Bölüm: 6 Eski günlerin hatrına.

615 55 3
                                    

Duru'dan...

Gece ile yaptığımız görüşmeden sonra, çocuklara bana iki saat vermelerini söyleyerek odama çekildim.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. İşin ucunda yüklü bir miktarda para olmasına rağmen, çocukları böyle bir riskin içine atamazdım.

Geceye güvenmem için ise hiçbir sebep yok. O kızda farklı bir şeyler olduğunu hissedebiliyorum, ne olduğunu çözmeyi istesem de, içimden bir ses bu işten uzak durmamı söylüyordu.

Terasıma çıktım, gün batımını yakaladığım için içten içe sevinerek deri koltuğuma yayıldım.

Bardağıma viskimi doldurdum ve sigaramı ateşleyerek dumanını içime hapis ettim.

İşte benim için huzurun tanımı tam olarak burasıydı.

Güneş git gide kızıllaşarak, ağaçların arasında kayboluyordu. Gökyüzü en sevdiğim halini almıştı. Mavi, turuncu, kırmızı bir çok renge sahipti ve karanlık yavaş yavaş gelmek üzereydi.

Bardağımdaki alkolü tek yudumda içerek sigaramı söndürdüm. Terastan çıktım ve işin başına dönmek üzere, aşağıya indim.

Merdivenlerden indiğimde salon kısmı sağ tarafta, sol tarafta ise mutfak kalıyordu. Duvar veya kapıya ayrılmamışlardı bu iki oda. Amerikan mutfak veya açık mutfak denilebilir.

Herkes aşağıda toplanmıştı. Bu sefer akşam yemeğini yapmak için Çağla ve Can kollarını sıvamış mutfakta son ses müzik eşliğinde dans ediyorlardı.

Berkay ve Aslı ise salonda oturmuş, telefondan komik bir video izliyorlardı.

Merdivenlerden inip boğazımı temizlediğimde hepsi toparlanıp bana döndüler.

''Yemeğimizi yiyelim, şu mevzuyu konuşalım daha sonra depoya gidip işimizle ilgilenelim.''

Söylediklerimi onaylayan sesler çıkarttıklarında, Can ve Çağlaya yardım ederek sofrayı salondaki büyük masaya kurmalarına yardım ettim.

Aslının telefonu çalmaya başladığında, gülen yüzü anında soldu ve hızlıca aramayı reddetti.

Berkay şaşkın bir yüz ifadesiyle Aslıya döndü. ''Neden seni arıyorlar?''

Aslı huzursuzca koltuktan kalktı. ''Bilmiyorum.''

Salonun çıkışına doğru hızlıca ilerlerken benle göz göze gelince anında gözlerini kaçırdı.

Çok fazla paniklemiş bir hali vardı, sanki bir şeyler saklıyor gibiydi. Yanımdan geçip gidecekken kolundan tutarak onu durdurdum.

Yüzüme değil yere bakmaya devam ediyordu.

''Kim aradı?'' dedim sert bir şekilde.

''Duru bırak, sonra konuşalım.'' diyerek kolunu çekmeye çalıştı.

Benden bir şeyler sakladığını beden dilinden çok rahat anlayabiliyordum.

Kolunu daha sert tuttum ve diğer elimle kafasını yukarıya kaldırdım. ''Kim aradı Aslı?''

Aslı ela gözlerini gözlerime diktiğinde, gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm.

Yüzündeki ifade ise, üzgün veya hüzünlü gibi değil daha çok sinirli gibiydi.

Aslı düşüncelerimi onaylarcasına ''Tılsım bırak!'' diye bağırdı ve sertçe kolunu çekerek yanımdan geçip gitti.

Biz bizeyken bana tılsım demesinin, bağırmasının ve kimin aradığını söylememesinin şaşkınlığıyla öylece dikilirken sert bir kapı sesiyle Aslının evden de gittiğini hepimiz anlamış olduk.

SÖZ (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin