Bölüm: 3 Cehennemin dibinde de olsam bulurlar beni.

702 60 1
                                    

Arabanın içinde korumalar bana bakarken ben de dışarıya bakıyordum. Sokağın ortasında bana silah dayatacak kadar yürek yemiş patronu kimdi merak ediyordum.

Aslında olay bu değildi, asıl beni korkutan bizi nasıl bulduğuydu.

Kimdi, ne istiyordu ve bizi nasıl bulmuştu? Biz istemeden asla ortaya çıkmazdık.

Arkadan Berkayların bizi takip ettiğini biliyordum, en azından bu konuda içim rahattı.

Araba saçma ve ıssız bir yerde olan deponun önünde durdu. Anında dışarıdan biri kapımı açıp bana silah doğrulttuğunda onu itekleyerek arabadan indim.

"O silahı indir!" Sert sesim adamı korkuturken etrafıma baktım. Daha demin üç tane olan üniformalı heriften şu an nerden baksan 20 tane vardı.

İçerideki boş biri değildi bu, bizi bulmasından bile belliydi.

Adamlardan biri kolumu tutmaya kalktığında kolumu çektim ve sertçe ona baktım.

"Salak değilseniz, burada kendi isteğimle bulunduğumu anlamış olmanız gerekiyor. O yüzden teması kesin ve yolu gösterin."

Adamlar benimle birlikte bir koridora girdiklerinde, koridorun sonunda bir oda gözüküyordu sadece.

Odaya girdiğimde yavaşça etrafı süzdüm. Kocaman odanın her tarafı siyahtı. Büyük bir masa gördüğümde oraya baktım ve meşhur patronla göz göze geldik.

Patron dedikleri kadın, aşırı güzeldi.

Uzun boyu, kıpkırmızı uzun ve dalgalı saçları vardı.

Teni bembeyazdı.

Kadını görünce dibimin düşmesine anlam veremedim.

Kadın aynı şekilde bana bakarak, beni süzdü. Yüzünde küçük bir gülümseme oluştu ve anında kayboldu.

Benim yaşlarımda gözüküyordu.

Garip bakışmamız devam ederken ortamın havasını dağıtmak istedim ve beni tehdit eden adamdan aldığım silahı masaya koydum.

Silah boştu, bunu ağırlığından anlamıştım. Çocukluğumda almak zorunda olduğum bazı dersler vardı. Silah eğitimi, dövüş kursu gibi.

Bu yüzden bu konularda fazla yetenekliydim. Bu silahı da, modelini de, boşken ki ağırlığını da biliyordum. Silah boştu.

"Adamlarınız beni içi boş bir silahla tehdit etti. Sanırım fazla iyi öğretememişsiniz."

Sesim alaylı çıkmıştı.

Kadın boş silahı eline alıp gülümsedi.

"Nereden anladın?" Soruyu sorarken aynı zamanda, silaha mermilerle dolu bir şarjör taktı.

"Ağırlığından."

Kadın gözlerini, gözlerimle buluşturdu. Bal rengi gözlerine bakarken, silahın gövdesini çekerek namlu kısmına mermi gelmesini sağladı.

Artık silah doluydu.

Masanın üstüne silahı koyduğunda, namlu direkt olarak bana doğru bakıyordu.

"Otursana. Konuşmamız gereken şeyler var."

Bu cümleyi beklemediğim bir kibarlıkta, masanın önündeki koltuğu eliyle göstererek sormuştu.

"Konuşalım bakalım."

Koltuğa rahat bir şekilde oturdum. Belimde iki tane silah vardı.

Tersi bir durumda Berkaylar gelene kadar odanın içindeki herkesi tarayabilirdim.

SÖZ (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin