Bölüm 32

10.2K 1K 604
                                    

Bölümü dikkatli ve sindire sindire okuyun. Beyin mıncıklanması geçirten cinsten bir bölüm oldu.

Satır aralarına da yorumlarınızı ve komplo teorilerinizi bekliyorum 🧚‍♀️🧚‍♂️

Duyduğum tıkırtı sesleriyle gözlerimi aralamak istedim ama o kadar güçsüzdüm ki aldığım nefes bile boğazımı yakıyordu.

"Bunu gerçekten yapmamız gerekiyor mu?"

Duyduğum sesin sahibini tanıyamamıştım, zaten sesler kulaklarıma eko yaparak ulaşıyormuş gibiydi. Gözlerimi aralamaya başladığımda belli belirsiz algılayabilmiştim etrafı. Gözlerimi açık tutmak ateşle yakılıyormuş gibi hissettirmişti.

" Bu oğlumdan kalan tek şey. "

" Pars'ın onu babası olarak büyüteceği konusunda hepimiz anlaşmıştık."

"Babasını tanımasını istiyorum. O tesiste ölen babalarını tanıyıp intikamını almalarını istiyorum."

Konuşanlardan birinin Pars'ın annesi olduğun anlamıştım, belli belirsiz silüetlerini seçebiliyordum. Önünde beşikler duruyordu. Elindeyse kundaklanmış iki bebeği tutuyordu.

"Diğerini de sen al , çabuk. Oğlum gelmeden gitmeliyiz."

Konuşmaları bir asit gibi kulaklarımı yakıyordu. Tek algıladığım şey bebeklerimi alıp gidecek oymalarıydı. Kalbim korkuyla atmaya başladı. Daha kokularını bile içime çekememiştim.

"Ya çocuk korkup kendine bir şey yaparsa. Bizim için çok önemli biliyorsun. Çocuk doğurmaya devam etmeli."

Kafamı iki yana sallayıp hayır diye bağırmak istiyordum. Çocuklarımı bırakın demek için ağzımı açmaya çalıştım ama mümkün değildi parmağımı bile kıpırdatamıyordum.

Pars, Pars neredeydi. Ona çocukları bırakmamasını söylemiştim, burada olup bebeklerimizi korumalıydı.

İkilinin gözleri bana çevrildi, Pars'ın annesi Nalan hanım yavaş adımlarla bana yaklaştığında kucağındaki bebeklere bakmaya çalıştım ama başaramadan Nalan hanımın elini gözlerimde hissettim.

" Hştt kapa gözlerini Pamir. Bunlar benimle kalıyor. Sen kendine daha bir sürü bebek yapacaksın. Üzgünüm, çocukların babalarını bilerek yaşamalarını istiyorum ama Pars buna izin vermez."

Kulaklarım uğuldarken boğazım yırtılana kadar bağırdım ama sesim sadece beynimde yankılanmıştı.

Sonraysa görüntü değişti..

Aldığım  nefesler göğüs kafesime balyoz gibi inerken telaşla etrafımda gezdirdim bakışlarımı, şaşkınlıkla üzerimi yokladım hemen. Sedyede yatmıyordum, etrafımda ne beşik ne Nalan hanım vardı. Evin bahçesinde öylece duruyordum.

" Pars! Parss neredesin? Bebeklerim nerede?"

Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Bir yandanda bomboş kalmış olan karnımı yokluyordum. O kadar boş o kadar tuhaf hissediyordum ki. Tam bir yıldır bedenimdeki canlarla yaşamaya alışmıştım şimdiyse karnım dümdüzdü.

Bebeklerim neredeydi benim.

" Pamir,  niye bağırıyorsun?"

Bedenimi hızla sesin geldiği yöne çevirdiğimde bana garip bakışlarla bakan Harun'u farkettim. Onu en son Pars için ilacı almaya giderken görmüştüm.

" Harun, Pars nerede? Bebeklerim nerede?!"

Gözüm deli gibi etrafta dolaşıyordu. Neler oluyordu böyle. Daha biraz önce Nalan hanım bebeklerimi çalmak isterken şimdi Pars'ın abisi Harun'la karşılaşıyordum.

Panter Adam _ GAY -  MPREGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin