Bölüm 20: Saldırın

609 48 15
                                    

Öpüşmemiz şiddetlendikçe nefes alış verişlerimizde aynı oranda şiddetleniyordu. Daha fazla kendimi tutamayıp alt dudağını dişlerimin arasına alarak çekiştirdim.

Hafifçe inleyerek alt dudağımı sertçe emdi. Elleri ensemde saçlarımı çekiştiriyordu, elimi beline koyup onu kucağıma doğru çektim. Kucağıma oturduğunda koltuğa doğru iyice yaslanıp kalçalarını kavradım ve dudaklarını emmeye devam ettim. Nefeslerimiz birbirine giriyor, kalplerimizin çarpma hızı birbirine karışıyordu.

Artık ikimizde kontrolümüzü kaybetmiş bir şekilde öpüşüyorduk. Öpücüklerim dudaklarından ayırıp açıkta kalan boynuna doğru yol aldı, boynundan aşağıya ıslak öpücüklerim kaydıkça, kafamı boynuna doğru hafifçe bastırıyordu.

Beyaz boynunu dudaklarımın arasına alıp emdim. Güzel kokusu burnuma doluyordu. Ellerimi kalçalarından saçlarına doğru çıkardım ve boynuna gelen saçlarını diğer omzuna doğru atıp kendime daha çok yer açtım. Boynunu büyük bir tutkuyla emerken öpücüklerimi tekrar dudaklarına çıkardım ve ellerim tekrar kalçalarını buldu. Kalçalarını sıkıca sıktığımda, kendini bana doğru hafifçe sürttü ve bu hareketi ağzımdan büyük bir inilti çıkmasına sebep oldu.

Kafamı geriye doğru atıp inlediğimde, bu sefer onun dudakları boynumda yerlerini almıştı. Elbisesi iyice sıyrılmıştı ve bembeyaz bacakları gözlerimin önündeydi. Elimi bacaklarına indirip okşamaya başladım. Telefonum çalmaya başladığında ikimizde bunu umursamayıp tekrardan dudaklarımızı birleştirdik.

Dudaklarımız büyük bir şehvetle birbirleri üzerinde egemenlik kuruyordu. Telefonum ardı ardına kaçıncıya çalıyordu bilmiyordum ama bu sefer benimki susmuş dolunayın telefonu çalmaya başlamıştı.

Tam kafasını geri çekmek üzereydi ki elimi boynuna götürüp onu tekrardan kendime çektim ve dudaklarını tekrardan öpmeye başladım. Nefes alışverişlerişlerimizin arasında dudağıma doğru fısıldadı.

"Önemli bir şey olmuş olabilir."

"Umrumda değil." Tekrardan dudaklarımızı birleştirdim fakat tekrardan çalmaya başlayan telefonumun melodisi artık kulağımı tırmalayan derecedeydi. Soluklanmak için dudaklarımızı ayırdığımızda, dolunay biraz geri çekilip kendi telefonunu çıkardı.

"Can aramış üç kere."

Oflayarak telefonumu çıkardım. 15 çağrı vardı ve geneli tabii ki Aslıdandı.

Aslıyı geri aradığımda telefon hızlıca açıldı.

"Duru, nerdesin?"

"Ne oldu Aslı?"

"Saat gece üç olduğu için başına bir şey geldi sandım. Dolunayı bile aradık. Neden haber vermiyorsun?"

"Aslı ben sana geç geleceğim demedin mi?"

"Hayır, en erken şekilde gelicem inşallah dedin." Dolunay duyduğu ile gülmeye başlarken derin bir nefes çektim.

"Dolunaylayım ben, merak etmeyin siz beni sıkıntı yok."

"Tamam." Aslı telefonu şak diye yüzüme kapadığında bir süre ekranla bakıştım. Dolunay bana gülmeye devam ederken ona doğru eğilip tam gülüşünden bir kaç kez öptüm.

"Çok güzel gülüyorsun ama sen."

Utanarak kafasını boynuma gömdü. "Çok güzel kokuyorsun ama sen." Boynuma bir kaç öpücük kondurdu.

"Bize gelmek ister misin? Burada biraz daha durursak tozdan hastalık kapacağız."

"Olur, gelirim."

SÖZ (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin