Birinin beni dürtmesiyle gözümü açarken, her yerimin ağırıdığını fark ettim.
Terasta uyuya kalmıştım amk.
Soğuk iyice içime işlemişti, beni kaldıran Aslı'ya bakarken bir yandan boynumu diğer tarafa yatırmaya çalışıyordum.
"Dolunayı çok sevdiğini bildiğim için gelip bir sana bakayım dedim, uyuya kaldığını tahmin etmiştim."
Açıklamasıyla gülümseyerek suratına baktım, Aslı dünya tatlısı bir şeydi.
21 yaşımızda olmamıza rağmen 18 gibi duruyordu.
Kakülleri alnını kaplarken, kısa siyah saçları ben buradayım diyordu. Onun bu tatlı haline bakıp gülümseyerek ona sarıldım.
Hemen karşılık vermişti, tam bir sevgi kelebeği idi kendisi.
Bu başlarda canımı sıksa da artık alışmıştım.
"Teşekkür ederim bebeğim. Otur, sohbet edelim biraz seninle."
Bunu söylerken bir yandan da telefonumdan saatte bakmıştım daha 01.23 idi. Onunla konuşabilirdim, uzun zamandır tek konuşmuyorduk.
"Emin misin Duru? Yarın erken kalkacağız ben seni tutmayayım hiç."
"Benim sana ayıracak vaktim hep var."
Tekrardan gülümsediğinde ne kadar çocuk ruhlu olduğunu bir kere daha anlamış oldum. En ufak şeyden bile mutlu oluyordu.
Tek istediği ilgi ve sevgiydi. Bu yüzden bize çok bağlıydı.
"Tamam o zaman, bekle ben üstümüze bir şey getireyim üşüteceksin."
Gerek yok dememe kalmadan fırladığında ben de arkasından bir sigara yakmıştım.
Bu kadar duygusal olmasına rağmen, sevdikleri için canını verirdi. Hatta defalarca bizim için silahlı adamların karşısına dikildiği oldu.
Eline hiç silah almamış biri olmasına rağmen bizim yüzümüzden her boku öğrenmişti. Zorunda kalmıştı.
Çağla, öyle değildi. Çağla duygularını daha çok içinde yaşardı, belli etmezdi ve psikopatın tekiydi.
Onun eline düşeceğime, yanarak ölmeyi tercih ederdim.
Aslı elinde battaniyeler ile geldiğinde gülümsedim. Bir tanesini benim üstüme, diğerini kendi üstüne aldı ve o da bir sigara yaktı.
"Baş ağrın geçti mi?" Diye sordum geçmiş olmasını umut ederek, bu gün biraz fazla ağlamıştı.
"Hıhım."
Aldığım kısa cevap şaşırtsa da suskunluğumu sürdürdüm.
Bu şekilde konuştuğu zaman genelde ciddi konuşacak oluyorduk.
Ela gözlerini bana diktiğinde ona baktım, bir sorun vardı.
Bir şey söylemek istiyor ama çekiniyor gibiydi.
"Söyle" dedim bedenimi iyice ona döndürerek.
Hissediyordum, bir şey geliyordu.
"Bu gün Can için çok endişelendim. Benim... Benim tek ailem sizlersiniz. Sizi çok fazla seviyorum ve çok korkuyorum Duru."
Hıçkırarak ağlamaya başladığında ne yapacağımı bilemeyip bir kaç saniye kalakaldım. Daha sonra kollarımın arasına cılız bedenini alarak ona sarıldım.
"Eskiden, yer altıyla alakamız yoktu. Kendi kendimize takılıyorduk. Yanlış anlama işlerin büyümesine gerçekten çok seviniyorum ama o kadar çok korkuyorum ki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ (GirlxGirl)
RomansSiyaha büründüm tamamen ve korkusuzluğa ulaştım. Renkli bir gökyüzüne, parıldayan yıldızlara ve mavili denizlere uzaktım artık. Renklerimi yitirmiştim. Siyahta bulmuştum umudu, çareyi, gücü, kudreti ve yüceliği. Hızlı atan kalbim buraya ait olduğumu...