Bölüm 29: Korkusuz

351 39 6
                                    

Bomba gibi üzerimize düşen fotoğrafların üzerinden bir kaç saat geçmişti. Hepimiz eve gelmiştik. Aslı odadan çıkmıyor, yalnızca ağlıyordu. Ne benimle, ne başkasıyla konuşmuyordu.

Çağla bir kere yanına girmeye çalışmıştı, Aslı ise eline ne gelirse Çağlaya fırlatmıştı. Bu yüzden Çağlanın odaya girmesine izin vermiyordum.

Salonda oturmuş, bu boku nasıl temizleyeceğimizi düşünüyorduk. Çağla diktiği içkisini bitirip dolaptan yeni bir bira aldı.

Dolunayın omzuna yasladığım kafamı kaldırıp yerimden dikleştim. "Kübra zor iş değil. Konuşurum onunla, gerekirse yüz yüze konuşurum. Sana mesaj atmayı bırak, senin yanından geçmez. Sorun şu ki Kübra bitse, bir diğeri başlayacak."

Koltuğa oturup kafasına diktiği birayı bıraktı. "Ya onlar basit şeyler Duru. Telefon kullanmam, tuşlu telefonla takılırım. Hattımı, numaramı, sosyal medyayı her şeyi değiştirir hepsinden kurtulurum. Önemli olan Aslı, nasıl tekrar şans vermesini sağlarım bana, önemli olan bu."

"Beni yanlış anlamayın ama, sonuçta bu kız senin geçmişini bilerek seninle sevgili olmadı mı? Bunları kabul etmedi mi? Neden hiç bilmiyormuş ya da aldatıyormuşsun gibi davranıyor ki?"

Dolunayın sorusuyla Mert kafasını aşağı yukarı salladı. "Bende onu anlamıyorum, sonuçta biliyordu. Neden bu kadar ağlayıp kendini kahır ediyor?"

"Çünkü kolay değil." Dedi Çağla, şişeyi dikip konuşmaya devam etti. " Adel mevzusunu hatırlayın, Duru ameliyattan yeni çıkmasına rağmen Dolunay'la konuşmadı bile. Dolunay sen söyle, Duru sırf Kübra ile bir yemek yiyeceği için ortalığı ateşe vermedin mi?"

Bana dönüp gözlerimin içine baktı. "Ali sürekli Dolunaya yazdığı için kıskançlıktan delirmiyor musun? Şimdi kendinizi Aslının yerine koyun. Dolunay senin önüne, Duru ile ilgili öyle bir fotoğraf gelseydi ne yapardın?"

Dolunay sinirle dişlerini birbirine bastırdı. Belimi tutuşu sertleşti, beni iyice kendisine çekti. Boşta kalan elini saçlarına atıp sinirli bir şekilde düzeltti. "Bana şöyle şeyler hayal ettirmeyin amk."

"Sen hayaline bile katlanamıyorsun, o her gün bunları yaşıyor. Tek bir kişi olsa neyse. Mesajların, fotoğrafların, gelen nudelerin haddi hesabı yok ki. O yüzden Aslı haklı, çok haklı. Eğer Aslının geçmişi böyle olsaydı, ben de onunla yapamazdım."

Üzgünce iç çektim. "Aslı haklı, sen de haklısın. Bu durumu nasıl düzelteceğiz?"

"Köpek olacağım peşinde. Başka yolu mu var sanki?"

Çağatay üzgünce kafasını iki yana salladı. "Yok gibi gözüküyor."

"Ben Kübrayla konuşacağım. Aslı, her zaman kübraya ekstra takık oldu zaten. En azından o ayak altından çekilsin."

Çağla ayaklandı. "Teşekkür ederim. Ben gidip duş alacağım."

"Tamam, çıkınca gel yanımıza."

"Tamam."

Dolunay sinirli gözlerini üzerime dikti. "Kübrayla? Konuşacaksın?"

Omuzlarımı silktim. "Mecburum."

"Yo değilsin, senin yerine ben çok güzel konuşurum onunla."

"Saçmalama."

Sinirle gözlerini devirdi. Yüz yüze gelebilmek için çenesini tutup kendime çevirdim. "Bana göz devirme."

"Sende beni sinir etme o zaman."

"Etmiyorum zaten, sen hemen sinir oluyorsun."

Sertçe beni kaldırıp kucağına oturttu. Herkes salonda olduğu için şaşkınca Dolunayın gözlerine baktım.

SÖZ (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin