüme yorum yapıp yapamadığınızı panoya ya da mesaj olarak atabilir misiniz:)

Tam üzerimde bir erkek yüzü belirdiğinde yerimden doğruldum.

" Merhaba güzel çocuk, adını bağışlar mısın bana?"

Bana komik gelen bir şekilde reverans yaptığında güldüm. Hoşuma gitmişti.

" Ben Pamir."

Yüzünde sahte bir şaşırma ifadesi belirdi.

"Peki ben bu güzel beyefendiyi neden daha önce görmedim o zaman."

İstemsizce kıkırdadım. Çok oyuncu bir adamdı bu.

"Buraya dün geldimde o yüzden."

" Ah. O zaman çok şanssızım ki sizi erken görememişim. Oysa ki uyanır uyanmaz sizi görseydim günüm daha erken aydınlanırdı."

Oyuncu ses tonuyla konuşurken kıkırtım kahkaya dönüştü. Ne acayip bir adamdı bu. Bende oyununa eşlik etmeye başladım.

" Siz benim adımı öğrendiniz,  benim sıram geldi sanırım. Bu oyuncu kişiliğin adını lütfeder misiniz?"

" Aslan."

Pars ondan önce davranmıştı. Elinde battaniyeyle çıkıp geldiğinda adının Aslan olduğunu öğrendiğim adama yöneldi. Karşılıklı sarıldıklarında yerimden kalkmadan onları izliyordum.

" Vay be oğlum her yerde seni aradım. Döndüğünü öğrenir öğrenmez buraya geldim."

Aslan kaybolan kişileri bulmak için gitmiş olmalıydı.

Pars muhabbete ara verip cimenliğe battaniyeyi serdi. Gözlerime baktığında ne istediğini anladığım için battaniyenin üzerine oturdum.

Aslan'sa şaşkınlıkla Pars'ı izliyordu.
Bir Pars'a bir karnıma baktıktan sonra denklemi çözmüş gibi ağzı açık kaldı.

" Yok artık. "

" Sonra konuşuruz."

Ne kadar yakın olduklarını görebiliyordum ama buna rağmen aylardır görmediği kişiyi bir baş hareketiyle gönderip bana odaklandı. Yanlış bir şey söyleyip canımı sıkmasından korktuğunu anlamıştım.

Aslan şaşkın suratıyla arkasına baka baka gittiğinde çimenlerin üzerine oturdu.

" Pars herkesi korkutup kaçırmak zorunda mısın? Ne güzel konuşuyorduk."

" Ha senin zorun bana yani."

Başkasıyla birden yakın olup ona hala uzak olmama vurgu yaptığını anlasamda bozuntuya vermedim.

" Ne alakası var. Turşumu kuracak gibisin yakında."

Yandan bir gülüş attı.

" Orası doğru. Bir fanusta saklayabilsem sizi keşke."

İmdat diye bağımamak için battaniyeye uzanıp gözlerimi yumdum yine. Bu adam gittikçe açılmaya başlamıştı.

" Tamam, haklısın öküzlük ettim."

Cevap vermedim.

" Çilek getirsemde mi konuşmassın benimle."

İşte şimdi konuşmaya başlamıştı. Gözlerimi açıp ona baktım.

" Çilek değil ama pastırma varsa olur."

Pastırmayı çok severdim. Şimdide aniden canım çekmişti.

" Pastırma mı istiyorsun."

İğne batırmışım gibi yerinden zıpladı hemen.

"Tamam, olur heralde. Ben bir Zerrin'e sorayım zararlı değilse hemen getireceğim. Olmaz dersede azıcık yersin canın çekmiş o kadar."