Gece alay eder gibi gülümsedi ve sessizce söylediklerimi tekrar etti.
"Seni tanıyor muyum.."
Daha sonra ciddileşerek bir sır verecekmiş gibi masanın ucundan bana doğru eğildi.
"Seni tanıyorum Duru."
Kalbimin atış seslerini sadece ben değil, sanki bütün evren duyuyormuş gibi hissediyordum.
Bu kız adımı nereden biliyordu?
"Ama sen her zamanki gibi, beni tanımıyorsun."
Sözleri kaşlarımı çatmama sebep olurken "Kimsin sen?" Diye sordum.
"Ben.." Dedi ve duraksadı.
Şimdi masada ikimizde birbirimize doğru eğilmiş bir şekilde konuşuyorduk.
Gözlerini gözlerimden ayırmadan "Dolunay." Diye fısıldadı.
Daha sonra geriye çekilip, kafasını iki yana salladı. "Muhtemelen adımı bile hatırlamıyorsundur."
O sırada aklıma gelen kızla olduğum yerde dona kaldım. Dolunay..
Yetimhanedeyken sürekli yanıma gelen, kısa siyah saçlı kız. Ben hafızamı kaybetmeden önce arkadaşım olduğunu söylüyordu.
Ben ise sürekli onun yanından kaçıyor, uzaklaşıyordum.
Tekrardan o kızıl saçlarına baktım, gözlerine, vücuduna, ellerine. Nasıl olurda hatırlamazdım?
"Hayır." Dedim kafamı iki yana sallayarak. "Hayır."
O sırada gözleri büyüdü, şaşkınca bana baktı. "Beni hatırladın mı?"
"Neden seneler sonra karşıma çıkıyorsun?" Diye fısıldadım.
Onunla değil de sanki kendi kendime konuşuyor gibiydim.
"Neden bana bunu yapıyorsun?"
"Elimde değil." Dedi çatallaşan sesiyle.
Gözlerine baktığımda, gözlerinin dolduğunu gördüm.
"Sen beni hatırlamasan da, ben seni unutamıyorum."
Kaşlarım istemsizce çatıldı, kendimi geri çekip sandalyeye yaslandım.
Seneler önce sormam gereken o soru, içimde parlayan cesaretle birlikte dudaklarımdan çıktı.
"Neden unutamıyorsun, neden peşimi bırakmıyorsun, neden senin için bu kadar değerliyim?"
"Keşke.. keşke hatırlasaydın." Gözünü kapatıp açtığında gözlerinden düşen damlalar benim ruhuma ateş olarak değdi ve kalbimi yaktı.
"O zaman.. Sen de beni bırakmazdın."
Diyerek tamamladı cümlesini."Anlamıyorum." Diyerek ona doğru eğildim. "Sana seneler önce peşimi bırakmanı, bana geçmişimi hatırlatmamı söylemiştim. Seneler sonra neden karşıma dikildiğini anlamıyorum."
Aklıma gelen düşünceyle elim silahıma gitti ve çıkartıp Dolunaya doğru tuttum.
"Yoksa seni ailem mi yolladı?!"
Dolunay dolu gözleriyle bana ve de elimde ki silaha baktı. Kafasını iki yana salladı.
"Ailen gittiği günden beri onlarla bir daha iletişimim olmadı."
Ayağa kalkıp elimdeki silahla odada bir ileri bir geri yürüdüm. Artık benim de gözlerim dolmuştu. Ailemle ilgili tek bir düşünce bile bedenimi sinirle kaplıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ (GirlxGirl)
RomanceSiyaha büründüm tamamen ve korkusuzluğa ulaştım. Renkli bir gökyüzüne, parıldayan yıldızlara ve mavili denizlere uzaktım artık. Renklerimi yitirmiştim. Siyahta bulmuştum umudu, çareyi, gücü, kudreti ve yüceliği. Hızlı atan kalbim buraya ait olduğumu...