Bölüm 19: Bir mazi, Bin hatıra

532 53 13
                                    

Toplantıdan sonra eve geldiğimizde, kimseyle tek kelime etmeden odama çıktım. Güzel bir duş aldıktan sonra giyindim ve terasıma çıkıp oturdum.

Bu sıralar bir sürü problemim vardı ve ben hangisini çözmeye yeltensem diğer bir sorun boy gösteriyordu.

Birincisi Dolunaydı. Ondan hoşlandığımı farkında olmama rağmen, onunla bir ilişki yaşama düşüncesi beni çok korkutuyordu. Onu hatırlamamak, onun beklentilerini karşılayamayacağım düşüncesine yol açıyordu. Olay sadece bu da değildi, her ne kadar bana karşı çok açık sözlü olup sevdiğini söylesede, bir de Ali problemimiz vardı.

Sırf gönül hatırı için, ondan hoşlanan biriyle yemeğe çıkıyordu. Nedense bunun sadece bir yemekle kalmayacağına emindim.

Büyük soyguna sayılı günler kalmıştı, ekip olarak hazır olduğumuza emin olmama rağmen, içimde çok kötü bir his vardı. Arkadaşlarımı tehlikeye atmak hiç hoşuma gitmiyordu.

Diğer sorun ise Sılaydı. İkizler her an tetikte onları izliyordu, fakat Azrail adamının öldüğünü anladığında olay ikizlerden çıkacaktı ve bizim meselemiz haline gelecekti.

Kafamı kurcalayan en büyük sorun ise, Aslı, Çağla ve Mert üçgeniydi. Çağlayla ve Aslıyla konuşmak istiyordum fakat ne diyeceğimi bilemiyordum. Zaten yeterince büyük bir kavga etmiştik ve onları tekrardan kaosa sürüklemek istemiyordum. Bu yüzden onların benimle gelip konuşmasını beklemeye karar verdim. Aslı akşama kalmaz yanıma damlardı zaten.

Telefonuma gelen mesajla düşüncelerim iyice derinleşti.

Kübra
Bu gün beni ekmek yok. 21.00, lodos lokantası.

Derin bir of çekerek, sigaramı dudaklarıma koyup ateşledim. Dolunay Ali ile buluşacağına göre, benimde Kübra ile buluşmam da bir sıkıntı olmazdı.

Seni evden alırım.

Mesajı yolladıktan sonra, koltuğa kafamı iyice yasladım. Teras kapısı açılıp içeriye Aslının girmesiyle tekrardan doğruldum. Akşama kadar bile duramamıştı.

"Müsaitsen gelebilir miyim?"

"Gel." Kafamı umursamazca tekrardan manzaraya çevirdim. Aslı yanımdaki deri koltuğa oturdu.

"Özür dilerim. Güvenini kırdığım için, kırdığımız için."

"Tamam." Bakışlarımı ormandan çevirmemeye devam ettim.

"Bize kızgınsın, kırgınsın biliyorum ama sana ihtiyacımız var Duru. Çağla hiç iyi değil. Eskisi gibi değil, bana karşı insanlara karşı çok saldırgan. Mert'e takmış durumda, bana bir gülüyor bir küsüyor gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum. Çağlanın neden böyle olduğunu, neden kendi kabuğuna çekilip tekrardan uyuşturucuya başladığını da bilmiyorum ama sen ona destek olmazsan o ayağa kalkamaz Duru."

Aslı, Çağlanın ona karşı olan ilgisini fark etmemişti. Belkide kafasında soru işareti oluşmuştu ama o bunu görmezden gelmişti, çünkü biz çocukluk arkadaşıydık ve buna ihtimal vermemesi gayet doğaldı.

"Çağla çocuk değil Aslı, sorunu neyse hepimizle gelip konuşabilirdi. Kabuğuna çekilmesine gerek yoktu, bana ihanet etmeyi o seçti."

Aslının gözleri doldu, sesi titredi. "Onu gerçekten silecek misin? Çağla o, bunu ona yapamazsın! Bütün ömür boyunca o vardı benim yanımda Duru."

Sinirle güldüm. "Bir ömür boyu da benim yanımda olmamayı o seçti ama Aslı. Bak, bende bilmiyorum tamam mı? Ne yapacağımı ne bok yiyeceğimi bilmiyorum. Çağla bana kendini kanıtlamadan onu nasıl affederim bilmiyorum Aslı, bilmiyorum."

SÖZ (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin