Bölüm 18: Çaça

505 49 8
                                    

Dolunayın kalp atışlarını duyabiliyordum. Onu heyecanlandırmış olduğumu bilmek yüzüme gülümseme yayılmasına sebep oldu. Hâlâ daha alkolun etkisinde olduğumdan dolayı bir cesaretle burnumu boynuna ileri geri hakereket ettirip, tekrardan boynuna bir öpücük kondurdum.

Dolunay bana doğru döndüğünde, bal rengi gözlerinde bana karşı hissetiği etkiyi gördüm. "Duru.. Beni zorluyorsun."

"Öyle mi oluyor?'' Dolunayın bembeyaz boynuna bir öpücük daha kondurdum. "Çok güzel koktuğun için kendimi tutamıyorum."

Dolunayın yüzünde tekrardan eridiğim o gülümseme belirince, kendimi tutamayarak yanağıyla dudağı arasındaki bir kısma öpücük kondurdum. "Ve çok güzel gülüyorsun."

Dolunay bir kaç saniye nefeslendikten sonra kendine geldi."Keşke hep sarhoş olsan." Bedenini bana doğru döndürüp yanımdan geçti, benim için hazırladığı bitki çayı dolu kupayı elime tutuşturdu.

"Bitirirsen seninle uyurum." Aniden gaza gelip bütün bitki çayını dikmeye kalktım, ama daha yarısına gelememişken sıcaktan ağzım yanınca yüzümü buruşturdum. ''Sıcakmış."

Dolunay güzel gülüşünü yine bana başetti."Şapşal."

Telefonum çalmaya başlayınca arayanın Aslı olduğunu görüp derin bir of çektim. Telefonu her ne kadar açmak istemesem de, beni merak edeceğini bildiğim için açtım.

"Efendim?"

Sesi hâlâ daha ağlarcasına ve üzgündü. " Duru, gelmeyecek misin eve?" Küçük bir bebeğin 'anne almayacak mısın oyuncağı?' derken ki hayal kırıklığını andırıyordu söyleyiş tarzı.

"Gelmeyeceğim, beni merak etmeyin. Yarın toplantıya gelirseniz görüşürüz. İyi geceler." Aslının cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım, gözlerim tekrardan dolmaya başlamıştı.

Dolunay yanıma yatağa oturup beni göğsüne yasladı. "Bebeğim yapma ama böyle. Ağlama artık." Ona cevap vermeyip kokusunu bir süre içime çektim ve sessizce çayımı yudumlayarak bitirdim.

Dolunay bitmiş bardağımı masasına koyup, odanın ışıklarını kapattı. "Gel güzelim, yatalım bakalım artık." Kafamı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. Yatağın bir köşesine o, diğer köşesine ben uzandım. Yüzünü izleyebilmek için yatakta ona dönerek yattığımda, o da aynı şekilde bana döndü ve ellerini saçlarımda gezdirdi.

Yatakta ona doğru biraz daha yaklaşıp, göğsünün üzerine yattım. Ellerim karnının üzerinde ona sarılırken, kafam tam kalbinin üzerindeydi. Kalp atışları hızlandı, elini belime doğru götürüp beni iyice sardı. Üzerimdeki yorganı iyice çekerek saçlarıma öpücükler kondurdu.

Ben onun kokusuyla bir kez daha sarhoş olup uykuya dalana kadar, ara ara saçlarımı öpüşünü hissettim.

--------

Yüzüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi yavaşça araladım. Dolunay hâlâ yanımdaydı. Kollarıyla bana sımsıkı sarılmış, dudakları yüzümün bir kaç metre ötesindeydi. Bacağım, dolunayın bacaklarının arasına dolanmıştı. Neredeyse tek vücut olacak yakınlıktaydık.

Bembeyaz tenine vuran güneş ışıkları, kalbimin hızlıca atmasına sebep oldu. Kendime engel olamayarak pürüssüz kolunda işaret parmağımı gezdirdim.

Pembe dolgun dudakları tam karşımda, adeta onları öpmemi bekliyordu. Sakinleşmek için derin bir kaç nefes alarak odağımı yastığının üzerinde dağılmış uzun kızıl saçlarına çevirdim. Elimle hafifçe saçlarıyla oynadım. Bu kız, gerçek olmayacak derecede güzeldi.

O güzel kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapatıp ona mümkünmüş gibi biraz daha sokuldum, hayatımın en huzurlu uykusunu uyuyordum ve bu rüyadan uyanmaya niyetim yoktu.

SÖZ (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin