Bahçeden çıkıp uzaklaşan arabanın arkasından, akan göz yaşlarımla öylece kalakaldım.
Göz yaşlarımı silip kendime gelmeye çalıştım. Sigara paketimden bir dal sigara çıkarıp yaktım. Derin bir nefesi içime çekip, Çağlalara doğru döndüm.
"Çağla, birazdan sizde çıkacaksınız. Hazır mısın?"
Çağla üzerini düzeltip bir sigara yaktı. "Hazırız biz."
Aslı, dolu gözleriyle Çağlaya doğru adımladı. Kısık sesle konuştu. "Çağla, biraz konuşabilir miyiz?"
Kaşlarım istemsizce çatıldı. "Siz konuşmadınız mı hâlâ?"
Çağla omuzlarını silkip sigarasından derin bir nefes çekti. "Konuşacak bir şey yok."
Aslı gözünden akan yaşı umursamadan Çağlanın boşta kalan elini tuttu. "Çağla yapma böyle, yemin ederim o akşam Mertle bir şey yaşamadım."
Çağla sinirle bağırdı. "Aslı! Konuşmak, duymak istemiyorum! Neden anlamıyorsun? Kafamda bu düşüncelerle oraya gitmek istemiyorum Aslı."
Aslı üzgünce mırıldandı. "Ne yapacağız peki?"
"Geldiğimde konuşacağız." Dedi Çağla sakince.
Aslı, üzgünce Çağlanın gözlerine baktı. "Ya... ya konuşamazsak? Ya bir daha konuşacak vaktimiz olmazsa?"
Çağla, ellerini Aslının yüzüne çıkardı. "Öyle bir seçenek yok. Gözlerinde korkuyu görmek istemiyorum. Kendine gel Aslı."
Aslı'nın göz yaşları artarken sinirle bağırdı. "Öyle bir seçenek var Çağla ve bunu sende benim kadar iyi biliyorsun!"
Çağla derin bir nefes çekip elindeki sigarayı yere attı. Aslıya doğru dönüp alınlarını birleştirdi, Aslının gözlerinden akan göz yaşlarını eliyle sildi. "O zaman sadece şunu bil, seni aklının hayalinin alamayacağı kadar çok seviyorum."
Aslının gözünden akan yaşı öptü. Aslı, dudaklarını Çağlanın dudaklarıyla birleştirip özlemle öptü. Ayrıldıklarında, Çağlanın gözlerinin içine bakıp fısıldadı. "O zaman sende şunu bil sevgilim. Sana asla ihanet etmedim ve etmem. Sana çok aşığım."
Çağlanın gözlerinden akan yaşlarla, dudakları tekrardan birleşti. Çağla, Aslının dudaklarını emip ayrıldı ve göz yaşlarını sildi. "Geldiğimde konuşacağız her şeyi. Kendine dikkat et tamam mı? Kılına zarar gelirse, yakarım bu şehri."
"Biliyorum, asıl sen kendine dikkat et. Canın yanarsa, ortalığı yangın yerine çeviririm."
Birbirlerinin dudaklarına son bir öpücük daha kondurup ayrıldılar. Çağla, ne yapacağını bilemez bir şekilde bana doğru gelirken kollarımı açıp ona sıkıca sarıldım.
Kulağıma doğru fısıldadı. "Beni affet Duru. Bunu duymadan gitmek istemiyorum."
Sarılışımı sıkılaştırıp kulağına doğru fısıldadım. "Ben seni çoktan affettim kardeşim. Ama başına bir şey gelirse, seni asla affetmem. Bunu unutma. Dikkatli ol."
Çağla gülümseyerek yanağıma bir öpücük kondurup daha sıkı sarıldı. "Söz veriyorum kardeşim."
Can yanımıza gelip homurdandı. "Kıskanıyorum ama."
Canın dediğine gülüp geri çekildik. Can, hızlıca Çağlaya sarıldı. Saçlarına bir öpücük kondurup geri ayrıldı. "Sinyalden seni hep takip ediyor olacağım, başına bir şey gelirse orayı başlarına yıkarım. Kendine çok dikkat et, Aslı sensiz maksimum 3 gün dayanır onun ağlamalarıyla baş başa bırakma bizi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ (GirlxGirl)
RomanceSiyaha büründüm tamamen ve korkusuzluğa ulaştım. Renkli bir gökyüzüne, parıldayan yıldızlara ve mavili denizlere uzaktım artık. Renklerimi yitirmiştim. Siyahta bulmuştum umudu, çareyi, gücü, kudreti ve yüceliği. Hızlı atan kalbim buraya ait olduğumu...