Özel Bölüm 8

6.4K 609 200
                                    

Yorum yapmayı unutmayıp yazarınıza bir kıyak yapabilirsiniz 🙈🙈

"Anne, senin bu oğlun kız kaçırmış, hayırlı olsun."

Turgay bacak bacak üstüne atmış ağzına üzümleri tıkıştırırken Tuncay'ı ispiyonluyordu bana.

" Ne kızı ne kaçırması? Bu çoçuk daha yirmi yaşında değil mi? Tuncay!"

Benim sesim evi inletirken Tuncay avucunda bir kızın elini tutarak içeriye girdi. He kadar kararlı olduğu gözlerinden belliydi.

" Anne ben Nalan'ı seviyorum. Benim gibi biriyle olmasını ailesi istemiyor bende kaçırdım."

Tek elimi belime koyup ikiliye baktım. Oğlum çift cinsiyetli olduğu için onu bu kıza layık görmediklerini anlamıştım. Beni tolere etmişlerdi çünkü o zamanlar soylarının devam etmesi büyük önem arz ediyordu ama artık durum değişmişti. Oğluma benim kadar tolerans göstermiyorlardı.

"Oğlum olur mu öyle şey. Kızın ailesi ne olacak."

" İstemezseniz gideriz. Ama ben Tufan abim gibi olmayacağım. Ben Nalan olmadan yaşayıp onu uzaktan izlemek istemiyorum."

Başka bir şey söylemesine gerek kalmamıştı. Hemen içeriye aldım onları. Oğullarım büyüdükçe dertleride büyümüştü ama ne olursa olsun arkalarında duruyordum anneleri olarak.

Eski hallerimi hatırladım bir an. On sekiz yaşındaki Pamir olsam zoru görünce ardıma bakmadan kaçardım. Şimdiyse anneydim. Onlar için her şeyle mücadele ederdim. Tuncay'ın da Tufan gibi helak olması
isteyeceğim son şey bile değildi.

" Nasıl oldu bu iş anlatın bana."

"Anne biliyorsun sana bir kızla konuştuğumu söylemiştim. Nalan'ın kuzeniyle konuşuyordum ama Nalan'la tanışınca her şey değişti. Beni olduğum şekilde seviyor bende onu seviyorum."

Bunlar güzel şeylerdi ama benim oğlumun iki cinsiyete ait organı vardı. Herkesin kabul edeceği şeyler değildi bu. Görmeden seviyorum demek kolaydı.

" Ve Nalan hamile anne. Beşizlerimiz olacak."

Tamam o zaman, demek ki yeterince şey görmüşlerdi. Çoktan mercimeği fırına vermişlerdi bile. En küçük oğlumun beni erkenden anneanne yapacağını duyunca iyice yaşlandığımı hissettim. Acaba zamanında dövmediğimiz için mi böyle olmuştu bu çocuk?

Arkama döndüğümde yediği üzümün Turgay'ın boğazında kaldığını gördüm. Turan'sa oralı değildi belli ki önceden biliyordu bunu. Zaten onların herhalükarda kardeşlerinin arkasını kollayacağından emindim.

" Aklındaki soruları biliyorum. Nalan biseksüel anne. Yani biz çok mutluyuz. Birbirimiz için yaratılmışız."

Onu ikisinin gözlerinden, birbirine kenetlenmiş ellerinden anlayabiliyordum.

Gözüm Nalan'ın karnına değdiğinde iç çektim. Bana kendi hamile olduğum zamanları hatırlatmıştı. Zaman ne çabukta geçmişti böyle.

" Madem öyle, benim hiç kızım yoktu artık bir kızım oldu. Ailemize hoş geldin kızım."

Yapacak bir şey yoktu. Tufan'dan sonra yaşanan her şeyi olumlu karşılamaya başlamıştım. Oğullarım sağolsun beterin beteri olduğunu her seferinde gösteriyorlardı bana.

Pars'a da alıştıra alıştıra söyleyecektim artık.

.....

Nalan'ın ailesi geldiğinde büyük bir patırtı kopmuştu ama Turgay'ı görünce geri adım atar gibi olmuşlardı. Onun gücü ve öfkesi her yere yayılmıştı. Korkulan ve saygı duyulan biriydi her topluluk için.

Şimdiyse Tuncay ve Nalan on yıldır evliydi. Ve tam on bir tane çocukları olmuştu. Kalabalığı sevmeyen benim , bir ordu dolusu akrabam oluvermişti birden bire. Pars beni bir yerlere çıkarıp uzaklaştırmasa kafayı yiyecektim. Oğullarım yine ortalığı elli altıya verir diye daha uzun süre ortalardan kaybolamıyorduk.

Büyüdükçe yarattıkları kaoslarda büyümeye başlamıştı. Ama her şeye rağmen birbirlerine kenetli bir aileydik.

Pars ve ben torunlarımla oynamaya bayılıyorduk. En azından üzerimize kusmadıklarında. Galiba altı çocuk büyüttükten sonra bebek olayına doymuştum. Kız çocuklarımız olmamıştı ama Tuncay ve Nalan sayesinde kız çocuk keyfini de tatmıştık.

"Pamir, Aslan'dan bir mektup var, yirmi yıl önce hamile bırakıp gittiği kurt kadından bir oğlu olmuş, onu bulmamızı istiyor."

" Kendi niye bulmuyormuş?

"Esir tutuluyormuş bir kadın tarafından. Sanırım bu sefer sert kayaya çarpmış. Sonsuza kadar ona hapsolduğunu eğer onu kurtarmaya gelirsek hayır demeyeceğini söylüyor."

" Çoktan haketti bunu. Bırakalımda kalsın öyle. Ama çocuğu bulmamız gerek."

" Biliyorum. Ama bu karmaşada evi boş bırakamayız. Tufan kendinde değil, Turgay desen ne yaptığı belli değil, en aklı başında olan oğlumuz olan Turan'a kalıyor iş."

Öylede olmuştu. Turan gerekli şeyleri öğrenir öğrenmez Aslan'ın oğlunu aramak için yola koyuldu.

.......

Haftalar sonra Turan bir erkeğin elini tutarak eve geldiğin Pars'la birbirimize bakmıştık.

"Anne, baba bu benim erkek arkadaşım Dünya."

"Oğlum sen Aslan'ın çocuğunu bulmaya gitmedin mi?"

Evimiz kocaman bir tımarhaneye dönmek üzereydi.

" Evet, buldum zaten. Dünya,  Aslan amcamın oğlu. Aynı zamanda eşim."

Elimle yüzümü sıvazladım. Bu çocuklar hiç bize çekmemişti. Jet hızıyla yaşıyorlardı hayatı.

Zaten han kapısına dönmüş kapıdan Turgay bir kadının elinden tutup içeriye girdiğinde odak noktamız onlar olmuştu artık.

" Anne, baba bu benim kadınım Rüya. Üzerimizi değiştirip çıkacağız."

Kızın üstünü başını gördüğümde gözlerim kocaman açılmıştı. Kızı tuttuğu gibi odaya götürdüğünde tüm aile kafasını çevirip onlara baktı.

" Ne oluyor yahu, bu da üçüzlere hamileyken gördüğüm kabuslardan biri mi?"

Ve en son bomba da patlamıştı, açık olan kapıdan içeriye kucağında üç çocukla Tufan ve Buse girdiğinde kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Yerimde sendelediğimde Pars tutmuştu belimden.

"Buse ve çocuklar artık bizimle kalacak, lütfen soru sormayın."

Çok sonraları Buse'nin kocasının insanlar tarafından öldürüldüğünü ve Tufan'ın Buse'yi ikna etmek için aylardır uğraştığını öğrenecektik.

O an Pars da ben de dilimiz tutulmuş vaziyette birbirimize baktık. Ağzımızdan sadece tek bir fısıltı döküldü.

" İmdat!"

Çocuğun mu var derdin var😅

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin