İyi okumalar 🖤
Duru'dan...
"Sizin çetenizde olup, beraber intikam almak." Benim şaşkın bakışlarımın aksine, Görkem oldukça kendinden emin bir şekilde bize bakıyordu.
Dolunay da şaşırmıştı, gözlerinden belliydi. Şaşkınlığını kahkahası ile bastırdı. "Neden seni çetemize alalım?"
Dolunayın sorusuna karşı Görkem oturduğumuz masaya iyice yaklaştı. "Çünkü Azraili benden iyi tanıyan yok. Ona benden daha çok erişebilecek olan da yok. Küçük olabilirim ama oldukça yetenekli ve güçlüyüm. İstediğiniz kadar beni test edebilirsiniz, dayanıklıyım. Kolay pes etmem. Babamdan almak istediğim bir intikam var, bunu sizinle yapmak istiyorum. Bir çete oluşturarak değil."
Görkemin lafını böldüm. "Neden intikamını bizimle almak istiyorsun?"
"Bak daha önce çok çatışma gördüm tamam mı? Bir dünya cesetin içinde yürüdüm. Bir çok korumayla tanıştım, hiç birinin içerisinde sevgi yoktu. Onlar hayatta kalmak için çatışıyorlardı, ölmemek için. Siz öyle değilsiniz."
Masada oturan çetemi işaret parmağıyla gösterdi. "Siz, sanki birbirinize görünmez iplerle bağlı gibisiniz. Gerçek sevgiyle, aşkla. Ölmemek için değil birbiriniz için savaşıyorsunuz. Birbiriniz için kurşunların üzerine atlıyorsunuz. Siz gerçek bir ailesiniz ve ben bir çete değil bir aile arıyorum."
Dolunayın karşısına geçip dimdik durdu. "Benden haz etmediğini biliyorum Dolunay abla, seni anlıyorum. Ben en son birisinden sevgi gördüğümde 8 yaşındaydım. Annem öldüğünden beri sevginin kırıntısını görmedim. Etrafımdaki insanların gözünde sadece nefret vardı. Gözlerinizdeki sevgiyi gördüğümden beri bu ailenin bir parçası olmayı diliyorum. Çünkü gerçek gücün sevgiden geldiğini annemden biliyorum."
Görkemin söylediklerinin üzerine Dolunay abisi Çağataya uzun uzun baktı. Çağatay da üzgün gözleriyle Dolunaya bakıyordu.
Dolunay boğazını temizledi. "Sana güvenmiyorum."
"Biliyorum. Birden bana güvenmenizi beklemiyorum zaten. Sadece sizden bir şans istiyorum."
Konuşmalarının arasına girdim. "Düşüneceğiz."
Görkem beni kafasıyla onaylayarak odadan çıktı. Dolunay sandalyesine geri oturup yüzünü ellerinin arasına aldı.
Masadakilere tek tek baktım. "Ne düşünüyorsunuz?"
Hepsi oldukça düşünceli gözüküyordu. "Bilemiyorum." Dedi Can masadaki suyu içerken.
Çağla ofladı. "Ona güvenmemiz için çok erken."
"Bunu biraz düşünelim, daha sonra ne yapacağımız hakkında tekrar bir toplantı yaparız."
Herkes kafasıyla beni onaylarken Dolunay ayağa kalktı."İkinci savaşa hazırlanmalıyız. Azrail bizim için gelecektir. Kıvançı arayacağım, Savaş büyük ihtimalle uyuşturucu ticareti için öldürdüğümüz adamlarının yerine adam arıyordur. Adamlarımdan birini gizlice savaşın adamlarının içine sokalım. Bu sayede Azrail, büyük patronla iletişime geçip Görkemin yerini Savaşın söylediğini öğrenirse ve Savaşla iletişime geçerse, bizde öğrenmiş oluruz."
"Mantıklı. Bu kadar uzun süre sessizlik olması hiç iyi değil. Büyük patronunun kaçma haberini çoktan almamış olmamız gerekirdi. Tabi Azrail onu öldürmediyse."
Herkes dediğimi sessizce onayladı. Çağatay sessizce yutkunup söze atıldı. "Şuanda yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bu akşam gelecek olan mühimmatları ayarlayıp, dışarıdan haber bekleyeceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ (GirlxGirl)
RomanceSiyaha büründüm tamamen ve korkusuzluğa ulaştım. Renkli bir gökyüzüne, parıldayan yıldızlara ve mavili denizlere uzaktım artık. Renklerimi yitirmiştim. Siyahta bulmuştum umudu, çareyi, gücü, kudreti ve yüceliği. Hızlı atan kalbim buraya ait olduğumu...