Herkese merhaba, hayalet okuyucularım.
Hiç yorum yapmadan sadece bölümleri okuduğunuz için size bu ismi taktım.
Tabiki de yorum yapmak zorunda değilsiniz, ama hikaye ile ilgili yorumda bulunmadığınız zaman gerçekten hikayenin beğenilmediğini düşünüyorum ve yazmayı bırakıyorum.
Eğer devam etmemi istiyorsanız, lütfen bu bölüme yorum atın.
Devam et demeniz bile yeterli, yoksa kitabı silip yeni bir hikayeye başlamayı düşünüyorum.
Olumsuz yorumlarınızı da burada bekliyor olacağım, iyi okumalar.
Hepimiz sevinçle ayaklandık. Her şey tam olarak istediğimiz gibi ilerliyordu. Büyük soygun hakkında son kez plan yapmak için Çağatay ile beraber toplantı odasına geçtik. Herkes deri koltuklara oturduğunda, Çağatay büyük tahtanın karşısına geçip evin krokisini çıkardı.
"Evet arkadaşlar, daha öncede çok kez konuştuğumuz soygun, büyük patronun saat dörtte gizli toplantasıya gitmesiyle başlayacak. Büyük patronun dönmesi saat altıyı bulacak, bu yüzden iki saat vaktimizin olduğunu düşünebiliriz.
Evde tam on koruma var. 3 koruma evin solunda, iki koruma sağında, iki koruma kapının önünde duruyor. Kalan üç korumanın ikisi garajın önünde, biri arkasında durmakla görevli. Ben can ve aslı ile beraber evin içine gireceğim. İlk olarak canı kontrol odasına sokacağız ve garajtaki parmak izini etkisiz hale getirecek. Etkisiz hale gelince telsizle size bilgi vereceğiz. Siz garaja gireceksiniz, Mertle Berkay garajın arkasına arabayı getirecek ve uyuşturucular yüklenecek. İçerdeki bir milyon TL sizin olacak, eğer kasanın şifresi yanlış çıkarsa, evdeki tüm korumalar garaja gelir ayrıca on dakika içerisinde 50 adet koruma eve gelir. On dakika içinde oradan çıkmamız gerekir.
Babamla beraber çocuğun elimizde olduğuna dair videoyu çektik. Can kapının şifresini kırdıktan sonra, videoyu azraile yollayacak. Ben kontrol odasının camından garajı kontrol ederken, can ve aslı Azrailin oğlunun tutulduğu odaya gidip çocuğu alacaklar. Hızlıca evden çıkıp gideceğiz. Bizim arkamızdan ise Azrail gelecek, düşmanı düşmana kırdıracağız."
Herkes kafasını onaylayarak salladı. Hepimizin gözleri kararlılıkla parlıyordu. Dolunay masanın altından elimi sıkıca tuttu.
Boğazımı temizleyip yerimde dikleştim. Tek tek herkesin gözüne baktım."Ben hepimizin bu soygun için hazır olduğunu düşünüyorum. Bu yapamayacağımız bir şey değil. Gidip bütün yer altına kim olduğumuzu göstermemizin vakti geldi!"
Herkes hırsla dediklerimi onayladı. "Bir sorunumuz daha var, çocuğu hafife almayın. Tam yirmi adamımızı pert etti. O çocuğu oradan çıkarmak istiyorsak, onu ikna etmek zorundayız. Edemezsek diye ben yanıma eter alacağım. Koklatarak bayıltmamız gerekebilir."
"20 adam mı?" Diye sordu Dolunay şaşkınca. Çağatay onu kafasıyla onayladı. "Korkudan çocuğun elini, kolunu, ayağına kadar bağladılar."
Bu arada dedi Çağatay, Aslı ve Çağlaya doğru ilerledi. İkisine de sarıldı. "Tebrik ederim, çok yakışıyorsunuz birbirinizi üzmeyin."
Aynı şekilde Mertte, ayağa kalktı. Şakınca Merte baktım. Çağlanın yanına gidip elini uzattı. "Yaptıklarım için özür dilerim, ben böyle bir durum olduğunu biraz geç fark ettim. Umarım çok mutlu olursunuz, tebrik ederim."
Çağla da benim gibi şaşkın bir şekilde Mert'in elini sıktı, Mert aslıya da aynı şekilde gülümseyerek bakıp tebrik etti. Aslı rahatlamış bir ifadeyle teşekkür etti. Çağatay ve Mert ayaklanıp gitmek için kalktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ (GirlxGirl)
RomanceSiyaha büründüm tamamen ve korkusuzluğa ulaştım. Renkli bir gökyüzüne, parıldayan yıldızlara ve mavili denizlere uzaktım artık. Renklerimi yitirmiştim. Siyahta bulmuştum umudu, çareyi, gücü, kudreti ve yüceliği. Hızlı atan kalbim buraya ait olduğumu...